12. Bölüm

217 13 21
                                    

İYİ OKUMALARR BALLARIM🛐🍯








Uyandım. Ve biz hâlâ aynı pozisyondaydık. Hareketlendiğimde Barkın da hareketlendi. "Barkın" diye seslendim fısıltıyla, uykulu sesiyle
"hı?" dedi
"izninle kalkıcam" dedim beni daha çok kendine çekti.

Nefesini boynumda hissetim. Kasıldım. Boğazımı temizledim. Saçlarımı kokladı.
"Barkın...neden bunu yapıyorsun?" diye sordum
"neyi" diye sordu gözlerini açıp
"bunu işte. Böyle davranma." dedim ve elini belimden çektim ve hızlıca odadan çıktım.

Böyle yaparsa deli gibi aşık olurdum. Baya baya aşık olurdum. Oysa böyle bir şey olmaması lazımdı...

Saate baktım tam 12:00'dı. Biz gece  5'de uyumuştuk. Dolaptan tişört, pantolon çıkardım ve giydim. Sonra saçlarımı taradım ve sadece rimel sürüp aşağı indim.

Bugün Ayfer hanım izinliydi. Mutfağa girip kahvaltı hazırlayama başladım. kimse uyanmamıştı daha, kapıya çıktım mert buralardamı diye bakındım. Merti gördüm ve seslendim.
"mert bir bakarmısın?" dedim hemen yanıma geldi "buyur yenge" dedi yenge diyince kaşlarımı çattım.

Biz adama böyle davranma diyelim. Korumalarının yaptığına bak. Allah'ım sabır.

"mert, bir ben senin yengen değilim. İki bir daha bana yenge deme. Hatta dün de bir çocuk dedi, söyle kimse bana yenge falan demesin." dedim sertçe çıkışarak.

"Nasıl isterseniz cemre hanım" dedi
"sadece cemre desende olur. Kasılmana gerek yok. Nasıl oldun? iyi misin?"  dedim bu sefer sesim sakin çıkmıştı

"iyiyim sağolun. Siz iyi misiniz?" dedi
"iyiyim ben de teşekkür ederim. Bişey rica ediceğim, ekmek alıp gelir misin?" dedim
"tabii, iki dakikaya getiririm." dedi sonra gitti.

Bende mutfağa gittim. Masaya çatal, bıçak, ve tabak koydum. Zeytin çıkardım ama tabak almam gerekiyordu zeytini koymam için. Tabi boyum yeterse alacaktım. Parmak ucumda kalktım olmadı zıpladım yine olmadı. Arkamda büyük bir beden hissetim. Korkuyla arkama döndüm.

Barkın dibimde duruyordu. Üstünde beyaz gömlek vardı altında ise siyah pantolon kollarını kıvırmıştı, koluna da siyah bir saat takmıştı. Çok çekici duruyordu.
"Al" dedi elindeki tabakla, tabağı elinden aldım.
"teşekkür ederim" dedim ve önüme döndüm. Zeytinleri tabağa koymaya başladım.

Sağ elini ardından sol elini tezgaha koydu. Çıkış yönlerimi kapatmıştı. "Barkın çek şu ellerini" dedim. Çekmedi hatta daha da fazla yaklaştı
"neyden kaçıyorsun sen? yani neyden korkuyorsun?" diye sordu
"hiç birşeyden korktuğum da kaçtığım da yok Barkın." dedim ona dönmeden sert bir tavırla.

Neden böyle davranıyordu bana?

Böyle davranmasın.

Ben sana diyemiyorum böyle davranma aşık olurum diye, sen anla.

"Aşık olmaktan mı korkuyorsun sen?" diye sordu

Evet. Hemde deli gibi.

"hayır Barkın ama... böyle davranman hoşuma gitmiyo. Sanki bana karşı birşeyler hissediyormuşsun gibi" dedim

"yalan söylediğin o kadar belli ki"  dedi iyi yalan söylemiyeyim o zaman.

Sertçe ona döndüm "tamam. Deli gibi korkuyorum. Ödüm kopuyo sana aşık olursam diye, canım çıkıyo. Ben baba sevgisi görmemiş bir kızım Barkın, beni mutlu edip ümitlendirip çekip gidersen diye ödüm kopuyo!" dedim. Devam ettim
"dün öyle çektin kolumdan yatırdın.... hele o söz" kafamı öne eğdim. kapı çaldı Barkın geri çekilip kapıya gitti.

En Güzelinden Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin