Ben geldiiiiimmm..
Yeni bölüme hazır mısınız bebek tanelerim ? ?
Okuduğu güzel yorumlar ve aldığı müthiş mesajlarla gözlerinden kalpler çıkan bir yazar var karşınızda haberiniz olsun((:Biliyorum biliyorum geciktim..Eşek şakası yapıp hesabıma erişimimi engelleyen bir arkadaşa sahibim,birazcık kıvrandırdı beni ve sizi de bekletti ama bu defa ben suçsuzum bilin istedim..
Hepinize çok teşekkür ederim, iyi ki varsınız ve müthişsiniz söylemeden edemeyeceğim.. Güzel yorumlarınızı eksik etmeyiniz,seviliyorsunuz..
Bu bölümü deeeee Kare Portakal'a ithaf ediyorum,çok ısrar etti bende dayanamadım..Sevgili Cihan,umarım beğenine layık bir bölüm olmuştur,eleştirilerini ve yorumlarını keyifle bekliyorum..
★★★★★★★★★★★★★
Yılların alışkanlığıyla her sabah olduğu gibi bu sabahta erken uyanmış,geçen yıllarla hafiflettiği sabah sporunu yapıp ardından şirkete gitmek için hazırlanmıştı.Baba yadigarı Altıpatları beline,dede yadigarı köstekli saatini yeleğine iliştirmiş,rahmetli karısından hediye olan Oltu taşından özel yapılmış tespihini de alıp kahvaltıya inmişti.Her şey değişirdi belki ama bu üç şey kat'iyen değişmez,evden çıkmadan evvel üzerine yerleşirdi.
Henüz masaya ulaşmış ve tam yerine oturacakken kapıdaki korumalardan birinin gelmesiyle ayakta kalıp kaşlarını çattı.Henüz erken bir saatti ve bu saatte destursuz gelen her kimse hayırlı bir iş için gelmezdi kendi gözünde.
-Yavuz Bey,kapıda bir bey var adının Kemal olduğunu söyleyen,sizinle görüşmek istiyormuş,önemli bir mesele olduğunu söylüyor,alalım mı?
Bu zamana kadar kapısına gelen kimseyi çevirmediğinden kafasını sallayarak onayladı adamını.Ardından ağır adımlarla masadan ayrılıp salonda ki oturma grubuna ilerledi.Henüz oturmamıştı ki iki koruma eşliğinde salona giren adama ilişti gözleri.Merakla çatılan kaşları yaşlı çehresini tehlikeli kılsa da güven veren bakışları ortamı yumuşatmıştı.
Karşısında endişe ve merakla dikilen adamı bir süre süzüp eliyle oturması için yol gösterirken emir bekleyen korumaları dışarı yolladı.Kendisi de ardından koltuklardan birine oturarak davetsiz misafirinin tedirginlikle oturmasını izledi.
-Yavuz Bey,sizi bu saatte evinizde rahatsız ettiğim için bağışlayın ama benim için önemli bir konu.Destursuz geldim,hemde evinize ama ne yapacağımı bilemedim açıkçası.Yardımınıza ihtiyacım var..
Henüz otuzlu yaşlarının ortalarında olan Kemal için yardım istemek ağırına gidiyordu.Bu yaşına kadar her işini kendi görmüş,her zorlukla mücadele edip üstesinden gelmişti fakat bu defa hiç bir şey yapamıyor olmak zoruna gidiyordu.Bu yüzdende utançla başını önüne eğip karşısında ki adamdan bakışlarını kaçırdı..
Yavuz Demir,karşısında kıvranan adamı izledi bir süre.Her ne kadar evine gelmiş olmasına kızsa da-ki normal şartlarda böyle bir şeye müsamaha göstermezdi hiç bir zaman-çaresizliğini gözlerine ilk baktığında anlamıştı.Üstüne birde sıkılarak yardım istemesine bakınca daha fazla kayıtsız kalamadı.
-Sen sen ol hiç bir zaman başkasının önünde başını önüne eğme.Yardım istemek ne zamandan beri ayıptır?
Genç adam duyduklarıyla hızla başını kaldırıp,kocaman açtığı gözleriyle konuşmaya çalıştı,elbette kekelemekten başka bir şey yapamayarak..
-Ha..ha.yır..hayır..yanlış..yanlış anladınız..
Bir taraftan konuşmaya çalışıp diğer bir taraftan elini kolunu sallıyor oluşu komik bir görüntü oluşturuyordu fakat yaşlı adam görüntü karşısında kaşlarını daha da çok çatmaya başladı.Gayette doğru anlamıştı aslında,bal gibi de inkar ediyordu genç adam.Gene de gururunu kırmamak için ses etmedi doğru anladığını,madem ki inkar ediyordu "öyle olsun" bakalım dedi içinden..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONİKİ
AksiRaconu uzun yıllar önce kesilmiş yedi tepeli Şehr-i İstanbul.. Babalarından miras kalan koltuklarını, kendi oğullarına devredecek olan On iki baba! Erkeklerin tekelinde olan bir düzen.. Ve bu düzene çomak sokan dişli bir kadın! Racon bir kez daha ke...