2.5

319 44 30
                                    

23. ve 24. bölümleri atlamayın :*

Jihoon önden, ben birkaç adım arkasından yaşadığımız sokağa doğru ilerliyorduk. Son bir ay hem yaşadığım en güzel hem de en stresli dönemdi.

Jihoon ve arkadaşlarımla olan her an bana mutluk getirirken evde ailemle karşı karşıya gelmem beni boğuyordu. Bunun birinci sebebi onlardan sakladığım ilişkimdi. İstesem de açıklayamazdım çünkü ne tepki vereceklerini kestiremiyordum. İkincisi ise annemdi. Nedenini bilmediğim bir şekilde gözlerini bana dikiyor ve diken üstünde olmama neden oluyordu. Ya bir şeyler ima ediyordu, ben anlamıyordum ya da sadece paranoyaklık ediyordum.

Yine eve gidiyor olduğum için, üstelik bu saatlerde evde annemle yalnız kalıyordum, bozuk olan moralimle onun sırtını izlerken aniden bana doğru döndü. "...değil mi?" Adımlarımı durdurup "Ha, ne?" dedim şaşkınlıkla. Kaşları çatılırken baştan aşağı beni süzdü. "Dinlemiyor musun beni?" diye mırıldanarak önüne döndü. Bunu soru olarak sormadığı için cevap vermedim.

Başımı yere eğip öylece yürümeye devam ederken kolumdan çekilmemle bedenim iki evin arasındaki küçük boşluğa sokuldu. Düşeceğim sandığım için telaştan nefesim hızlanmıştı. "Manyak mısın, ne yapıyorsun?" Azarlar tonda konuşmama rağmen beni takmayıp üstüme doğru eğildi.

Ben sırtımı duvarla buluştururken o da ellerini omuzlarımın hemen yanına sabitlemişti. Sevgili olduktan sonra onun hakkında öğrendiğim en ilginç gerçek tam bir klişe sever olduğuydu. Hayır, dalgasını geçmiyordu adeta tüm bu dizi film klasiklerinden zevk alıyordu. "Sırada ne var?" Soruma cevabını yüzüme eğilerek verdi. Giderek bana yaklaşan yüzüyle kendiliğinden gözlerim kapanırken yüzüme çarpan nefesinin ardından dudaklarını dudaklarımda hissetmemse çok uzun sürmemişti.

Dağılmış bir halde gittim eve. Jihoon'un üzerimdeki etkisi inanılmazdı. Alışmam, bunun benim için normalleşmesi gerekiyordu ama ben nedense tüm duygularımı eskisinden daha da yoğun hissediyordum.

"Hyunsuk hoş geldin." Kendimi toparlamaya çalışarak yalandan bir gülümseme sundum anneme. "Az önce camdan gördüm, Jihoon'la beraber gelmişsin yine."

Ayakkabılarımı çıkartıp salona ilerlerken "Aynı okuldayız çünkü." dedim. "Bir şey konuşmak istiyorum." Tekli koltuğa oturdum. "Tamam, konuşalım." Karşıma geçip otururken her ciddi olduğunda yaptığı gibi dik bir şekilde oturup gözlerini yüzüme dikti. "O çocukla fazla yakın olma. Hatta mümkünse tüm iletişimini kes."

Bir şeyler sezmiş olamazdı değil mi? Bunun korkusuyla vücudumu telaş sararken "Niye ki?" diye sordum. "Ailesi düzgün insanlar değiller. Biliyorum, Jihoon iyi çocuk. Buraya geldiğinde gördüm ne kadar terbiyeli olduğunu ama o insanlarla seni muhattap edecek en ufak bir şey bile istemiyorum. Tüm ilişkini kesmesen bile en azından evimize çağırma ya da onlara gitme. Jihoon'a nerede olduğu sorulunca senin adın geçsin, seni tanısınlar istemiyorum. O insanların ne yapacağı belli değil, kendi çocuklarına karşı bile nasıl oldukları belli."

Bizi öğrenmediği için rahatlarken "Tamam, anne." dedim. "Bana kızmıyorsun değil mi? Ben sadece oğlum için endişeleniyorum." dedi. "Zaten pek yakın değiliz. Oturduğumuz yerin aynı olması yüzünden sık sık bir araya geliyoruz." diyerek kapatmaya çalıştım konuyu.

Ve evet, dudaklarımda hala Jihoon'un ıslaklığı varken bu benim, anneme söylediğim en büyük yalandı.

===

@parkji_: dudakların sanat gibi*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

@parkji_: dudakların sanat gibi*

520beğeni♡ 278yorum💭

○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○

küçük at da martılar yesin @hyunsuk

ben de seni öpim @mashi

ben de seni öpim @mashi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*be with me-treasure

her şey dünyaya ait ben ona aitim, hoonsukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin