1.1

373 45 12
                                    

"Bunun anlamı ne?" Yanına geldiğimde bana bakmadı. Birkaç haftadır tepeye gelmediğinden dolayı bugün biraz geç gelmiştim ama o buradaydı, sonunda gelmişti. "Neyin?"

"Paylaştığın şeyin. Ne demek istedin, ciddi miydin yoksa..." Aniden bana baktığında cümlemin devamı aklımdan silinmiş ve hafif bir kekelemeyle, açık kalan ağzımla konuşmayı bırakmıştım. "Özür dilerim." Gözlerimi kırpıştırırken ağzımı kapattım ve dizlerimin üstünde durmayı kesip tam olarak oturdum. "Neden?"

"Bana acıdığını düşündüm bu yüzden bir şeyleri bilmen rahatsız ediciydi. Kimsenin bana acımasını istemiyorum." Başımı iki yana sallarken "Sana acımıyorum." dedim. "Biliyorum."

"Düşünceni değiştiren ne oldu?" Alayla hahladı ve aynı anda hafifçe gözleri doldu. "İnsanların birine acıdıklarında aslında nasıl gözüktüklerini gördüm ve sen, sen bana kesinlikle acımıyorsun."
Kaşlarım hafifçe çatılırken yüzünün her bir zerresini inceledim. "Neyden daha doğrusu kimden bahsediyorsun?"

Kollarını kendisine doğru çektiği bacaklarının etrafına doladı ve çenesini de kolunun üzerine yasladı. "Geçen gün yine kötü olmuştum. Aslında seni çağıracaktım ama sonra dediğim şeyi hatırladım ve arkadaşlarımla olan grubumuza yazdım. O saatte sadece Junkyu gördü mesajımı. Aslında onun geleceğini düşünmüştüm ama o, Seojin'e haber vermiş-Seojin onun kuzeni-bu yüzden yanıma gelen kişi benden hoşlandığını söyleyen Seojindi."

Kafasını bana doğru çevirip yanağını kollarına yasladı. Gözleri dolduğu için olduğundan parlak gözüküyordu. "O an bunu kafaya takmadım. İkiniz de benden hoşlandığınızı söylüyorsunuz bu yüzden onun da senin gibi olması bekledim: Aynı tepkiler, aynı hassasiyet, aynı davranışlar... ama öyle olmadı. Sadece halimi gördüğünde bile bakışları değişti. Bana neler olduğunu sordu ben de anlattım, ki sen sorsaydın sana da anlatırdım ama sormamıştın ve bunun için minnettarım."

Soluklanmak için biraz bekledi. "Bana bakışları ve dedikleri...çok ağrıma gitti. Muhtemelen üzüldüğünü belli etmek için öyle şeyler söyledi ama" Neden olduğunu bilmediğim bir nedenden dolayı aniden sustu ve pozisyonunu bozup yerinde dikleşti. "Neyse ne. İşte anladım ki sen öyle değilmişsin bu yüzden sana sinirlenmeme gerek yokmuş."

Ne tepki vereceğimi bilemediğimden dolayı susuyordum ama o muhtemelen dakikalardır konuşmadığım için bunu yanlış yorumlayıp mahçup bir yüz ifadesi ve ses tonu ile "Yani tabii sen özrümü kabul etmezsen anlarım. Sonuçta sana karşı pek kibar değildim." dedikten sonra cümlesinin sonuna doğru gözlerini kaçırıp önüne döndü. "Hatta hiç kibar değildim."

Tamam belki de trip atmam falan gerekiyordu ama bunu yapmayacaktım. Bunca zaman boyunca ileriye doğru bir adım atmak isteyen kişi sadece benken şimdi Jihoon da bunun için istekliydi yani bu fırsatı kaçıramazdım. "Sorun değil çünkü seni anlıyorum. İhtiyacın olduğunda beni çağırabilirsin, merak etme yanlış anlamam." Bana bakmadı ama yandan gülümsediğini görebiliyordum, ben de gülümsedim.

===

@parkji_: aşkının gerçekliğine bağımlıyım*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

@parkji_: aşkının gerçekliğine bağımlıyım*

378beğeni♡ 156yorum💭

○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○

*slowmotion-treasure

her şey dünyaya ait ben ona aitim, hoonsukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin