-11-

19.4K 868 182
                                    

Okunma sayısı 900, oy sayısı 91... empati kurar mısınız?

Oy vermeyi unutmayınnn

Keyifli okumalar

>3
__________

Elimdeki tepsiye masaya koydum ve teker teker dağıtmaya başladım.

"Ben domatezsiz salata istemiştim ama?" Akif abinin sevgilisi olan Öykü ablaya özür bakışları attım.

"Kusura bakma Öykü abla karışmış, hemen değiştiriyorum." O da tebessüm etti ve hemen salatayı alıp mutfağa koştum.

"Tuğrul abi masa üç'ün domatezsiz salata siparişi karışmış?" Elindeki tabaklarla koşturarak yanıma gelen Tuğrul abiye baktım. Yüzü ter içinde kalmış zayıf bedeni şu bir haftada daha da zayıflamıştı. Bir haftadır yoğun müşterilerimiz vardı.

"Domatezsiz salata mı olurmuş amınakoyim ya!" Homurdanarak elime tepsiyi tutuşturdu.

"Akif abinin sevgilisi istedi. Sipariş etmeyecekti bir şey, yanındakiler ısrar edince salata sipariş verdi. Akif abi sevmiyor diye de domatezsiz istedi." Sessizce kıkırdadı. Onunla gizlice dedikodu yapmak çok zevkliydi.

"Ya tamam çok düşünceli ama ne bilim, sevgili içinde yemekten vazgeçmek salaklık. Ayrıca iki domates den mi huylanacak sevgilisi?"

"Yok abi, Akif abi domatese dokunmayı bile sevmiyor. Ee sevgilisine de kendi hazırlamak ister tabii. Öykü abla da o domatese dokunmasın ben domatezsiz de yerim dedi." Enseme küçük bir şaplak atılması ile irkildim.

Akif abi mutfaktan çıkmış, önlüğünü çıkarmış muhtemelen sevgilisinin yanına gidecekti.

"Siz benim bebeğimin dedikodusunu mu yapıyorsunuz?" Ona sarıldım, aramızda abi kardeş ilişkisi vardı. Bana sürekli destek olurdu, akıl verirdi. Zor zamanlarımda hep yanımdaydı. İlk doğum günümü kutlayandı.

"Dedikodu değil abii." O saçlarımı okşarken yorgunluğumu atmış, mayışıyordum. "Sadece olanı söyledim." Küskün bir şekilde söyleyince gülecek gibi oldu ve saçlarımda ki elini çekip kendini benden uzaklaştırdı.

"Bir şey demedim yavrum. Himdi yengenizin yanına gidiverem gari." Şiveli konuşmasıyla kahkaha attım ve elimdeki tepsiyi masalara dağıttım.

Mesai bitiminde biraz erken çıkıp Yiğit hocanın evine doğru yürümeye başladım. Çok uzak değildi aradaki mesafe. Lüks sitenin kapısına geldiğimde bekçi ile karşılaştım.

"Yiğit Tunç B/blok" adam listeye göz attı ve kapıyı açtı. Bina kapısının şifresini girdim ve asansörü çağırdım. 9. Kata geldiğimde asansör durdu. 54 numaralı kapının önüne geldim ve titreyen ellerim, hızlanan nefesim ile zile bastım.

5 saniye geçmeden kapı açıldı. Üzerinde siyah tişört ve siyah eşofman olan Yiğit, pardon Yiğit hoca beni baştan aşağı süzdü ve içeri gitti. Onun ardından içeri girdim ve kapıyı kapattım. Nerede olduğunu anlamaya çalışırken oturma odasında çıktı.

"Hoşgeldin, salona geçelim." Elimizde kitaplar ile salona geçtik. Oradaki masanın üzerine kitapları bıraktım ve ona döndüm. Yüzüme bakarken ne düşündüğünü bilmek isterdim.

Hemen test kitaplarımı ve konua anlatımlarımı açtım. "4. Ünitem eksik onun haricindeki üniteleri biliyorum."

"Madem bu kadar iyisin geçen sene nasıl kaldın sınıfta?" Merakla yüzüme bakıyordu.

"Geçen sene sınıfta kalmadım ben." Kaşlarını çattı ve çarprazımdaki sandalyeye oturdu.

"Ne demek kalmadım?" Utanarak yüzüne baktım.

"DDK; Devamsızlık, disiplin, kışkırtma." Sinirle yüzüme baktı.

"Bile isteye sınıfta kaldın yani?" Başımı eğdim ve açıkladım.

"Hep çalışırdım ama düzenli değildi. Sınavımı kurtarırım kıl payı. Daha sonra aklım başıma geldiğinde üstesinden tek başıma gelemezdim. Hiçbir şey bilmiyordum ve bu şekilde sınava girecek olmak korkutucuydu. Dershane için param yoktu. Zaten sınırdaydım. 2 kere disiplinlik oldum. Haftada iki gün okula gitmezdim. Kalmak için sadece müdürü kışkırttım o kadar. Geçen sene derslerime sıkı sıkı asıldım. Tüm konuları yapabiliyorum artık ama iki dersin bazı konuları sıkıntılı."

"Şu aklınızı derse verseydiniz ne güzel olurdu." Sandalyesini yanıma çekti ve kitabı açıp işaretlediğim yerleri anlatmaya başladı.

İKİ SAAT SONRA

Artık sandalyeye yapışmıştım. Yazmaktan parmaklarım kopmuştu ama mutlu haber, konuları bitirdim. Yani 2,3 konuydu zaten de yine de hızlı ve anlayarak yaptığım için mutluydum.

İkimizde test kitabına eğilmiş vaziyetteyken ona bakıyordum. Şu iki saattir okuldaki gibi sinirlenmemiş sakince ve hatta okuldakinden daha güzel anlatmıştı. Gözleri yorgun görünüyordu, ve kızarmışlardı.

Kafasını kaldırıp gözlerime baktı. Mavi gözleri kuytu gibi beni içine çekerken ne ara yaptığımı bilmeden bir bacağımı bacaklarının arasına atmıştım. Yan yana oturuyorduk ve iki bacağının arasında bacağım vardı. Utançla çekmeye çalışırken elini bacağıma koydu ve çekmemi engelledi.

Yüzüne baktığımda bana yaklaştı. Mavi gözleri pembe dudaklarıma kayarken dilini kırmızı dudaklarının üzerinde gezdirdi.

Bir anda dudaklarıma yapışmasıyla olduğum yerde dondum.

__________

Merhabaa

Sonunda öpüştüler

Ne düşünüyorsunuz?

Sizce erken miydi?

Sevdiğiniz yer?

Yeni bölümde görüşmek üzereee

<3

NO:13  |Bxb|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin