Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarız,sanki dünyaya kazık çakacağız da herkes gidecek bir kendimiz kalacakmış gibi.Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayalım evet,doya doya,tadını çıkara çıkara yaşayalım ama etrafımızdaki insanlara öyle davranmayalım işte..Kaşla göz arasında yaşıyoruz,bir göz kırpış süresince..Kimin ömrüne ne kadar nefes biçildiğini bilmeden yaşıyoruz..İnsanlara kırılıyoruz,yerli yersiz kırıp döküyoruz,küsüyoruz ya da siliyoruz bir daha görmemek için!Kendinize değer verin ama çevrenizde ki insanlara da değer verin ve hatta verdiğiniz değeri gösterin geç kalmadan..Çünkü hayat çok da adil değil..Sizi beklettim,biliyorum bir çoğunuz yorum yazıp bir çoğunuz mesaj attı.Kiminize dönebildim kimine cevap dahi veremedim..Cevap veremediğim her bir yorum için mesaj için her birinizden özür diliyorum..İnsanım,affedin!Bölümü geç attım,çünkü arkadaşımı kaybettim..Beni derinden etkilediğinden hala etkisinden kurtulabilmiş değilim..Ölüm Allah'ın emri elbette lakin genç ölüm görünce insan daha bir farklı etkileniyor.Konduramıyor,inanamıyor hatta inanmak istemediğinden inkar ediyor..İnkar aşamasını geçtim,şuan kabullenme aşamasındayım ve ruh halim çok da sevimli değil inanın..Lütfen ama lütfen TRAFİKTE HIZ YAPMAYIN ! Karşınızdaki canı düşünmüyorsanız kendi canınız için yapmayın..Bir anlık hata bir hayata mal olabiliyor çünkü..
Bu bölümü Ali Altun'a ithaf etmek istiyorum..Gülüşü cennet bahçelerini hatırlatan çocuğa..Huzur içinde uyusun,yeri cennet bahçelerinin en güzel köşesi olsun..
★★★★★★★★★★★★★
Açık duran asansörün önünde tüm heybetiyle Ateş Karahanlı dikiliyordu.Sırtı Asi'ye dönük olduğundan yüzünü göremedi genç kadın.Ama içinde bir yerlerde hissetmişti çoktan.Panikle çarpan kalbinin sesi kulaklarında uğulduyor,yer sanki ayağının altından çekiliyordu genç kadının.Güç almak için dua eder gibi fısıldayıverdi genç adamın adını.
-Ateş..
Genç adam olduğu gibi duruyordu yerinde.Asi göremediği için,sıkılı dişlerin,kasılan yüzün farkında değildi.Oysa genç adam yediği kurşunun çıkmadığını,girdiği gibi saplı kaldığını iliklerine kadar hissediyordu.Zaten bir kaç tanede sıyırmıştı.Yeterince kan kaybettiğinden başı dönüyor,zihni bulanıklaşmaya başlıyordu.Ayakta durmak için kendini zorlasa da bunda pek başarılı olamadı genç adam.Sendeleyip yere doğru sert bir inişe geçerken gözleri çoktan kapanmış,bilinci de gitmek üzereydi.Ama genede kendini tamamen kaybetmeden önce bir kez daha Asi'nin fısıldayışını duydu.
-S*ktir..
Bundan sonrası tam bir kaostu herkes için.Ateş Karahanlı'nın yere yığılmasıyla,Asi kendini asansörden atmış,gözü bir şey görmeksizin genç adama doğru koşuyor,Görkem Asi'ye durması için bağırıyor,nereden geldiği belli olmayan kurşunlar havada süzülürken kızlar Asi'yi korumaya çalışıyordu..
Ateş Karahanlı'nın yanına ulaşan genç kadın gördüklerinden memnun olmadı ki kaşlarını çatmış,yerde şuursuzca yatan genç adamı süzüyordu.Oysa ki kendisini kaybetmesi,şoka girmesi beklenirken o tüm soğukkanlılığıyla genç adamı baştan sona incelemiş,yaralarını çoktan tespit edip neler yapması gerektiğini kafasında planlamaya başlamıştı bile.Görkem'inde yardımıyla genç adamı dikkatlice kaldırıp asansöre taşıdı Asi.Sadece kendini koruması,bir yerlerde gizlenip ortalığın durulmasını beklemesi mümkün değildi.Bir kere bu Asi Demir'in tarzı değildi.Bir şeyler yapmadan duramazdı,bu yüzden genç adamı kendisine ayrılan odaya çıkartacak,önce yaralarıyla ilgilenip sonra kendine geldiğinde canına okuyacaktı.."Ne demek bana doğrultulan silahın önüne atlamak","Gene tüm ilgiyi kendi üstüne topladı domuz","Sakın öleyim deme,ellerimle boğacağım seni.." Bir taraftan genç adamı tutup diğer bir taraftan homurdanıyordu genç kadın.Sonunda asansörün katlarına geldiğini belirten tiz sesi duyulunca derince bir nefes aldı her biri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONİKİ
ActionRaconu uzun yıllar önce kesilmiş yedi tepeli Şehr-i İstanbul.. Babalarından miras kalan koltuklarını, kendi oğullarına devredecek olan On iki baba! Erkeklerin tekelinde olan bir düzen.. Ve bu düzene çomak sokan dişli bir kadın! Racon bir kez daha ke...