NO:13 |Bxb|

-6-

Oy vermeyi unutmayın...

Keyifli okumalar.

<3
___________

Okul yoktu bugün, lokantadan ise ufak bir tartışmanın sonunda nihayet izin almıştım.

Ev için birkaç alışveriş yapmam gerekiyordu. Evde yiyecek hiçbir şey kalmamıştı. Üzerime beyaz tişört ve siyah kot pantolon giyip evden çıktım.

Birkaç çeşit peynir ve sebze almıştım. Kasada ödemeyi yaptım. Dışarı çıktığımda arabasına elindeki market poşetlerini koyan Yiğit hocayı gördüm. Yanına yaklaşıp selam verdim.

"Merhaba hocam." Elindekileri yerleştirip bana döndü. Yakışıklı yüzüne hayranlıkla bakıyordum.

"Merhaba Çağlar. Nasılsın?"

"İyiyim, siz nasılsınız?"

"İyiyim teşekkür ederim. Marketten mi?" Elimde market poşeti var...

"Evet, siz de öyle galiba." Kafasını salladı.

"Kolun nasıl, acıyor mu?"

"Hayır hissetmiyorum bile." Kaşlarını çattı.

"Ne demek hissetmiyorum?" Kahkaha attım.

"Yani acımıyor." Gözleri dudaklarıma takıldı.

"Güzel gülüyorsun." Tebessüm ettim. Bakışlarımı kaçırdım. Utanmıştım galiba.

"Teşekkür ederim." Cebimdeki telefonum titreyince çıkardım. Furkan arıyordu.

"Selam Çağlar, napıyorsun?"

"Marketten eve dönüyorum, sen napıyorsun?"

"Ben de evdeyim, şey diyecektim. Bugün buluşalım mı bir yerlerde?"

"Tamam, olur. Nerede?" Yiğit hoca kaşlarını çatarak bana baktı. Konuşacaktı galiba.

"Furkan bir dakika bekler misin?"

"Tamam." Telefonu kulağımdan indirdim.

"Bir şey mi diyeceksiniz?"

"Ben... seni kahvaltıya davet edecektim. Yemek yemediysen diye." İçim kıpır kıpır olurken sırıttım.

"Furkan bugün buluşamam, işim çıktı. Lütfen kusura bakma." Yiğit hocanın yüzünde tebessüm oluştu.

"Tamam, önemli değil. Ama en yakın zamanda buluşalım. Görüşürüz."

"Tabii ki, görüşürüz." Yiğit hocaya döndüm.

"Ee hadi gidelim." Güldü ve elimdeki poşetleri alıp bagaja koydu. Ön koltuğa geçip oturdum. O da binince güzel bir şarkı açtım ve geriye yaslanıp emniyet kemerimi bağladım.

"Nereye gidelim? Senin için fark eder mi?"

"Hayır fark etmez, istediğin yere sür."

Yeşillik bir alana geldiğimizde arabayı durdurdu ve indik. Her taraf ağaçlar ve çimlerle doluydu. Ve ortada duvarları gri renkte olan kulübe gibi ama büyük bir lokanta vardı. Girişte tanıtımlarını yapmışlardı.