Asla yorum gelmiyor ve bu beni üzüyor. Bol bol yorum ve oylarınızı bekliyorum
Umarım beğenerek okursunuz.
"Jungkook yukarı çık, odaya gir ve kapıyı kilitle. Ben gelene kadarda açma."
Genç oğlan, arkasında durduğu bedenin göremeyeceğini bilse de kafasını salladı ve kapıda bekleyen uzun bedene bakmadan hızla merdivenlere yönelip odaya girdi ve kapıyı kilitledi. Her ne kadar endişeli olsada, Taehyung'un bir sorun olmadan halledeceğini bilmesi biraz olsun içini rahatlatıyordu.
"Neden geldin?"
"Konuşacağımızı söylemiştin, ama senden bir ses çıkmayınca ben geleyim dedim."
Karşısında yıllar sonra duran kişi abisi olsada ona karşı olan kırgınlığı bir türlü geçmiyordu. Onu bu şehirde yalnız bırakıp, arkasına bile bakmadan gitmişti. Taehyung, abisini çok sever, onu kendine rol model olarak görürdü. Hep abisi gibi biri olmayı istemişti ve olmuştu da ama abisi gibi yapmayacağı tek bir şey vardı. Kimseyi arkasında bırakıp gitmezdi Taehyung.
"İçeri gel."
Önden ilerleyip salona geldiğinde koltuğa oturup, karşısında oturan bedene baktı.
"Demek sevgili oldunuz?"
"Evet."
"Onu sevdiğini biliyordum."
"Nereden bilebilirsin ki? Yıllardır bu ülkede değilsin."
Güldü uzun beden. Kardeşi herşeyi bildiğini sanıyor, kendini oldukça güçlü biri olarak görüyordu. Doğru güçlü biriydi ve ülkede olan çoğu şeyden haberi olurdu ama atladığı bir nokta vardı. Kimse Kim Namjoon kadar güçlü olamazdı. Ülkeyi terkettiği ilk yıllarda her ne kadar kardeşini yanına almak istese de babası sürekli yoluna taş koymuştu. O zamanlar yeni yeni iş kurup, güç toplayan Namjoon babasına karşı gelememişti.
"Bu kadar emin olman ne kadar doğru sence kardeşim."
"Her neyse. Neden Jungkook'u kaçırdığını öğrebilir miyim abiciğim?"
"Onu sevdiğini uzun zamandır görüyordum ve bu sevgi gerçek mi değil mi merak ettim. Ayrıca Jungkook'un nasıl birisi olduğunu da görmek istedim. Onu sevdiğine göre değişik bir yanı olmalıydı."
"Buldun mu o değişik yanı?
"Buldum. O, çok saf, masum ve oldukça da zeki. Bunlar onu sevmen için başlıca nedenler arasında."
Abisinin kendini bu kadar iyi tanımasına her zaman sinir olurdu Taehyung. Namjoon ülkeyi terk etmeden önce ki olan güzel abi-kardeş ilişkilerinde Namjoon'dan hiçbir şey gizleyemez, gizlemeye çalışsada abisi hemen anlardı. Namjoon çok zekiydi. Bunun en büyük kanıtı ise babasından kaçıp, kendine ait şirketler kurmasıydı.
"Ona birşey söylemişsin neydi o? Sorduğumda cevap vermedi."
"Birşey değil canım. Altı üstü onu sevdiğini söyledim. Tabi ilk başta pek inanmadı ama görüyorum ki bayağı inanıyor."
"Neden geldin yıllar sonra?"
"Buralar çok boş kaldı. Sevgili babacığımız öldükten sonra Kore'de sistemler değişmiş. El atmazsam ülkeyi batıracaklar."
Kim ailesi her ne kadar onlarca şirkete sahip olan kişiler olarak bilinse de ülke yönetiminde en üst seviyede olan kişilerden biriydi. Bunu bilen çok az insan vardı. Ülke de alınacak olan kararlar Kim ailesine sorulmadan alınmaz, faaliyete sürülmezdi. Bu yıllardır böyle devam ederdi ta ki Bay Kim ölene kadar. Taehyung bu ülke kararları konusunu sevmediği için Bay Kim öldükten sonra asla karışmamış ve sadece şirketler ile ilgilenmeyi seçmişti. Ama anlaşılan artık ülke işleri ile uğraşacak olan biri vardı, Kim Namjoon.
"Babama benziyorsun. Önceden ondan farklı olduğunu düşünürdüm ama şimdi bakıyorum ki tam anlamı ile babamsın."
"Babamız ile aramda bir fark var Taehyung. Beni öldürecek düşmanlara sahip değilim."
