Hepsi gülüşürken toplantı odasına gelmişlerdi bile. Hepsi geçip yerlerine oturdular. Az sonra yarbay Hüsamettin Yıldırım da geldi. Askerler kalkıp selam verdiler ve Yarbayın işareti ile oturdular.
" Gökmen operasyon çok kısa sürdü. Istihbarat mı yanılmıştı "
" Hayır komutanım. Havin dahil elli bir terörist vardı. Ama gittiğimizde hepsi ölmüstü"
" Nasıl?"
" Bilmiyorum komutanım . Kız da Havin de bir şey görmemiş. Siyah giyimli biri gelip herkesi öldürmüş . Havini de paket yapıp bırakmış . "
" Başka bir örgüt olabilir mi?"
" Öyle olsa Havini de öldürürdü"
Az sonra odaya istihbarattan bir asker girip selam verdi.
" Üsteğmen Yusuf Dereli. "
" Gel yusuf. Operasyon detaylarını öğrendin mi ?"
" Öğrendim komutanım. Yukarıdan gelen bilgiye göre bizden biri kampa baskın yapmış "
" Biri derken. Bir adam mı ?"
" Evet komutanım. Kimliği gizli tutuluyor"
" Neden yapmış peki .? Biz operasyon yapacaktık zaten "
" Komutanım Asena Atalay ile alakalı sanırım. Kızı söylediklerinden erken öldürmeye karar vermişler. "
" Kim yapmış peki
" Komutanım sanırım bunu yapan Hayalet "
Herkes şaskınlıkla Yusuf'a bakıyordu. Hayalet iki yıldır istihbaratta önemli bir yer edinmişti. Genelde sessizce adam almakta ustaydı. Uzun zamandır onlara yardımcı oluyordu. Bir efsane haline gelmişti. Nasıl bir adam olduğunu kimse bilmiyordu. Henüz yuzünü gören yoktu. Ama cesareti ve zekası ile hayran olunasıydı.
Toplantı bittikten sonra tim dinlenme odasında toplandı. Hilal küçük aynadan saçına ve yüzüne bakıyordu. Gercekten kızın dediği gibi bakımsız mıydı. Zamanı olmuyordu ki. Istemsizce kendini kızla karşılaştırdı. Kendi elleri silah tutmaktan nasırlaşmıştı kızı elleri ise yumuşak ve bakımlıydı. Kızın uzun bakımli saçlarının yanı sıra Hilalin sacları ensesindeydi . Erkeklerin arasında fazla kalmaktan davranışları da erkeklere benziyordu. Beyaz tenine zıt simsiyah kaşları sürekli catıktı ve zeytin yeşili gözlerini gölgeliyordu.
" Neye bakıyorsun kız ? " dedi Emir timdeki en neşeli askerdi.
" Emir ben çirkin miyim?"
" Kızım sana çirkin diyen çarpılır. Nerden çıktı bu . O süslü pakizeyi dinledim deme sakin"
" Aslında fena kız değildi. Belki arkadaş olursunuz " dedi Mustafa
" Aynen Hilal hiç kız arkadaşın yok "
" Çok da bir eksikliğini hissetmiyorum. " dedi Hilal
Parfüm değil barut kokmayı bizzat kendisi seçmişti. Zaten ne ailesi vaedı ne de kaybedecek bir şeyi.
Asena ise evine dönebildiği için mutluydu. Bir an gerçekten yolun sonuna geldiğini sanmıştı. Babası ile araçla giderken babası hala saçlarını okşuyordu.
" merak etme kızım geçti "
" O askerler beni kurtardı babacım. Onlara teşekkür edemedim "
" Merak etme üsteğmen Gökmeni tanıyorum ben . "
" Öyle mi yemeğe davet edelim mi o halde ?"
" Ben onunla bir konuşurum"
" Baba bana hala kızgın mısın?"
