2. BAŞ BAŞA

3.2K 216 50
                                    

Aslında şöyle ki her bölüme özel şarkı koymak istiyorum ama uygun şarkı bulamıyorum maalesef. Bu yüzden uygun şarkı bulduğum bölümlere koyacağım.

Su başından aşağı akarken gözyaşlarını da beraberinde götürüyordu. Paramparça oluyordu her bir su damlasında, paramparça oluyordu boynunu temizlemeye çalışırken.
Su öyle bir akıyordu ki tepesinden, her bir lekesini alıp götürmek ister gibi, her bir gözyaşını gizlemek ister gibi akıyordu.

Sıkı sıkı sarıldığı bornozu ile çıktı banyodan genç çocuk. Odasında, evinde, güvende olmasına rağmen öyle korkak atıyordu ki adımlarını sanki ayaklarından ses çıksa birisine yakalanacak gibi hissediyordu.

Hızlıca üzerini giyindi ve yine korkak adımlar ile indi merdivenlerden.
Kahramanı Taehyung ve babası salonda oturmuş sohbet ediyorlardı. Taehyung kafasını kaldırdığında göz göze geldiler, hemen kafasını eğdi. Utanıyordu. Kendini pislenmiş hissediyordu. Eğer o adam gelmeseydi belki de şuan yaşamıyordu. Gözleri doldu, o anlar tekrar tekrar gözlerinin önüne geliyordu ve korkuyordu.

Bay Jeon, Taehyung'un baktığı yere bakınca oğlunun geldiğini görmüş ve korumacı bir baba gibi oğlunu yanına çağırmıştı.

" Jungkook. Yanıma gel oğlum "

Kafasını yerden kaldırmadan yavaş yavaş yürüdü babasının yanına, gösterdiği yere oturdu. Bay Jeon, hemen elini oğlunun omzuna atmış ve kafasını omzuna yaslamıştı. Jungkook hem babasından ilk defa böyle sevgi ve değer gördüğü için hemde korktuğu için babasının omzunda ağlamaya başlamıştı. Elinden geldiğince Taehyung ile göz göze gelmemeye çalışıyor ve babasına daha çok yaklaşıp yüzünü boynuna saklıyordu.

" Oğlum. Kendini yıpratma bu kadar bak hem birşey olmadı Bay Kim seni tam zamanında kurtarmış. Onunla güzelce tanışmanı istiyorum, şirketimizin yeni ortağı kendisi. "

Babasının konuşmasını iç çekişler ile dinlemişti ama babasının asıl konuşmak istediğinin şirket olduğunu anlamıştı, kafasını omzundan kaldırdı ve Taehyung ile göz göze geldi. Hala gözünden yaş akıyor ve iç çekiyordu. Babası koluna biraz sert dokununca konuşması gerektiğini anlamıştı.

" Öncelikle size ne kadar teşekkür etsem az kalır Bay Kim. Herşey için teşekkür ederim, ancak takdir edersiniz ki kendimi çok yorgun ve halsiz hissediyorum o yüzden sizin için de uygunsa daha sonra konuşsak bir sorun olur mu? Dinlenmek istiyorum. "

Taehyung anlayış ile gülümsedi.

" Teşekküre gerek yok Jungkook, kim olsa aynısını yapardı. Ayrıca hiç sorun değil gidip dinlen yaşadığın hafif birşey değil. Seninle daha sonra baş başa konuşuruz. "

Jungkook utangaç bir şekilde gülümsedi ve ayağa kalkıp hafifçe eğildi.

" Tekrar teşekkür ederim Bay Kim, görüşmek üzere. "

Arkasını döndüğü sırada akan burnunu çekmiş ve arkasında ki adamdan bir kıkırtı duymuştu. Utanarak koşar adım merdivenlerden çıkıp odasına girdiği an ışıkları açarak yatağına girmişti. Çok utanmıştı ama Tanrı aşkına burnu akıyordu ne yapabilirdi tabi ki burnunu çekecekti neden gülmüştü ki kendisi burnunu çekmiyormuydu?

Tam uykuya dalacağı sırada odasının kapısı açılmış ve içeri birisi girmişti. Baş ucuna kadar gelmiş olan kişi her kimse saçları arasına bir öpücük kondurmuş, elini boynunda gezdirmişti. Jungkook tekrar ayak sesleri duyduğunda gözlerini açtığında Taehyung'u görmüştü. Arkası dönüktü ama o adam olduğunu anlamıştı. Geniş omuzlar, simsiyah saçlar, dik duruş ve uzun paltosu ile yavaş bir şekilde kapıyı açıp odadan çıkmıştı. Ne olduğunu anlayamadı genç çocuk. Rüyamı görmüştü eğer bu rüya değilse odasında bu adamın ne işi vardı.

" Tanrım! Kafayı yiyorum galiba. "

Veee bir bölüm daha geldi. Umarım beğenirsiniz.

Ayrıca rica etsem kitabımı arkadaşlarınıza tanıdıklarınıza önerirmisiniz.

Hepinizi seviyorum şimdiden iyi bayramlar

𝑆ℎ𝑎𝑚 𝑙𝑜𝑣𝑒 𝑇𝑎𝑒𝐾𝑜𝑜𝑘Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin