Merhaba sevgili kitap kurtlarım..Yeni yılınız nasıl geçti? Umarım keyif aldığınız,eğlenebildiğiniz bir etkinlikle geçmiştir..Ben son bir kaç yıldır ailemle geçirdiğimden benim için pek farklı bir etkinlik olmadı..Ama eğlendim yalan olmasın..
Biliyorum geciktim,umarım panomda yayınladığım bildiri sizlere ulaşmıştır.Yok yere bekletmek istemedim..Biraz rahatsızım ve hastahane işlerim vardı,yoksa bölüm hazırdı inanın!Ama genede belki hala uyumayan birileri varsa diye,bölümü yetiştirdiğim için yarını beklemeden yayınlamak istedim.
İyi okumalar diliyorum,kendinize dikkat edin,aman diiiim sıkı sıkı giyinin,malum havalar soğuk sonra benim gibi iflah olmaz bir gribe yakalanırsınız...
★★★★★★★★★★★★★
Yapılacak düello vakti yaklaştıkça gerginlik yüksek seviyelere ulaşmıştı.Dün olanlardan sonra Zeyno'yla konuşma fırsatı bulamamışlardı,fakat genç kadının Kabul Salonundan çıkarken ki bakışları hiçbirinin gözünden kaçmamıştı.Gerçi Zeyno kadar her biri yapılacak düello konusunda endişeliydi ama Asi bir o kadar sakin kalıp herkesin kafasını karıştırmayı kendince görev edinmişti.Kendisi de endişeleniyordu-ki bunu büyük bir başarıyla her ne kadar saklayabiliyor olsa da-ama tüm endişesi Zeyno'yu burada yalnız bırakma düşüncesi üzerine yoğunlaşıyordu..
Kendilerini,düellonun yapılacağı tahta iskeleye götürecek olan arazi araçları bahçede beklerken,Asi son bir kez güven vermek için kendisini izleyen arkadaşlarına baktı.Her birinin gözlerindeki endişeyi görmek canını sıkıyordu ama bir şekilde bu olayın üstesinden de gelmesi gerekiyordu.Zeyno ona güveniyordu,bunu söylemese de Asi biliyordu ki diğerleri de dahil her biri,teklifini kabul ettiği gün sessizce ilan etmişlerdi kendisine duydukları güveni.Ona güveniyorlardı ve Asi bu güveni boşa çıkartmamak için elinden geleni yapacak ne pahasına olursa olsun Zeyno'yu buradan sonsuza dek kurtaracaktı...
Gözlerine ulaşmayan gülümsemesiyle herkese tekrar bakıp kendilerini bekleyen araçlara gitmek için olduğu yerde dönüp araçlara yöneldi.Daha fazla göz teması kurup her birinin gerginliğini sünger gibi emmeyecekti.Çünkü biliyordu ki sakin olmalıydı ve bu sakinlik göz temasını kesmedikçe mümkün olacak gibi görünmüyordu.
Ateş Karahanlı önünde yürüyen genç kadına daha fazla kayıtsız kalamadı.Evet ona öfkeliydi,evet elleriyle vermek istiyordu cezasını ama biliyordu ki şu anda her şeyden fazla ihtiyacı vardı Ateş Karahanlı'ya.Bunu asla dile getirmez,kimsenin desteğini istemezdi fakat genç adam adı gibi biliyordu ki içinde durmak bilmez bir fırtına kopuyordu.Tamamen dindiremezdi ama en azından hafifletebilirdi.Bu yüzden iki koca adımla genç kadının yanına yetişti ve kaçıp gitmesine fırsat vermeden elini genç kadının eline kenetledi.
Asi,kocaman bir el tarafından tutulan eline bakıp şaşkınlıkla kocaman olmuş bakışlarını genç adama çevirdi.Genç adam üzerindeki bakışları hissetse de önüne bakmaya devam edip bakışlarını genç kadından esirgedi.Çünkü bakarsa gözlerindeki öfkeyi saklayamazdı ve genç kadını kırar yakardı.Tek yapabildiği konuşmadan elini sıkıca tutup yanında yürümekti ve bunu da Asi'nin tepkisizliğine rağmen büyük bir başarıyla gerçekleştirmişti.
Herkes şaşkınlıkla Ateş Karahanlı'nın yaptığını,Asi'nin tepki vermeden genç adamın elini tutmaya devam etmesini izlerken arabalara yerleştiler.Genç adam,Asi'nin elini arabada dahi tutmaya devam etti ve genç kadın buna bile ses etmedi.Aksine,Ateş Karahanlı'nın elini tutmak sakinleştirmiş ve inanılmaz derecede güven vermişti.Bu yüzden tutunabildiği kadar genç adamın benliğine tutundu..
Araçlar ormanlık alanda bir yere kadar çıkmış ve ağaçların daha çok sıklaşmasından dolayı durmak zorunda kalmıştı.Bundan sonrasını,kendilerine eşlik eden üç koruyucu rehberliğinde yürüyerek gideceklerdi.Huşu içinde etrafı izleyip gerginliklerine rağmen temiz havayı olabildiğince içlerine çektiler.Şuan içinde bulundukları atmosfer büyülüyor sanki cenneten bir kare gibi geliyordu.Kıskanmadan edemediler,böyle yerler-hele ki el değmemiş doğal olan-mucize gibiydi her biri için.Bu yüzden iyi korunmalı ve mümkün olduğunca dokunulmamalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONİKİ
ActionRaconu uzun yıllar önce kesilmiş yedi tepeli Şehr-i İstanbul.. Babalarından miras kalan koltuklarını, kendi oğullarına devredecek olan On iki baba! Erkeklerin tekelinde olan bir düzen.. Ve bu düzene çomak sokan dişli bir kadın! Racon bir kez daha ke...