Umarım beğenerek okursunuz...
"Bırak! Taehyung bırak adamı."
Mekanda yumruk sesleri, acı inleme ve Jungkook'un sesi yankılanıyordu. Masadan kalktığı gibi iri bedenin kollarını yapışıp, öldüresiye dövdüğü adamın üstünden kaldırmaya çalışıyordu. Adam umrumda değildi, tek derdi iri bedenin zarar görmesini istememesiydi.
"Bırak öldüreceksin."
İri beden transtan çıkmış gibi adamın yüzüne indirmek için havaya kaldırdığı yumruğunu durdu ve kafasını genç oğlana çevirdi.
"Bırak yeter."
İri beden, ağzı yüzü kan olmuş adamın üstünden kalktı ve genç oğlanın kolunu tutarak birşey demeden hızla çıkışa yöneldi. Oldukça sinirliydi ve genç oğlanın kolunu morartacak derecede çok sıktığının farkında değildi.
"Taehyung kolumu acıtıyorsun bırak."
Her ne kadar tam anlamı ile sarhoş olmasada içtiği alkol, başının dönmesine neden oluyordu. İri beden arabanın önüne geldiğinde genç oğlanın kolunu savururcasına bıraktı ve yüzüne doğru adete haykırdı.
"Ne sikim yapıyorsun sen burada?"
Gözleri doldu genç oğlanın ama kahkaha atmak üzereydi. Bugünü iri beden yüzünden bok gibi geçirmişti ve şimdi karşısında bağırıyordu. Ne hakla.
"Sanane!"
"Jungkook. Ne demek sanane? Ne işin vardı diyorum burada?"
"Hesap vermek zorunda değilim."
"Vereceksin. Ben senin sevgilinim."
Kahkahası sokakta yankılandı genç oğlanın.
"Demek sevgilimsin. Neden ben bunu hissedemiyorum acaba?"
"Ne demek istiyorsun. Açık açık konuş."
"Hiçbir şey demek istemiyorum 'Bay Kim'. Eve gidiyorum ben."
Özellikle üstüne basarak söylediği cümle iri bedeni dahada sinirlendirmekten başka birşey yapmadı. Arkasını dönmüş ve hızlı adımlar ile yürüyen genç oğlanın arkasından koşup bir anda omzuna aldı ve arabaya yöneldi.
Neye uğradığını şaşıran genç oğlan yumruk haline getirdiği ellerini iri bedenin sırtına son gücü ile vurup, ayaklarını var gücü ile sallıyordu.
"Bırak beni! Bırak dedim sana."
"Rahat dur. Ayrıca yumrukların canımı acıtmaktan çok masaj yapıyor."
Yaklaşık 10 dakikalık bir arbedenin ardından iri beden zorla Jungkook'u arabaya bindirdi ve kendisine binerek hızla kapıyı kilitleyip eve sürmeye başladı. Artık yorulan genç oğlan ise bulunduğu durumu kabul ederek kollarını önünde bağladı ve kafasını cama çevirip dışarıyı izlemeye başladı.
"İn."
Duymamazlıktan geldi ve yerinden kıpırdamadı genç oğlan. Bunu gören iri beden onun olduğu kapıya gelip sertçe kapıyı açtı.
"İn şu arabadan."
Bu seferde yüzünü diğer tarafa çevirdi genç oğlan. Sinirliydi, kırgındı ve üzgündü. Her ne kadar iri bedene kafa tutsa da, biraz sonra haykırarak ağlayabilirdi.
"Peki."
İri beden daha fazla sabredemedi ve yine genç oğlanı kucağına aldı. Ne olursa olsun iri bedenin onu eve girdireceğini bildiği için zorluk çıkarmadı ve uzun zamandır uzak kaldığı kucağın keyfini çıkartmaya başladı genç oğlan. Tabi ne kadar keyif denirse.
Kapıyı açtığı gibi salona yönelen iri beden koltuğun yanına geldiğinde Jungkook'u kucağından indirip koltuğa oturttu. İkisininde sakinleşmeye ihtiyacı vardı ama Taehyung daha fazla bekleyebileceğini sanmıyordu.
"Neden o bara gittin Jungkook?"
"Neden bana haber vermeden ortadan kayboldun? Üstelik seni o kadar aradım."
İri bedenin konuşmasına fırsat vermeden ayağa kalktı ve masanın üstünde duran vazoyu alıp yere fırlattı.
