10

6.7K 373 58
                                    

   Cenk Asenayı evinin önüne getirmişti ama ayıltma çalışmaları pek iyi gitmiyordu. Umut bu kıza bu kadar önem vermese çoktan onunla eğlenip bırakmıs olabilirdi. Ama şimdi de onun bu hali Cenke oldukça tatlı geliyordu. Arabadan inip Asenayı zorla indirdi. Görünüşüne göre biraz ağırdı. Onu kucağına alıp kapıya getirdi. O zili çalarken komsularda kahkaha atan kıza bakmak için cama çıkmıştı. Insanlar perde arkasından ona bakıp ayıplıyordu. Koskoca komiser yardımcısının kızı gece bir adamın kucağında eve geliyordu. Buradan en az bir kaç haftalık dedikodu malzemesi çıkardı.
 
  " Cenk yakından daha bir yakışıklısın sen "

  " Asena sen en son babanın bacaklarını kıracağını söyleyip ağlamıyor muydun?"

  " Öyle mi yapıyordum? Doğru kıracak. Neyse gelir beni kurtarırsın değil mi ? "

  " Ne zaman istersen prenses" dedi Cenk

  Kapı telaşla açılırken Aysel hanım bir çıglık attı ve kapı önünde sendeledi. Az sonra Tuğrul bey de geldi ve kızını o halde görünce onunda kalbine bir sancı girdi.

  " Iyi akşamlar efendim. " dedi Cenk

   Asenayı yavaşça yere bıraktı. Tuğrul bey sendeleyen kızını tuttu ve cenke bir şey demeden kapıyı kapattı. 
  Asena salonda kanepede uzanırken Aysel hanım kahve yapmaya gitti.
  " Asena bu ne halin?"

  " Ne varmiş halimde babacığım"

 " O kimdi. "
 
 " Cenk "

  " Cenk kim . Ne ara tanıştınız.

 "  Bugün tanıştık. Kafa çocuk"

 " Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Mahalleye rezil olduk"

  " Ne rezilliģi baba . Biraz fazla kaçırdım cenk te beni eve bıraktı. "

  " Ben seni ne ara bu kadar şımarttım. Şu haline bak. Birde pişkin pişkin açıklama yapıyor. Bundan sonra o jesicayla cenklede görüşmeyeceksin. Is miş de yok sana . "

 " Baba fark ettiysen ben bir yetişkinim. "

 " O halde öyle davran . Evden dışarı adımını atmayacaksın"

  " Bunca yıl bunun için eğitim almadım ben "

 " ya ne için aldın ? Birde burada böyle yapıyorsan altı yıl orada Allah bilir ne yaptın?"

  " Baba ileride pişman olcağın şeyler söylüyorsun "

  " Ben mi pişman olacağim ? Şu haline bak ayyaş serseriler gibi ayakta bile duramıyorsun. Ben seni gözümden sakınıyorum sen elin adamlarıyla gününü gün ediyorsun"

  " Alt tarafı biraz eğlendim ne var bunda "

 Aysel hanım kahve getirmiş zorla asenaya içirmeye çalısıyordu.

  " Hakkımda neler dediklerinden haberin var mı ?  Bir kez Asena bir kez gurur duymak istedim seninle. Benim kizım öğretmen demek istedim. Sen şarkıcı oldu. Tek kızımsın müsamaha gösterdim. Şimdi de bu haldesin"

  " Baba bu konuşmayı yarın yapabilir miyiz ? Kalbini kırmak istemiyorum"

" Daha ne kadar kırabilirsin ki zaten ?"

   " Iyi geceler "

 Dedi asena ve odasına çikıp kapıyı kitledi. Bu onlar ićin daha iyiydi.

   O gece Umut ve Cenk isleri biter bitmez depoya gittiler. Baskın yemeyeceklerini biliyorlardı. Bir astsubay başçavuş ve başkomiser de orada olacaktı. Tabi üst düzey bir siyasi , ünlü iş adamı ve bir avukatta olacaktı.

