~Aysun~
"Neyse ben artık gitsem iyi olur." Diyip merdivenlerden kalktım. Tam bir adım atmıştım ki Rüzgar bileğimden tutup beni kendine çekti.Yakınlaşmıştık. Yeşil gözlerini ela gözlerimden ayırmıyordu. "R-Rüzgar?" Diye kekeledim. "Sana bi sürpriz yapmama izin verir misin?" Diye sordu Rüzgar. Sesi kısık çıkmıştı
"A-anlamadım?"
"İki saat. Sadece iki saat. İki saat benimle istediğim yere gelir misin?"
"Ama-" Rüzgar sözümü keserek konuştu..
"Lütfen...küçük hanım."
N-ne demem gerekiyordu ki...? Onla olmak güzel ama yanlıştı...
"P-peki. Sadece iki saat."
Rüzgar gülümsedi. Bende tebessüm ettim.
"Hadi gel!" Dedi Rüzgar çocuksu bir neşeyle. Bu halin tebessüm ettim. Elimden tutup çekiştirmeye başladı beni.Okuldan çıkmıştık. Az daha gidince karşımda duran şeyle kocaman gülümsedim. Durup karşıya baktım.
Yanımda ki yeşil gözlerin bana baktığını biliyordum. "Hazır mısın küçük hanım..?" Diye sordu Rüzgar. Lunaparka getirmişti beni Rüzgar....
Kimsenin yaşamama izin vermediği çocukluğu yaşatıyordu bana Rüzgar. İçim de ki o küçük kızı dışarı çıkarmama izin veriyordu..
Herkes 'Büyüdün sen artık! Çocukça şeyler yapma!' Derken Rüzgar'layken olmak istediğimi oluyordum. Çocuk oluyordum..
Ve o bana 'Çocukça şeyler bunlar!' Demek yerine o da benle çocuk oluyor. Ben Rüzgar'layken kendim oluyordum..
O diğer insalar gibi beni yargılamak yerine beni normal görüyordu. Yaşımı değil istediğim şeye bakıyordu. Ve ben çocuk olmak istiyordum..
Pamuk şeker yemek,kaldırımlarda çizgilere basmadan yürümek istiyordum. Kirazdan küpe,bulutların şekillerine neye benzediğini demek istiyordum. Ben çocuk olmak istiyordum...
Ama yıllarca 'Sen bunlar yapamazsın! Sen büyüdün! Genç kız oldun artık! Çocukça davranma!' Dendi. Ve şimdi o unutmuş olduğum içimde ki kız çocuğunu yaşatıyordu Rüzgar..
Bana 'Sen büyüdün!' Demiyordu. Çünkü o da çocuk oluyordu. Ona da denmişti büyük ihtimalle hayatı buyunca 'Sen büyüdün!' Cümleleri. Belki de o da olmak istediği çocuğu oluyordu benliyken..
Ama niye ben..?
O kadar kız varken niye ben..?
Niye benleyken gerçek Rüzgar oluyordu..? Aynı benim gibi. Bende onlayken gerçek Aysun oluyordum. Mutlu rolu oynamadan. Üzgünsem üzgün,mutluysam mutlu..
Rol yok,sahte kahkahalar yok,sahte mutluluk yok. Gerçek ben var....
Ve ben sadece onun yanındayken gerçek ben oluyordum....Belkide olmamam gerekiyordu....
Duygularım karışık. Düşüncelerim karışık. Kimi sevip kimden nefret ediceğimi bilmiyorum. Belkide en büyük korkumdur nefret dediğim şeyin sevgi çıkması....
~Rüzgar~
Yanımda ki Aysun'a bakıyordum. Hayranlıkla lunaparka bakıyordu. Düşüncelere dalmıştı yine...Biliyorum şu an burda olmamam gerekiyor. Ama ne yapayım bu deli kalbimi..?
Öyle istiyordu bu deli kalbim. Aysun'la burda çocuk olmak istiyordu. Ve ben ona söz geçiremiyordum...
Geri Aysun'a baktım. Dürttüm ve "Aysun?" Dedim. Bana baktı. Kocaman gülümsedi. "Hazırım küçük bey.."
Kocaman gülümsedim çocuksu bir neşeyle. Aysun'nun elini tutarak çekiştirmeye başladım. Aysun'nun hoş ve çocuksu kahkahalarını duyabiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Apartman -Düzenlenecek
Jugendliteratur| DÜZENLENECEK | | Yazın bölümler kaldırılıp tekrar düzenlenecektir. Şimdi okuyanlara klişe ve cringe gelmesinin sebebi budur. Eğer cringe ve klişe olmamasını istiyorsanız yazdan sonra okumanızı tavsiye ederim. -essy -09.04.23 Nefretleri aşka döne...