"Günüm ne kadar kötü geçti haberin var mı? Kendimi ne kadar boktan, ne kadar işe yaramaz hissettim en ufak bir fikrin var mı?"
Elleri ile iri bedenin göğüsüne vurarak ağlamaya başladı.
"Her ne cehenneme gittiysen bana haber vermeyecek kadar değersiz, gereksiz biri miyim senin için?"
"Üzgünüm"
"Hadi ya? İnanır mısın bende çok üzgünüm ama bu hiçbir sikime yaramıyor."
Gözyaşları adete bir yağmur gibi gözlerinden yanaklarına akın ederken etrafını görmekte zorluk çekiyordu genç oğlan. Bağırmaktan ve ağlamaktan sesi kısılmıştı ama tüm gün içinde biriken öfke ve üzüntü hala geçmemişti.
"Sana haber veremedim çünkü telefonumu gittiğim yerde aldılar. Sabah erken çıktım çünkü Namjoon önemli birşey olduğunu söyleyerek beni çağırdı ve bu saate kadar bırakmadı. Gerçekten üzgünüm sevgilim."
Kollarını genç oğlanın beline sardı ve kendine çekti. Jungkook kolları arasında çırpındı. Bu açıklama onun için yeterli değildi. Tüm gün yaşadığı şeyler iki-üç cümle ile geçmezdi.
"Adamların ile haber gönderebilirdin ya da ne bileyim en azından bir not bırakabilirdin. Bunu bile mi hak etmiyorum?"
"Sen herşeyin en iyisini hakediyorsun sevgilim. Herşey için özür dilerim. Seni seviyorum."
İri bedenin sarılmasına karşılık vermese de sabit bir şekilde durdu ve sevgi sözcüğüne karşılık vermedi.
"Seni seviyorum dediğimi sanıyorum."
"Bende seni seviyorum."
Sonunda iri bedenin sarılmasına karşılık verdi ve kafasını boyuna gömdü.
Birkaç dakika öylece durduktan sonra ilk ayrılan iri beden oldu ve genç oğlanın yüzünü elleri arasına aldı.
"Seni seviyorum bebeğim."
Dudaklarını genç oğlanın dudakları ile buluşturdu ve dudaklarını hareket ettimeye başladı. Çok geçmeden Jungkook'da karşılık verdi ve ikili derin bir öpüşmenin içine girdi. İlk başta masum başlayan öpüşler ilerleyen saniyelerde ateşli bir hal aldı ve Taehyung ellerini genç oğlanın yüzünden beline daha sonra da kalçalarına indirdi ve kucağına aldı.
Öpüşmeye hala devam eden ikili sadece birbirlerine odaklanmışlardı ki çalan telefonlarını dahi duymadılar. Taehyung hızlı ama dikkatli adımlar ile merdivenlere yöneldi. Odanın önüne geldiklerinde aceleci tavırlar ile kapıyı açtı ve odaya girer girmez kapattığı kapıya yasladı genç oğlanı. Sert bir çarpma ile Taehyung'un ağzına inledi genç oğlan. İri beden fazla zaman kaybetmeden genç oğlanın sırtını kapıdan ayırdı ve yatağın soğuk çarşafı ile buluşturdu. Yatağa uzanan genç oğlanın bacakları arasına girdi ve ara vermeden öpüşmeye devam ettiler. Dudaklarını genç oğlanın dudaklarından ayırıp beyaz boyuna indirdi ve emmeye başladı. Dişlerini geçiriyor, öpüyor ve emiyordu. Bunların karşılığında ise genç oğlandan aklını yitirmesine neden olacak inlemeler kazanıyordu.....Her ne kadar smut sahneler okumayı sevsemde maalesef yazamıyorum ama bununla idare edeceğiz artık. Diğer bölümde smut devam edecek.
Umarım beğenerek okumuşsunuzdur.
Sizi seviyorum <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑆ℎ𝑎𝑚 𝑙𝑜𝑣𝑒 𝑇𝑎𝑒𝐾𝑜𝑜𝑘
Fanfiction《ANGST DEĞİL》 "Jungkook. Seni gerçekten sevdiğime inandın mı? Senin gibi birini kim severki ben seveyim. Ama teşekkür ederim çok işime yaradın tam kullanılmak için yaratılmışsın. Benim tarafımdan kullanılmaya" -Taehyung- Elinde tuttuğu kağıttan kafa...