2 yıldır babasının katilini ya da katillerini arayan Taehyung asla bir ipucu bulamamıştı ve şimdi karşısında oturan adam, babalarını düşmanlarının öldürdüğünü mü söylüyordu?
"Ne demek istiyorsun?"
"Diyorum ki yıllardır nedenini ve katillerini aradığın ölümün sebebi babamızın düşmanları. Bir çok dostluk kurdu ve yine bir çoğunu sırtından vurdu. Bu onun kaçınılmaz sonuydu kardeşim."
"Git artık."
Duydukları kaldırılacak cinsten değildi. Kendi gözleri ile gördüğü kanlar içinde ki beden tekrar ve tekrar gözleri önünde gelirken delirecek gibi oluyordu.
"Eğer gelmek istersen, nerede olduğumu biliyorsun kardeşim."
Uzun beden yavaşça koltuktan kalktı ve arkasında tüm vücudu Titreyen bedeni bırakarak çıktı evden. Taehyung hala duyduklarını sindirememişken, yukarıda olan sevgilisini hatırladı ve yalpalayarak merdivenlerden çıkıp odanın önüne geldi.
"Jungkook benim, aç kapıyı."
Hala yatakta oturan beden sevgilisinin sesini duyar duymaz ayağa kalktı ve kapıyı açtı. Karşısın da sevgilisinin titreyen bedenini görmek beklediği son şey bile değilken, endişe ile iri bedenin ellerini tuttu ve yatağa sürükledi.
"Taehyung iyi misin sevgilim?"
"E-evet, evet iyiyim."
"Emin misin? Aşağıda birşey mi oldu?"
"Bana sarılır mısın?"
Sorusuna cevap alamayan genç oğlan, sevgilisinden duyduğu kısık sesli istek ile hızla oturduğu yerden kalktı ve yatağın örtüsünü açıp, iri bedenin yatmasını sağladı. Henüz sabah olduğu için aydınlık olan odayı siyah, kalın perdeleri çekerek karanlık bir ortama bürüdü ve sevgilisinin yanına yatıp zaman kaybetmeden sıkı sıkı sarıldı.
"Saçları mı da okşar mısın?"
İri bedeni ilk defa böyle gören genç oğlan, sevgilisi için endişeleniyordu. Ne kadar çok merak etse de soru sormaması gerektiğini biliyordu. Emindi ki sevgilisi zaten anlatırdı.
Sıkı sıkı sarılıp, saçlarını sevdiği beden, uyuya kalsa da bir an olsun ne kollarını gevşetti ne de ellerini saçlarından çekti. Bir çocuk gibi göğüsüne saklanan iri beden, Jungkook'un içinde ağlama isteiği uyandırıyordu.
İri beden uyurken, kendi gözlerini bile kırpmadan sevgilisinin yüzünü izledi. Uyku sırasında genç oğlanın belinde olan ellerini sıkıyor, yüzünü buruşturup arada mırıldanıyordu.
Endişeleniyordu genç oğlan. Ne olmuştu da bu hale gelmişti Taehyung. Hasta olmasından korktu Jungkook. Biliyordu ki Taehyung gündüzleri uyumazdı. Ama şimdi huzursuz bir uyku çeken bedeni gördükçe aklına kötü şeyler geliyor ve korkuyordu.
İlk defa bu kadar savunmasız gördüğü beden, genç oğlanı afallatıyordu. İlk tanıştıkları günden beri, küçük bir çocuk gibi iri bedene sığınan genç oğlanken, şimdi iri beden kendine sığınıyordu.
Ne zaman olduğunu anlamadığı bir şekilde uyuya kalan Jungkook, yatağın soğukluğu ile uyandığında yanında Taehyung'u bulamamıştı.
Been geelldddiiimmmm
Umarım beğenerek okumuşsunuzdur.
Bir sürü bölüm atmak istiyorum ama yazmaya çok üşeniyorum.
Son günlerde aklımı meşgul eden şeyi size de söylemek istiyorum.
Şimdi şöyle ki ben wattpad hesabımın şifresini hatırlamıyorum ve telefonuma birşey olduğu zaman kitabıma/kitaplarıma ne olacak. O kadar endişe duyuyorum ki anlatamam. Ne yapmam gerektiğini asla bilmiyorum.Sizi seviyorum <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑆ℎ𝑎𝑚 𝑙𝑜𝑣𝑒 𝑇𝑎𝑒𝐾𝑜𝑜𝑘
Fanfic《ANGST DEĞİL》 "Jungkook. Seni gerçekten sevdiğime inandın mı? Senin gibi birini kim severki ben seveyim. Ama teşekkür ederim çok işime yaradın tam kullanılmak için yaratılmışsın. Benim tarafımdan kullanılmaya" -Taehyung- Elinde tuttuğu kağıttan kafa...