On dakika yoldan sonra yolun ortasına dizilen uyarı levhalarını görünce durdular. Yolda inşaat vardı. Yolun ortasında ise tek bir işci iş makinesinin motoruyla uğraşıyordu . Adamlardan biri inip işcinin yanına gitti.
" Kolay gelsin kardesim."
" sağolasın gardaş " dedi işci
Makinenin motoruyla uğraşmayı bırakıp adama döndü. Yüzünde maske başında baret vardı. Şivesine bakılırsa doğuluydu. Zaten birleşik simsiyah gür kaşlarıyla aksi iddia edilemez gibiydi.
" bu yol neden kapalı . Haritada açık görünüyordu "
" Sorma gardaş ileride toprak kaymış. Yol kullanılamaz halde . "
" Peki buradan bir tır geçti mi ?"
" He yan yoldan geçti. Zaten jandarma falan aradık. Bu yol bugün kullanılamaz "
Arkadaki adamlardan biri patrona haber verecekti ama telefon cekmiyordu. Tır şöforunu de arayamıyorlardı. Mecburen diğer yoldan geçeceklerdi. Zaten tır da jandarmaya yakalanmak istemzdi.
Araç yan yola girerken asker üç adamı etkisiz hale getirmiş ve bağlamıştı. Adamlar hala şaşkındı. Tek adam bunu nasıl yapmiştı ki? Asker adamları bayılttıktan sonra maket jandarma aracını devirip arkasındaki motorunu çıkardı. On beş dakika sonra diğer arkadaşının yanına varmıştı. Arkadaşı işciye parasını verdi.
" Gardaş bizi görmedin de mi ?"
" Tamam abi ? Allah sizden razı olsun "
Işci eşinin tedavi ücretini içeren oldukça kalın zarfı alıp etrafı topladı ve iş makinesine binip gitti.
" Hallettin mi ?"
" Ne sandın gardaş . Biz işmizi sağlam yaparız"
" Yaw kaşlarına kurban. Hadi gidelim ."
Iki kişi orayı rahat görecekleri bir tepede ağaçların arkasına saklandilar. Birkaç dakika sonra jandarma ve polis araçları tırın etrafını sarmiştı bile. Üç adam daha yeni kendilerine gelmişti .
Yirmi dakika önce ihbar alan karakol konutanı şaşırsa da hemen ekipleriyle olay yerine gitmişti. Biri ihbardaki adamları paketlemişti." Komutanım arkada un var "
Komutan bunun da bilgisini almıştı.
" Bir cuvalı aç içine bak."
Az sonra asker elinde kalın bir poşet içinde beyaz bir madde tutuyordu. Gerçekten de bu adamlar uyuşturucu kaçırıyordu. Ihberı yapan kisi onları önceden uyarmıştı.
Tuğrul bey akşam eve döndügünde saat henüz erkendi.
" Aysel Asena yok mu ?"
Az sonra kapı açıldı. Asena gelmişti.
" Iyi akşamlar. "
" Kızım bugün ilk iş günün değil miydi ? Nasıl geçti?"
" Iyi zaten birkaç parça çaldıktan sonra diğer müzisyenler çıktı. Sanırım umut da begendi "
" Zaten ona güvenmesem bu işe izin vermezdim. Iyi çocuktur umut. Biraz asi ama başkomisere çok saygılı"
" Eminim öyledir babacım. "
" Oyle öyle ben adamı 100 metre öteden tanırım "
Yemekten sonra mutfaktayken Aysel hanım Asena ya bir konu açmak için yol arıyordu. Sonunda bu konuşmayı yapacaklardı zaten.
" Asena yeni isinden memnun musun ?"
" Evet anne. Görsen çok nezih bir ortam"
" Ya ne güzel. Eh artık ne yapmayı planlıyorsun?"
" Ne konuda annecim?"
" Hayatın konusunda kızım. Artık işinde var. Eh okulda bitti. Yaşıtlarının çocukları bile var"
Asena konunun gidişatını beğenmemişti. Belli ki konu evlilikti.
" Anne esas konuya gelir misin ?"
" Necla uğradı bana bugün . Yeğeni var bir tane . Tam senlikmiş "
" Benlik miymiş ? Peki benlik biri nasıl oluyormuş "
" yakışıklı , kültürlü , zeki , anlayışlı üstelik mühendismiş "
" Allah sahibine bağışlasın . Banane bunlardan "
" Bir görüşsen. "" Asla olmaz anne. Hiç bir güç beni onunla görüştüremez. Ben aşık olmadan evlenmem"
" Kızım bir görüş belki seversin "
" Istemiyorum. Böyle bir görüşme olmayacak "
" Hatrım için bir kez buluş kızım "
" Asla olmaz asla "
Tabi Asena bu kadar konuşurken Aysel hanım ortaya en güçlü kartını koymuştu.
" Ben seni dokuz ay karnımda taşıdım. Iki yil emzirdim. Sen benim bir istediğimi yapmıyorsun. "
Asena kafasını masaya vurmamak ićin kendini zor tutuyordu. Her annenin en güçlü kartı buydu zaten.
" Tamam anne . Ben bunu düşüneyim bir. "
" Şey kızım yalniz pazar günü buluşma ayarladık"
" Pazar günü haber verseydin annecim. "
Bugün Perşembeydi ve daha yapması gereken çok iş vardı. Mecburen kabul etti .
Akşam herkes uyuduktan sonra telefonunu alıp gizli hattından bir görüşme yaptıktan sonra sabah erken uyanmak uzere uyudu.
Sabah Aysel hanım kızını uyandırmak için odasına gittigınde asena çoktan uyanmış yatağını toplamış ve çıkmıştı. Yatağında bir not vardi. " Jesicaya kahvaltıya gidiyorum. Akşam işim uzayabilir . Beni merak etmeyin"
Asena Jesicanın evine gitmek için taksiden inip köşeden poğaça ve simir almıştı. Bugün önemli bir işi vardı ve bu işi berbat etme şansı yoktu.Eve geldiğinde jesica da yeni uyanmıştı.
" Günaydın. Dünyanın en tembel insani "
" Asena senden ne zaman kutulacağım ben "
" Asla . Ahirrette bile peşindeyim "
Asena kendisine göz deviren jesicayı takmadan eve girdi ve kahvaltı hazırlamaya başladı. Kahvaltıdan sonra beraber dışarı çıktılar. Burada bir spor salonuna yazılmak istiyorlardı ve ne tesadüf ki Umutun ve arkadaşlarının sık gittigi spor salonuna gitmişlerdi. Onlar spor için hazırlanırken Umut bir arkadaşı ile spor salonuna yeni gelmişti. Yanındaki arkadaşı aynı zamanda kendisinin sağ koluydu.
" Dediğim gibi umut bu işte bir iş var. Şüphelenmelerine imkan yoktu. " dedi Cenk
" Sen yine de ulu orta konuşma . Buradan bir çıkalım araştıracağız"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASENA (GÜÇLÜ KADINLAR -2 )
General Fiction" Bunu siz mi yaptınız ? Bu resmen vahşet " " Asena hanım bu adamlar sizi kaçıran adamlar yalnız. " -----------------------------------------------------------