   Toplam dokuz kişi masada toplanmış depoya bir jammer yerleştirilmiş ve içerideki diger korumalar çıkarılmıştı. Dışarıdan kimse onları dinleyemezdi. Kıyafetlerini de değistirmis üzerleri de dinleme cihazı olmadığından emin olmuşlardı. Havin ve patronu Hassan da oradaydı. Hassan iranlı bir teröristti ve burada gazeteci kimliği ile bulunuyordu. Havin de ona çalışıyordu. Asenaya dokunmamalarını isteyen kişi Hassandi ve bunu da ondan Umut istemişti.
 
  " Bu geceki acil toplantının sebebini hepiniz biliyorsunuz "

  " Evet bana gelecek olan silahlar gitti. Tc yakaladı" dedi Hassan

  " Sadece sen değil bana gelecek mallar da gitti. "  dedi iş adamı Murat kuşçu. Uzun zamandır polis onun peşinde olmasına rağmen hep aklanmıştı. Hiç malları yakalanmamışken bu kez yapılan başkın ona büyük bir maddi kayba ve kırılan gurura mal olmuştu.

  " Herkes kaybetti. Özellikle göz dağı vereceğimiz Tuğrul Atalayın kızının elimizden kaçmasıyla çok adam kaybettik"

  " Evet ama kızı hala kendi tarafımıza cekebiliriz " dedi Cenk. kızla düsman olmaktansa muttefik olma fikri hoşuna gitmişti. 

  " Evet ama ona güvenemeyiz. "

  " zaten ona güvenelim demiyorum. Onu kullanabiliriz "

  " Herneyse önce şu Tugrul Atalay da ve Yarbay Hüsamettinden kurtulalım"

  " Yarbay kolay, bir itirafçı onun terör örgütüne yardım ettiğini söylese yeter. Birkaç ay soruşturma açilır rahat ederiz. Hatta sivildeyken fişini çekeriz"

  " Olmaz ölüsü dirisinden daha çok zarar verir bize. Biz sadece itibarını yerle bir etsek yeter. "

  " Tamam O zaman . Yiğit o iş sende . Bir âçıgını bul hallet " dedi yakup. Astsubay bu işi halledebilirse rütbe bile atlayabilirdi. Bunu düşününce öldürmek daha cazip geldi.

 " Gelelim başkomisere. Onu da bir iftirayla hallederiz. Evine bir miktar bizim mallardan soksak yeter. "

  " Peki bu ayki diger sevkiyatlar ne olacak ?" Dedi Avukat
  
  " Sen şu organ işini hallet. Zaten mülteci çocuklardan yirmi tane kadar var elinde. " dedi ve Siyasetçiye döndü

  " Sen de şu şehir içi yapılanmaları hareketlendir. Emniyetin ve askerlerin bizden başka bir şeyle meşgul olmaları gerek "
Dedi yakup ve iş adamına döndü

  " Sen de kalan malları limandan götür. Karayolu belli ki tehlikeli. Teferruatları ben hallederim"

  "  Baba ,Tuğrul Atalayı ben hallederim. "

  " Tamam kızını da kontrol altında tutun. "

 " O kolay Yakup bey. Kızı zaten çoktan tavladim bile" dedi Cenk

  " Sen de az değilsin" dedi yakup

  Hep beraber güldüler.

  " Kızı görünce bir an babasına üzüldüm bile. Hatta kizı öldürmememiz daha iyi oldu. Kızı bir kaç aya kalamaz kalpten götürür adamı"

  " Eh en azından polis olup babası gibi başımıza bela olmadı " dedi Umut

  O gece yine birilerinin onları dinlediğinden habersizlerdi. Bu adamlar üç harflileri fazla hafife alıyorlardı.
  
  Toplantı bittikten sonra herkes oradan memnun halde ayrıldı. Önlerine çıkan engelleri kaldıracak ve işlerine devam edeceklerdi.

ASENA (GÜÇLÜ KADINLAR -2 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin