Sevgili Okurtanelerim, adım adım finale yaklaştığımızı heyecanla bildirmek isterim.. Final düşüncesi, sinirlerimi bozuyor yalan söyleyemeyeceğim ve bu sebeple oturup bölüm yazacak enerjiyi de ilhamı da bulamıyorum. Kitlenip kaldığım zamanlardayız.. Anlayışla karşıladığınızı düşünmek isteyerek, heyecan ve bir takım hüzün burhanlarımla kendimi baş başa bırakıp sizleri bölüme doğru alıyorum.. Keyifli okumalar (:
*****
Arslan,her kapı çalışında oturduğu yerden fırlayıp kapıya koşuyor,Gofret de hemen ardından geliyordu.Fakat her defasında,omuzları düşmüş,yüzü asılmış bir şekilde,ayağını sürüye sürüye geri dönüyordu.Onun bu halleri Esma hanımı her ne kadar üzse de, bir yandan da yeğeni için mutluluk duymadan edemiyordu.
Esman hanımın nazarında, bu küçük adam yeğenine adeta tapıyordu.Ve ona göre,kimsesiz bir çocuğun sevgisi, yer yüzünde bulunabilecek en büyük hazineden daha değerli oluyordu.
Bir an, gözleri, Arslan'ın küskün bakışlarıyla karşılaştı.Küçük çocuğun kendisinden çekindiğinin gayette farkındaydı. Asi'yi ve Ateş'i de merak ettiği,aşikar. Fakat ne kadar merak ederse etsin, korkusunu belli etmemek için sormayacağı da ortadaydı.
Sırf,Arslan'ın düzeni bozulmasın,kendisini terk edilmiş hissetmesin diye evden ayırmamış,halasını eve çağırmıştı Asi.Şimdi,Esman hanım Arslan'a her baktığında bu kararın ne kadar doğru bir karar olduğunu bir kez daha anlıyordu.
Elindeki işi bırakıp,kocaman gülümsemesiyle Arslan'a baktı. Arslan'la hepi topu iki gündür başbaşaydı. Ve iki gündür, ihtiyaçları hariç, Arslan'ın kendisiyle iletişim kurmaktan kaçındığının da farkındaydı.
-Arslancığım ?
Arslan, meraklı bakışlarını Esman hanıma dikerken,sakince bekleyip kendisinden ne istenileceğini beklemeye başladı.
-Diyorum ki, şöyle mis gibi kokan bi havuçlu kek mi yapsak? Sever misin sende ?
Kıstığı gözleriyle bir müddet Esma hanıma bakıp karar vermeye çalışsa da merakını belli etmek istemediğinden umursamazca omuzlarını silkip bakışlarını yaşlı kadının yüzünde dolaştırdı.
-Bilmiyorum.. Hiç havuçlu kek yemedim, tadı konusunda bir fikrim yok. Muhtemelen acı olur, havucun tadı acı çünkü..
Esman hanım, Arslan'ın son söylediğine kahkaha atarken, içinde bir yerde çoktan burkulmuştu. Bir kez daha Arslan'ın hayat mücadelesi gelmişti aklına. Bir havuçlu kekten buralara nasıl geldiğini düşünürken, aklındakileri aceleyle kovalayıp, oturduğu yerden usulca kalktı.
-Haydi o zaman, bu gün benim çırağım olacaksın ve biz seninle şahane bir kek yapacağız.
-Çok büyük olsun ama..
Esma hanım,istenilen büyük kekin altından ne çıkacağı merakıyla Arslan'a dönüp, kocaman açtığı gözleriyle ne kadar komik göründüğünü umursamayarak Arslan'a baktı.
-Neden ki?
-Çok büyük olursa hemen bitmez.. Annemle babamada kalır.Gelince yerler belki, bende sana yardım ettiğimi söylerim. Olmaz mı Esma teyz__
-Anneanne.. Esma anneanne ! Ben senin annenin anne yarısı sayılırım.. O yüzden seninde anneannen sayılırım.. Anlaştık mı? Teyze yok, anneanne var..
Arslan, ışıl ışıl parlayan gözleriyle hızlı hızlı kafasını sallayıp, yüzünde oluşan koca gülümsemesiyle,tereddüt etmeden Esma hanıma koşup sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONİKİ
AcciónRaconu uzun yıllar önce kesilmiş yedi tepeli Şehr-i İstanbul.. Babalarından miras kalan koltuklarını, kendi oğullarına devredecek olan On iki baba! Erkeklerin tekelinde olan bir düzen.. Ve bu düzene çomak sokan dişli bir kadın! Racon bir kez daha ke...