@parkji_: gözyaşlarım düşse bile onları tekrar silebilirim*
203beğeni♡ 89yorum💭
===
Bozuk toprak yolda zaman zaman dengemi kaybederek ilerlerken bir yandan da elimdeki telefondan Jihoon'un yeni paylaştığı fotoğrafa bakıyordum. Şu an yanına gittiğim için ona karşılık olarak herhangi bir şey paylaşmayacaktım.
Fazla yüksek olmayan tepenin uç noktasına geldiğimde ona bakmadan önce kendime biraz izin verip soluklandım. Oldukça dayanıksız bir yapım vardı bu yüzden kolay yoruluyordum.
Derin derin nefesler alırken kolumdan tutuldum ve kalan birkaç adımı da başka birinin yardımıyla çıktım. Kimin bana yardım ettiğine baktığımda onu görmek beni hiçte şaşırtmadı. Zaten burada, bu saatte bizden başkası olmuyordu.
İlk kez bu kadar yakından yüzüne baktığımı fark ettiğimde sertçe yutkundum. İşte şimdi gerçek anlamda nefes alamıyordum. Onu tam olarak incelememe fırsat vermeden benden uzaklaşıp her zaman oturduğu yere gitti. Bunca yolu o arkamdayken yürümüştüm ama fark edememiştim. Aslında başta arkamda yoktu, buna emindim, ama muhtemelen ben fazla yavaş yürüdüğüm için sonradan gelmesine rağmen bana yetişmişti.
Nereden geldiğini bilmediğim bir cesaretle, ağaca giden adımlarımın yönünü değiştirip onun yanına gittim. Aramızda bir insanın sığabileceği kadar mesafe bırakarak oturdum yanına.
"Hakkımda ne biliyorsun?" Fazla şımarmamam gerektiğini biliyordum ama şimdiden benimle konuşmasına alışmıştım. "Birçok şey." Benimle göz teması kurmamaya devam ederken "Anlat." dedi.
"Yaşını, okuduğun bölümü ve okulu, yaşadığın evi biliyorum. Ebeveynlerinin nasıl insanlar olduklarından da, sana yaptıklarından da haberim var. Neden akşam evde kalmak istemediğini ve neden gece çok geç saatte eve döndüğünü de biliyorum."
Yanaklarını şişirdi. "Beni ne zaman, nasıl tanıdın?" Biraz çekinerek cevap verdim. "Aynı yerde oturuyoruz ve ben, şey biliyorsun," gözlerimi kaçırıp parmaklarımla oynamaya başladım. "Bazı komşuların sizin hakkınızda olan yakınmalarını duydum."
"Mesela?" Sesi kötü geliyordu. İnsanların senin ve ailen hakkında konuşmaları pek hoş bir durum değildi sonuçta. "Kavga ediyorlarmış. Annen şiddet görüyormuş ve" Gözlerimi o hariç her yerde gezdirdim. Bunu söylemek düşündüğümden de zordu. "Sen de annenden şiddet görüyormuşsun."
Başını olumsuz anlamda salladı. "Kendimi koruyabileceğim bir vücuda sahip olana kadardı o." Bu işkencenin onun için bitmiş olmasına mı sevinmeli yoksa kendini koruyamayan bir çocuğun şiddet görmüş olmasına mı üzülmeliydim?
"Annen neden böyle bir şey yapıyordu?" diye sordum birkaç saniye ona bakıp tekrar gözlerimi kaçırırken. "Basit," omuzlarını silkti. "Babama karşılık veremeyince kendinden daha güçsüz olana saldırıyordu." "Baban sana zarar vermiyor muydu?" diye sordum ama hemen sonra pişman oldum. Kötü anıları hatırlatıp mutsuz olmasına neden oluyordum. "Besin zinciri gibi düşün. En üstte olan canı kimi isterse ona saldırır." Ona sarılmak istiyordum.
"Baban sana bir şey yapıyor mu?" Dilime kilit takacaktım, cidden. "Evde kalsam yapacağına eminim ama pek karşılaşmıyoruz. Onlar uyuduktan sonra giriyorum eve." İşte bunu biliyordum.
"Neden boşanmak yerine bu işkenceyi çekiyorlar?" Sus Hyunsuk, sus.
"Aşıklarmış birbirlerine. Arada böyle tartışmalar olması normalmiş." Dalga geçer gibi güldü. "Ama birbirlerine her açıdan zarar veriyorlar." Söylediğim şeyle yönünü tamamen bana çevirince ben de ona doğru döndüm. "Diyorum ya; kendine iyi geleni, değer vereni sevmeli insan."
○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○
aile sorunları da ekledim oh mis
not:bu bölümü kontrol etmeden atıyorum,edersem bölümü silerim, yanlış varsa görmezden gelin
*gonna be fine-treasure
ŞİMDİ OKUDUĞUN
her şey dünyaya ait ben ona aitim, hoonsuk
Fanfictionpark jihoon × choi hyunsuk |#1 treasure| |#1 hoonsuk| |#1 jihoon|