Jihoon'un çevresi giderek kalabalıklaşıyordu. Bundan rahatsız olduğumu düşünmeyin sakın. Onun gibi birkaç arkadaşı dışında kimseyle konuşmayan, içine kapanık diyebileceğim birinin sosyalleşmesi tabii ki güzeldi ama çevresinde duran o kadar insandan farkım neydi de beni istememişti anlayamıyordum.
Onu sevdiğim için miydi? Hiç sanmıyorum çünkü tıpkı her bir araya geldiklerinde olduğu gibi bugün de yanında oturan Seojin de ondan hoşlanıyordu ve Jihoon'un bununla bir sorunu varmış gibi gözükmüyordu.
Aniden hayatına dahil olduğum için rahatsız mı olmuştu? Yine hiç sanmıyorum çünkü Seojin kendi arkadaş grubunu onlarla tanıştırdığında eskisi gibi beş kişi takılmayı bırakmış ve kalabalık bir grup olarak takılmaya başlamışlardı. Oradaki herkes-arkadaşları hariç- onun hayatına zamansız girmişti ama Jihoon mutluydu.
Tüm seçenekleri elediğimde geriye tek bir tanesi kalıyordu: Onun hakkındaki gerçekleri bilmem. Belki de buydu onun benden rahatsız olmasına neden olan. Emin olmasam da aklıma başka bir şey gelmiyordu. Hem benden kaynaklı bir şey olmasındansa sorunun bu olması beni daha çok rahatlatıyordu.
Çevresindeki kalabalığa rağmen gözlerimiz buluştuğunda rahatsız olmasın diye elimde tuttuğum ama ilk cümlesini bile bir türlü okuyamadığım kitaba döndüm hemen. Ne zaman gözlerimiz değse gülen yüzü soluyordu ve onun hafifçe tebessüm edebilmesi için tüm mutluluğunu ona verebilecek olan ben, onun mutsuzluk kaynağı olmaktan ölesiye korkuyordum.
Uzun zamandır paylaşım yapmadığı için ona mesaj atamıyordum. Belki herhangi bir şey paylaşsa, mesela şu her zaman ciddiye almamamı söylediği sözlerden yazsa, artık konuşmayalım demesine rağmen karşılık verirdim ona. Ben de bir şey paylaşmıyordum çünkü Jihoon beni takip etmiyordu ve bir gönderimi görmesi için her seferinde onu etiketlemek zorunda kalıyordum. Bunu da o bir şey paylaşmadan yapamazdım çünkü şu sıralar ruh hali nasıl bilmiyordum.
Sanki benden kaçıyormuş gibi tepeye gitmiyordu bu yüzden onu tek görebildiğim yer okuldu. Beni hiçbir zaman fark etmediği için aynı okulda okuduğumuzu bilmiyordu. Aslında karşısına çıkmak gibi bir niyetim olmasa da geçen haftanın başında ben kafeteryaya girerken o çıkıyordu ve kapıda karşılaşmıştık. Bunu ilk yaşayışımız değildi ama dediğim gibi Jihoon beni karşısına çıktığım günden beri fark ediyordu bu yüzden de yüzüme baktığı anda aynı okulda okuduğumuzu fark edince ağzı şaşkınlıktan küçük bir o şeklini almıştı.
Tekrar ona bakmamak için kitaptaki ilk cümleyi okudum ama bu bile aklıma Jihoon'u getirdi ve benim zaten bir türlü toplayamadığım dikkatim daha ilk cümlede dağıldı. Telefonumu çıkartıp sosyal medya hesabıma girdim ve yeni bir gönderi paylaşıp telefonu yeniden cebime koydum. Onu etiketlememiştim çünkü şu ana kadar attığım herhangi bir gönderiye baktığını sanmıyordum. Baksaydı eminim bu sadece bir şarkı sözü ciddiye alma yazardı. Jihoon'un gece yapacağı paylaşımdan habersiz, aklımı toplayıp kitabı okumaya devam etmeye çalıştım.
===
@.ch.suk: sanırım senin dikkatini çekmeyen tek kişi benim*
349beğeni♡ 198yorum💭
•••
[00:33]
@parkji_: kalabalığın içinde tek görebildiğim sensin**
407beğeni♡ 283yorum💭
@parkji_: ödeştik @.ch.suk
123beğeni+89yorum○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○
hyunsuk siyah saçlı ve kitap korece olmalı biliyorum ama uygun fotoğraf bulmak zor görmezden gelin :/
*going crazy-treasure
**boy-treasure
ŞİMDİ OKUDUĞUN
her şey dünyaya ait ben ona aitim, hoonsuk
Fanfictionpark jihoon × choi hyunsuk |#1 treasure| |#1 hoonsuk| |#1 jihoon|