Tuğrul bey kızına baktı. Ona hala kızgındı ama kıyamıyordu da. Sonuçta tek çocuğu vardı ve eşi de onun üzerine titriyordu.
Asena hastane kontrollerinden sonra eve gitti. Hemen bir duş alıp rahat kıyafetler giyindi. Telefonu çaldığında önce koridorda kimse olmadığından emin oldu. Sonra telefonu açtı.
" Hallettim. Evet tamam. Yarın sabah teslim ederim " dedi ve telefonu kapattı.
Asena Atalay babası için tam bir hayal kırıklığı ve utanç kaynağıydı. Babasının hayallerini gerçekleştirmektense kendi hayallerinin peşinden gitmişti.2 Hafta Önce
Tuğrul bey hayecanlıydı. Kücük kızı uzun zamandır onlardan uzaktaydı ve iki gün sonra gelecekti. Karakolda komiser yardımcısı olan Tuğrul bey mahallede ve çevrede saygı gören cesur , madalyalı bir polisti. Hep oğulları olmasını ve onlarında polis veya asker olmasını istemişti ama nasipte yoksa olmuyordu iste. Yıllar sonra bir kızları olduğunda Tuğrul bey iki kurban birden vermişti. Kızı , annesi gibi esmer minyon bir kızdı. Mahalledeki en doğal ve güzel kızdı. Sevecendi , yardımseverdi ve zekiydi. Tüm mahalle onu severdi. Nerede yardıma ihtiyacı olan biri olsa hemen Asena yardıma koşardı. Belki bu yüzden babası onun da polis olabileceğini düşünüyordu. Cesur ve güçlü bir kadın olursa onunla gurur duyacaktı. Üniversite zamanı geldiğinde Asena inatla şehir dışına gitmek istemişti.
" Neden kızım ? Kal işte dizimizin dibinde" demişti annesi
" Annecim biraz yeni yerler görmek kendimi geliştirmek istiyorum. Hem sadece dört yıl. Sık sık da gelirim" demişti Asena
Ama ne okulu dört yıl sürdü ne de kendisi sık sık geldi. Ilk iki yıl gelse de sonraları geliş sıklığı azaldı ve artık sadece tatillerde gelebildi. Okulunu ilk uzattiğında Tuğrul bey ona müsamaha gösterdi. Olabilirdi belki dersleri çok zordu. Ikinci yıl uzattığında ise iyice araları bozulmuştu. Yine de kıyamadı kızına . Yanına gitmeyi çok istiyordu ama şu sıralar polis özel harekatla beraber çok önemli bir operasyon yürütüyorlardı ve çok meşguldü. Sonunda Asenanın okulu da bitmişti. Odasında çay içerken Polis özel harekattan arkadaşı başkomiser Muhammer Çelik odasına geldi.
" Tuğrul şu son operasyonun dosyası sendeymiş "
Tuğrul bey dosyayı çıkarıp ona verdi. Ortak operasyon dosyalarından biriydi." Kızının okulu bitmiş . Hayırlı olsun"
" Sağol Muhammer. "
" Öğretmen oldu değil mi ?"
" Evet. "
"Yıllardır gelmiyor da nasıl özledim ufaklığı"
" Ufaklığı mı kaldı? Yirmi altı yaşında koca kız oldu"
" Oralarda durumu iyidir inşallah. Gerçi Asena cesur zeki bir kızdır her durumu halleder. Kendini de geliştirmiştir şimdi"
" Dövüş eğitimi alıyordu en son. Şimdi kendini de korur kızım. "
" Artık kızın atanınca emekli de olursun sen"
" Yok Muhammer henüz öyle bir niyetim yok. Hele şu çeteyi çökertelim de bir süre izin yaparım ancak"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASENA (GÜÇLÜ KADINLAR -2 )
General Fiction" Bunu siz mi yaptınız ? Bu resmen vahşet " " Asena hanım bu adamlar sizi kaçıran adamlar yalnız. " -----------------------------------------------------------