Oy vermeyi ve yorum yazmayı unutmayın lütfen.
Umarım beğenerek okursunuz...
Yüzüne zoraki bir gülümseme kondurdu ve masaya oturdu.
"Afiyet olsun"
Herkesten küçük bir baş sallama alınca kendisi için açılan servise bir süre baktı ve sevdiği yemekler ile doldurdu tabağını. Ortada dönen sohbete asla karışmamış ve yalnızca kendisine sorulan sorulara kısa cevap vererek geçiştirimişti. Minjoon'un bakışlarını üstünde hissediyor ama göz ucuyla bile bakmıyordu. Bu adamı sevmemesinin nedeni onunla zorla evlendirelecek olması değil kendine yaptığı ahlaksız tekliflerdi.
"Ee Jungkook okul nasıl gidiyor?"
Minjoon'un kendisi ile konuşmak için sorduğu soru, önünde yemekler ile dolu tabağa kafasını gömme isteği uyandırıyordu genç oğlanda.
"İyi"
Kısaca yanıtladıktan sonra yemeğine devam etti. Babasının çatık kaşları ile kendisine baktığını biliyordu. Buraya neden çağırıldığı ortadaydı. Yeniden evlilik konusunu açacaklar ve babası misafirler gittiğinde başının etini yiyecekti. Telefonuna gelen bildirim ile elindeki çatalı bıraktı.
Tae Hyung~
Nasıl gidiyor bir sorun var mı?Prenses🧚♂️
Sanırım şimdilik yok.Tae Hyung~
Şimdilik?Prenses🧚♂️
Gelen misafirler sevdiğim kişiler değil ve kendimi baskı altında hissediyorum.Tae Hyung~
Eğer istersen hemen gelip seni alabilirim?Prenses🧚♂️
Ah şey. Şuanda buna gerek yok.Tae Hyung~
Tamam. Peki şuanda ne yapıyorsunuz?"Jungkook. Kiminle konuşuyorsun?"
Babasının uyardı dolu sesi ile hızla telefonu bacakları arasına bıraktı.
"Bir arkadaşım ile baba."
"Yemek masasında telefon ile uğraşmadığımızı sanıyordum!"
"Evet, üzgünüm."
Bay Jeon bir süre daha genç oğlanın yüzüne baktı ve tekrardan sohbetine döndü. Bunu fırsat bilen Jungkook hemen telefonunu aldı.
Tae Hyung~
Heeyy! Nereye gittin?
Sevgilim.
Orada mısın?
Birşey mi oldu?
Arıyorum.Prenses🧚♂️
Taehyung hayır sevgilim arama. Birşey olmadı. Yemek yiyorduk ve babam telefon ile uğraştığımı gördüğünde biraz kızdı. Şimdi bırakmam gerek bir sorun olduğunda hemen sana haber vereceğim.
Seni seviyorum ♡Tae Hyung~
Birşey oldu sandım
Bende seni seviyorum güzelim ♡Gördüğü mesaj ile gülümsedi ve telefonu arka cebine sıkıştırdı. Başını kaldırdığı anda göz göze geldiği Minjoon ile gülüşü soldu ve yemeğine devam etti.
...
Yemekler yenmiş kahveler ve tatlılar eşliğinde sohbete devam etmek için herkes bahçeye çıkmıştı.
"Eh Jungkook da artık büyüdü."
Minjoon'un babası Bay Park'ın kurduğu cümle ile Bay Jeon güldü ve başını sallayarak arkadaşını onayladı.
"Evet yakında üniversiteye geçecek."
"Evlilik yaşı geldi desene dostum?"
Bay Jeon gülmeye devam ederken Jungkook duyduğu şeyler ile içtiği kahve boğazında kaldı ve öksürmeye başladı. Bu anı fırsat bilen Minjoon ise hızla ayağa kalkıp genç oğlanın yanına gitti ve elini sırtına koyarak ovuşturdu.
Genç oğlan sırtında hissettiği el ile kendini geri çekti ve masada duran bardaktan bir yudum su aldı. Bu durumu önemsemeyen Bay Jeon ise dostu ile konuşmaya devam etti.
"Evet. Artık büyüdü. Bende bugün sizi bu konuyu konuşmak için davet etmiştim."
