"Poyraz!"

204 101 73
                                    

Yemek salonuna geldiğimizde bizim sınıftakiler istediği masaya otmuşlardı. Etrafa bakarken yanımda ki Rüzgar'a dönüp konuşmaya başladım..

"Hadi Alya'ların yanına gidelim!"

Rüzgar gülümsedi ve normal adımlarla Alya'ların yanına yürümeye başladık. Yuvarlak masalardı. Alya ve Berk'in yanına oturdum. Karşıma Rüzgar oturdu.

Bu otelin altı aynı zamanda restoranmış. Önümde ki menüyü aldım. Madem İtalya'ya geldik...... BEN BÜTÜN HAFTA MAKARNA YİCEM! Şaka şaka! Makarna benim en sevdiğim yemektir. 

"Ne yicez?"

Kafamı menüden kaldırdığımda aynı anda kafasını menüden kaldırmış bir çift yeşil gözle karşılaştım. Tebessüm ettik bir birimize. Sesin geldiği yöne, Berk'e baktım.

"Makarna."

Dedim Berk'e bakarak. "Aysun yine klasiğin vazgeçmiyor." Dedi ve güldü Alya. Ona dönüp gözlerimi kısıp baktım, daha sonra ise güldüm.

"Vallah bende makarna yicem."

Rüzgar'ın ses ile ona döndüm. "Siz?" Diye sordu Rüzgar. "Pizza!" Dedi Berk. Bakışlarımız Alya'ya döndü. Alya bozağzını temizledi ve konuşmaya başladı.

"Anch'io!"

İtalyan aksanıyla dediği bu Türkçe olmayan cümle ile şaşkın, meraklı ve anlamamış gözlerimiz Alya'ya bakarken konuşan ben oldum.

"WHAT DEDİN GÜLÜM?!"

Alya dediğim şeye güldü ve "İtalyanca." Dedi. "LAN! YENGE SEN NE ARA İTALYANCA ÖĞRENDİN?!" 'Yenge' kelimesinin üstüne basarak söylemişti Rüzgar.

"Birincisi, YENGEN değilim Rüzgar! İkincisi, İtalyanca öğrenmedim. Sadece bir kaç kelime biliyorum." Dedi Alya. Rüzgar'la göz devirdik.

"Neyse."

Berk'in sesi ile ona döndük. Az sonra garson geldi MÜTHİŞ İngilizce'mizle siparişlerimizi verdikten sonra garson gitti. Hayır gerçekten müthiş İngilizce'miz var.

Nedeni; Rüzgar'ın küçükken özel okulda İngilizce dersi görmesi, Alya'nın İngiltere hayallerinden İngilizce öğrenmesi, Berk'in 'Ben Alya'yı bırakmam' demesi bu yüzden İngilizce öğrenmesi ve benim ise ablamın zoruyla öğrenmemdi.

Gene şakalaşıp, gülerek geçen 15 dakikanın sonunda yemeklerimiz geldi. Yemeklerimizi yerken yine bizim dörtlü arasında saçma ama komik bir sohbet dönüyordu.

Yemekten sonra çalan hafif dans müziği ile bizim dörtlü bir birine baktı. HADİ BE ENİŞTE! YAPARSIN SEN KİM TUTAR BE OĞLUM SENİ!

HARRY POTTER TESTİNDE BİLE GRYFFİNDOR ÇIKTIN! CESARET KONUSUNA ELİNE SU DÖKÜLMEZ! ALT TARAFI ALYA'YI DANSA KALDIRCAN! HADİ BE KOÇUM!

YAPARSIN SEN ASLANIM! MANGAL YÜREKLİ ENİŞTECİĞİM HADİ! SADECE BİR CÜMLE! 'Benle dans eder misin Alya?' DİCEN BİTÇEK!

HAYDİN ENİŞTECİK HAYDİN! SADECE BİR CÜMLE! KURBANIN OLAYIM ENİŞTECİK HADİ! BAK BEN 2 YILDIR BU ANI BEKLİYORUM HADİ!

Ve sonunda Berk iki dudağının arasından o iki yıldır beklediğim sözcükler döküldü....

"Benle dans eder misin Alya?"

Yüzümde sırıtış olurken içimden psikopat gibi kahkaha atmak geçiyordu. "Tabi olur eniştecim! Alya dünden razı zaten!" Dedim pis pis sırıtarak.

Berk sandalyesinden kalkıp Alya'ya elini uzatmıştı. Alya bana kötü kötü bakarken "Bunu sonra konuşucaz Ay hanım!" Diye çıkıştı Alya ve Berk'in elini tutup ayağa kalktı.

Bizim Apartman -Düzenlenecek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin