Tepede oturmak yerine Hyunsuk'un evine gitmeye karar vermişlerdi. Jihoon başta itiraz etse de Hyunsuk ailesinin bunu sorun etmeyeceğini belirtince ikna olmuştu.
Yürürken el ele tutuşsalar da konuşmuyor hatta birbirlerine bakmıyorlardı. Sessiz geçen yürüyüşün ardından sonunda Hyunsuk'un ailesiyle yaşadığı eve geldiler.
Bayan Choi gülümseyerek onları içeriye aldı. Jihoon'un kim olduğunu geçen gün geldiğinde anlayamasa da daha sonra oturup düşündüğünde hatırlamıştı. Oğlunun, ailesi sorunlu olan biriyle takılması onu elbette rahatsız ediyordu. Jihoon da sorun olmasa da Hyunsuk'un o insanlarla muhattap olacak olma ihtimali bile onu geriyordu ve kesinlikle bu konuyu daha sonra Hyunsuk ile konuşacaktı.
"Aç mısınız?"
Hyunsuk ceketlerini askıya asarken "Hayır," dedi. "Biz odamdayız." Jihoon koridorda ilerlerken hem içeride oturan Bay Choi'ye hem de arkalarında kalmış olan kadına eğilerek iyi geceler diledi.Hyunsuk'un ardından girdiği oda ona yaklaşık beş gün önce burada yaşadığı rezilliği hatırlattı. Acaba Hyunsuk ceketi görmüş müydü?
"Sana pijama vereyim." Jihoon yatağa rahat bir tavırla oturup ellerinden destek alarak üst bedenini geriye doğru yasladı. "Sorun değil, iç çamaşırımla uyuyabilirim." Hyunsuk yüzünün ısındığını hissederken dolabının kapağını açtı ve Jihoon'a uygun bir şeyler aramaya başladı. "Saçmalama havalar hala tam olarak ısınmadı."
Jihoon sırıtarak "Yani hava soğuk olmasa senin için sorun yok?" dedi sorar bir tonda. Hyunsuk çıkardığı pijama takımını onun yüzüne fırlattı ve "Sen burada giyin, ben annemlere bir bakayım." dedi utandığı için agresif çıkan sesiyle. O, koşar adımlarla odadan çıkarken Jihoon, onunla uğraşmanın getirdiği keyifle gülümsüyordu.
Bir süre sonra odaya giren Hyunsuk, Jihoon'un hala giyinmediğini görünce kaşlarını çattı. "Neden giyinmedin?"
"Uyumadan önce giyinirim." Ona kızıyordu ama kendisi de hala giyinmemişti. "Ben, anneme yemek yemeyeceğiz dedim ama sen aç mısın?" Jihoon'un karşısındaki sarışını izlerken düşündüğü tek şey aç olduğuydu ama ona. "Evet, hem de çok." dalgın dalgın konuştuğunda Hyunsuk bunu yanlış anlamış ve "Hadi o zaman bir şeyler hazırlayalım." demişti.Jihoon konuyu bir an algılayamasa da çoktan odadan çıkmış olan Hyunsuk'un peşinden gitti. "Annem uyumaya gitti, babam hala salonda ama o da uyukluyor." Bunu Jihoon kendini rahat hissetsin diye söylemişti.
Birlikte mutfağa girdiklerinde Jihoon'un dikkatini ilk çeken şey duvara asılmış olan aynaydı. Evin girişindeki holde, Hyunsuk'un odasına giden koridorda, Hyunsuk'un odasında, mutfakta...sanırım evin gördüğü herbir yanında ayna vardı. "Annen aynaları seviyor olmalı." Hyunsuk sandviç yapmak için malzemeleri çıkartırken hafifçe güldü. "Daha çok kendi yüzünü izlemeyi seviyor." Haklı, diye düşündü Jihoon. Tıpkı Hyunsuk gibi onun genlerine katkı sağlayan annesi de fazla güzeldi.
Hyunsuk domatesleri doğrarken Jihoon arkasından yaklaşıp sarıldı. Hyunsuk'un kalp atışları hızlansa da Jihoon dışarıdan hiçbir tepki alamayınca hayal kırıklığıyla dudaklarını büktü. Eğer Hyunsuk, onun iltifatlarıyla utanmasa Jihoon, onun kendine olan ilgisinin bittiğini düşünecekti.
Hyunsuk sandviçleri tabaklara koyup dolaptan çıkardığı meyvesuyunu bardaklara doldurdu. Kendilerine ait olan bardakları ve tabakları alarak masaya oturdular.
Sessizce önündekini yerken birlikte hiç fotoğrafları olmadığını fark edince "Fotoğraf çekilelim mi?" diye sordu Jihoon. Hyunsuk yarım kalmış sandviçi tabağa bırakıp ağzındakini çiğnemeye devam ederken başını salladı. Jihoon'un aynanın karşısına geçtiğini görünce kendisi de oturduğu sandalyeden kalkıp yanına geçti.
Telefonun kamerasını aynaya doğrultup poz verdiği sırada Jihoon onun arkasına geçti. "Neden bozdu-" Sorusunu bitiremeden beline dolanan kollar ile sesli bir şekilde yutkundu. Daha kalp atışları doğru ritmi bulamadan üstüne bir de Jihoon eğdiği başını, onun boynuna doğru çevirince Hyunsuk'un tüm vücudu ısınmaya başladı.
"Biri gelmeden çek hadi." Konuşunca boynuna temas eden dudaklarla vücut ısısı iyice arttı. Kızarmış yanaklarını yüzünü telefonunun arkasında tutarak saklarken hızla çekti fotoğraflarını. "Çektim." diye mırıldandı ama ayrılmak için bir hamle yapmadı.
Jihoon, onu çok net duymuş olmasına rağmen bir süre daha öyle kalıp kokusunda soluklanmaya devam etti. Tam Hyunsuk, onun duymadığını sandığı için cümlesini tekrar edeceği sırada Jihoon, boynunu öpüp bedenlerini ayırmıştı.
Hyunsuk yüzünü asıl rengine döndürmek için soğuk suyla yıkamaya giderken "Fotoğrafı bana at." diye arkasından seslendi Jihoon.
===
@parkji_: cennetin kokusunu koklayıp uçuyorum* @.ch.suk
684beğeni♡ 462yorum💭
○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○
NEREDEYSE İLK BÖLÜMLERDEN BERİ BU ANI BEKLİYORDUM kimse anlayamaz beni şu an😭😭😭
tm yeter bu kadar ağlamak
*mmm-treasure
ŞİMDİ OKUDUĞUN
her şey dünyaya ait ben ona aitim, hoonsuk
Fanfictionpark jihoon × choi hyunsuk |#1 treasure| |#1 hoonsuk| |#1 jihoon|