Jungkook babasının ağzından çıkan her kelime ile sinirleniyor diğer yandan ise ağlamak istiyordu. Neden kimse onun düşüncelerini sormuyordu? Hem onun zaten bir sevgilisi vardı.
"Uzun zamandır bu konuyu düşünüyorum ve eğer sizde uygun görürseniz Minjoon ile Jungkook'un evlenmesini isterim."
Jungkook için bu sohbet artık katlanılmaz bir hal aldığı sırada hızla telefonunu aldı ve Taehyung'a mesaj attı.
Prenses🧚♂️
Tawhyunh
Hemn bursya gel.
Lütfen.Dolu gözleri yüzünden ekranı bulanık görsede hemen buraya gelmesini söyledi. Bay Park ve babası evlilik konusunu konuşmaya devam ederken hiç kimse Jungkook'u umursuyor gibi durmuyordu. Gözü Minjoon'a kaydı. Keyif ile gülüyor ve babasının dediklerini başını sallayarak onaylıyordu. Ne konuştuklarından emin değildi Jungkook. Sanki tüm algıları kapanmıştı ve kendini sıkmaktan nefesi kesilmişti.
Zulüm gibi geçen beş dakikanın ardından daha fazla dayanamadı ve hızla ayağa kalktı. Ortamda bulunan herkes bakışlarını Jungkook'a çevirdi. Dengesini kurmakta zorluk çekse de ayakta kalmayı başardı.
"Neden kimse benim düşüncelerimi, duygularımı önemsemiyor?"
Yüksek sesli kurduğu cümle ile herkes şaşırdı ve bu çıkışı beklemeyen Bay Jeon ise ayağa kalktı.
"Ne yaptığını sanıyorsun Jungkook?"
"Ben o adamla evlenmek falan istemiyorum"
Bay Jeon sinirli bir gülüş bıraktı ortama.
"Sebep?"
"Çünkü zaten benim bir sevgilim var."
"Ne dediğini sanıyorsun sen?"
Bay Jeon Jungkook'a vurmak için elini havaya kaldırdı. Gözlerini kapatıp gelecek olan sert darbeyi bekleyen genç oğlan duyduğu tanıdık ses ile gözlerini açtı ve gördüğü beden ile gözünden bir damla yaş düştü.
"Bay Jeon!"
Adete kükreyerek hızla kendilerine doğru koşan Taehyung'u gördüğünde içindeki rahatlama tarif edilemez bir boyuta gelmişti.
...
Taehyung aldığı karışık yazılmış mesajlar ile hızla arabasına binip yola çıktı. Kısa sürede geldiği evin bahçesinden gelen Bay Jeon ve Jungkook'a ait olan bağırış sesleri ile hızla bahçeye yöneldi ve görüş açısına giren bedenler ile önce olduğu yerde durdu. Bay Jeon'un elini kaldırıp Jungkook'a vuracağını gördüğünde bağırdı ve koşarak Jungkook'un önüne geçti.
"Ne işin var senin burada?"
Sinirle Bay Jeon'un gözlerinin içine baktı ve Jungkook'un elini tuttu sıkıca.
Bay Jeon'un gözleri, birbirine kenetlenen elleri bulduğunda kaşları çatıldı."Sevgilimi almaya geldim."
Bay Jeon'un birşey söylemesine fırsat vermeden ortamda bulunan diğer kişilere baktı ve tuttuğu eli bırakmadan bahçeden çıktı.
Helloo
Ben geldim. Bir kaç gündür o kadar çok okunma alıyorum ki mutluluktan havaya uçmak üzereyim. Umarım hep böyle devam eder ve büyürüz. Şuan saat neredeyse gece 2 ve ben yazar yazmaz hemen bölümü atıyorum birazcıkta uykum geldi yanlış yazmış olduğum yerler varsa kusura bakmayın.
Umarım beğenerek okumuşsunuzdur...
Sizi seviyorum <3

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑆ℎ𝑎𝑚 𝑙𝑜𝑣𝑒 𝑇𝑎𝑒𝐾𝑜𝑜𝑘
Fanfiction《ANGST DEĞİL》 "Jungkook. Seni gerçekten sevdiğime inandın mı? Senin gibi birini kim severki ben seveyim. Ama teşekkür ederim çok işime yaradın tam kullanılmak için yaratılmışsın. Benim tarafımdan kullanılmaya" -Taehyung- Elinde tuttuğu kağıttan kafa...