Denge

13.6K 1K 59
                                    

Sevgili Oniki Konsey üyelerim herkese merhaba,biliyorum biraz geciktim ama anca yetişebildim eve ve gelir gelmez ilk işim fazla bekletmeden bölümü yayınlamak oldu..Gecikmeden ötürü kusura bakmayınız,sizleri daha fazla bekletmeden bölümü beğeninize sunuyorum.İyi okumalar,hepinizi öpüyorum sevgiyle kalın..

★★★★★★★★★★★★★

Bazen ne kadar uzağa kaçarsan kaç,kaçtığın şey kilometreleri aşar ve gelip bulur seni.Gölgesi hep üzerinde,nefesi hep ensendedir.Kaçış hiç bir zaman tam anlamıyla kaçış değildir,belki biraz uzaklaşma,biraz moladır..Eninde sonunda yakalanacağın kötü bir oyundur belki de,tıpkı Zeyno'nun başına gelen gibi.

Kaçtığı,uzak durduğu onca senenin aslında özgürlüğüne vurulan birer pranga olduğu gerçeği büyük bir yıkım olmuştu genç kadın için.Aslında o kapıdan çıktığı andan itibaren kaybetmesi muhtemel bir oyunun içine düşmüştü fakat..Yaşamadan göremiyordu insan.Daha çocuk yaşta bir "Avcı" olarak yetiştirilmesi,nerede nasıl olursa olsun bir gün "avlanacağı" gerçeğini gözler önüne seriyordu,fakat Zeyno göremedi,belki de görmek istemedi..Bu da genç kadının en büyük ve en sarsıcı hatası olmuştu.Biliyordu ki onu almadan dönmeyeceklerdi ve biliyordu ki çok kan dökülecek ve büyük kayıplar verecekti..En büyük korkusu da buydu ya zaten.Kayıplar..Yerleri asla dolmayacak büyük kayıplar..

Gelen telefondan bu yana kimseyle konuşmuyor,kabına sığamadığından da yerinde duramıyordu.Sırf kimse daha fazla soru sormasın,biraz soluklanabilsin diye gecenin bir yarısı kendini koruya atmıştı.Düşünüyor..düşünüyor..düşünüyor,fakat bir çıkar yol bulamıyordu.Aslında bulduğu bir iki yol vardı lakin sonucu iki türlü de kendisinde patlayacaktı.çaresizlikten öfkeyle önünde duran boşluğa ayağını savurdu.

"Ah!"

Duyduğu sesle ne olduğunu anlamayan genç kadın gözlerini kısıp çalılığın ardını göremeye çalıştı.Birine bir şey olmuştu ama..

-Ulan kadın!Amacın kafamı yarmaksa gizlice yapmaya kalkma,gel paylaşalım kozlarımızı.Bu ne böyle kafaya taş atmalar falan,çocuk musun sen?

Zeyno,karanlıkta beliren siluetin şekil bulup üstüne birde öfkeyle homurdanmasına gülse mi şaşırsa mı bilemedi.Boş bulunup genç adamın kafasını yarmıştı ve her ne kadar bunu istemeyerek de yapmış olsa,dudaklarında,hızla görünüp kaybolan bir tebessüm peyda olmuştu..

-Dilini mi yuttun,kime söylüyorum?

Bir eli alnında,diğer eli yanında yumruk olmuş,koca adımlarla genç kadının yanı başına gelip tam önünde durmuştu.Öfkeyle parıldayan gözleri ne kadar denerse denesin saklayamamıştı endişesini.Zeyno yaptığına,birde genç adamın gözlerinde gördüğü endişeyi ekleyince utançla başını önüne eğdi.

-Özür dilerim..

Genç adam duyduğu özüre şaşırdı.Şaşırdı çünkü Zeyno mümkün değil ödün vermezdi kendinden..Sivri dili,çatılan kaşları,kaldırdığı ufak burnuyla asla mümkün değildi ama olmuştu.Genç kadın zırhını indirmiş bir defa da olsa kafasını önüne eğmişti..

-Dileme..Ve bir daha hiç kimse için kafanı önüne eğme.Bu ben bile olsam,anladın mı?Çünkü beni kendine hayran bırakan kadın,kafasını önüne eğip özür dilemez.kafanı her yere sokma,senin suçundu falan der..

Genç kadın duyduklarından sonra kıkırtısını bastırmak için elleriyle ağzını kapamış ve kahkahaları gözlerinde oynaşırken genç adama bakmıştı.İnkar edecek değildi elbette,genç adamın gelişiyle aklını kurcalayan düşünceler etrafa savrulmuş,gerilen bedeni de gevşediğini ilan etmişti çoktan.Aklından geçenleri kafasından kovalamak için kafasını sağa sola sallayıp biraz ilerisinde,yerde duran kütüğe ilerleyip üzerine oturdu.Bacaklarını ileri uzatıp ellerini kütüğe yerleştirirken kendisine rahat bir pozisyon aramaya koyuldu.Yüzündeki silinmeyen tebessümüyle genç adama bakıp kafasını yana eğdi ve gelip oturması için usulca kütüğü işaret etti..Biraz sonra ikisi de ufacık bir kütüğün üzerinde,fazlaca yakın bir şekilde oturmuş öylece geceyi izliyorlardı..

ONİKİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin