Bölüm şarkısı - Billie Eilish - Everything I Wanted
Koltukta uyuya kalan bedeni kucağına alarak kendi odasına götürmüş, üstünü güzelce örttükten sonra sessiz bir şekilde terk etmişti odayı.
Şimdi ise çalışma odasında önünde açık duran bir kaç dosya ve karşısında ki açık olan bilgisayar ile boş boş oturuyordu. Ne yapacağını bilmiyordu. Bu güzel çocuğu böyle bir hain plan için kullanmak istemiyordu. Sordu kendi kendine 'Başka şansın var mı Taehyung?' Kendi içinde bir çatışma yaşarken, odasında güzel bir uyku çektiğini düşündüğü çocuğun pekte güzel bir uyku çektiği söylenemezdi...
Ağlıyordu çocuk. Gözünde tek bir damla yaş kalmayacak kadar ağlıyordu. Yine neden böyle olmuştu. En son iri adamın kollarında yatağa taşındığını anımsıyordu. Peki ya şimdi neredeydi, burası neresiydi, kimdi bu elini kolunu bağlamış, karşısında sırıtarak oturan adam?
Yalvardı genç oğlan. Son zamanlarda ne çok yalvarır olmuştu. Öyle içli içli ağlıyordu ki nefes alamayacağını sanıyordu, ama elinde değildi. 'Ağla' dedi kendi kendine 'Ağla şimdi istediğin kadar çünkü bu son ağlayışın' öleceğini düşünüyordu ya da biliyordu. Son zamanlarda zor anlar yaşıyordu ve sürekli pis insanlar vücuduna dokunmaya çalışıyordu ama o hep iri adam tarafından kurtarılmıştı. Peki şimdi neredeydi o iri adam, yine gelip kurtamazmıydı genç oğlanı. Hatta bu defa da kurtarırsa söz verecekti iri adama. 'Söz veriyorum kendime çok dikkat edeceğim, asla tenha sokaklarda dolaşmayacagım' sözünü bile ayarlamıştı ama yoktu iri adam, gelmiyordu.
Bu sefer istediklerini alıyorlardı işte. Benliğini kaybediyordu Jungkook. İçinde hareket eden iğrenç organ, boynunda ki iğrenç dudaklar, vücudunda dolanan eller. Ağlamaktan başka birşey yapamıyordu. Yalvardı üstünde ki adama son kez. Yalvardı onu bırakması ve daha fazla devam etmemesi için ama sanki adam yalvarmasından zevk alır gibi daha da hızlandı. Kapalı gözlerinden yaşlar akarken, içinde ki organın çıkması ve omzundan tutulup tüm vücudunun sarsılması ile gözlerini açıp boğazı acıyana kadar çığlık attı...
Artık odada kalmak nefes almasını zorlaştırırken giyinme odasına gitti ve pijamalarını giydi. Bahçeye çıkmak için merdivenlere yönelecekken kendi odasının önünden geçecekti ki içeride güzel bir uyku çektiğini düşündüğü çocuktan ağlama ve hafif hafif bağırma sesleri geliyordu. Hızla odaya girdi ve gözleri kapalı şekilde ağlayan bedeni gördü. Kalbi parçalandı sanki o an. Hızla yatağa ulaştı ve genç oğlanın omzundan tutup sarstı.
Hala uyanmayan çocuk her geçen saniye daha fazla ağlıyor, çığlıkları desibelini artırıyordu. Ne yapacağını şaşıran iri beden yatağa oturdu ve hala uyuyan bedeni daha güçlü sarstı.
Birden gözlerini açan genç oğlan boğazı acıyana kadar bağırdı ve daha çok ağlamaya başladı.
"Bırak beni, yalvarırım yapma."
Sıkıca sarıldı, terden sırıl sıklam olmuş vücuda.
"Benim Jungkook, Taehyung. Sorun yok iyisin."
Sesinin sakin çıkması için ekstra bir çaba göstermişti iri beden.
"Geldin. Geldin yine kurtardın beni."
İçinden de tekrar ediyordu genç oğlan. Bir nevi inandırmaya çalışıyordu kendini gerçekliğe. Sarılmasına karşılık verdi iri bedenin. Öyle bi sıkı sardı ki kollarını iri adamın boynuna, iri adamın nefessiz kalacağını düşündü ama bırakmazdı, bırakmak istemiyordu.
"Daha önce geldim, şuan da geldim ve geleceğim. Merak etme, her zaman bir adım arkanda olacağım tamam mı?"
Usulca kafasını salladı. Boğazı acıyordu bağırmaktan, gözleri yanıyordu ağladığından.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑆ℎ𝑎𝑚 𝑙𝑜𝑣𝑒 𝑇𝑎𝑒𝐾𝑜𝑜𝑘
Fiksi Penggemar《ANGST DEĞİL》 "Jungkook. Seni gerçekten sevdiğime inandın mı? Senin gibi birini kim severki ben seveyim. Ama teşekkür ederim çok işime yaradın tam kullanılmak için yaratılmışsın. Benim tarafımdan kullanılmaya" -Taehyung- Elinde tuttuğu kağıttan kafa...