|27| bölüm

1K 61 36
                                    


"Söyle nefesim, söyle anlat o'na🦋✨"
_________________________
"Çağan hâlâ gelmedi" dedim parmaklarımı stresten kutlatırken.

"Hemen kötü düşünme gelir" dedi Doruk kahvesini yudumlarken.

İştahım kapanmıştı zaten günlerdir birşeyde yiyemiyordum.

Gecenin körü olmuştu ve Çağan hâlâ yoktu.

Oğuz'da öyle.
Aklıma kötü şeyler getirmeden edemiyordum.
Telefonuma birden bildirim gelince telefonumu açtım.

Çağann; benim işlerim var 2 güne gelirim seni seviyorum.

"Ne?!" Dedim şokla.
Doruk bana kaşlarını çatarak baktı sorar gibi.

"Çağan mesaj attı, 2 gün sonra gelirim diyor?" Dedim dehşetle.
"Sakin ol, antremanı vardı onun zaten baskı yaptılarsa demek ki antremana gitmiştir o"
Dedi Doruk endişelenmemem için.

Kafamla onaylasamda kötü düşünmeden edemiyordum.
Kapı çalınca hızla kapıya gidip kapıyı açtım.
Oğuz kıpkırmızı burnu ve dağınık saçlarıyla karşımda duruyordu.
"Donuyorum çık" dedi sırıtarak.
Hava o kadar soğuk değildi?

Ama Oğuz bayılacak gibi duruyordu.
Yanımdan geçeceği sırada tökezlediği için kolundan yakaladım düşmesin diye.

Bana dönüp gözlerimin içine baktığında kolunu geri bıraktım ve kapıyı kapattım.

Önden salona girdim.
"Çağan'ı gördün mü?" Dedim Oğuz arkamdan gelip yanan şöminenin önüne oturduğunda.
"Ne alaka, Çağan evde değilmi? Neyse evde değilsede görmedim" dediğinde umursamaz tavırlarını takınmıştı.

"Senden biraz sonra çıktı" dedim mırıldanarak.

Oğuz kendini ısıtmaya çalışırken bir anda durdu ve bana baktı.
"Neden benden sonra çıktı?" Diyip alayla güldü.
"Beni takip etmeye mi kalkıştı yoksa?.." dedi alaya almaya devam ederek.

"Seni neden takip etsin? Bir halt mı yedin" dedim ona meydan okuyarak.

Gözlerini kıstı şimdi yüzünde tebessüm vardı ama gözlerinde alay.

"Burda harcandığını düşünmeye başlıyorum" dedi saçlarını karıştırırken.

Gözlerimi devirdim.
"Neredeydin?" Dedi Doruk kahvesini içmeye devam ederken.
"Sana ne?" Dedi Oğuz gülerek. Doruk'un oldukça ciddi durmasına rağmen.

Telefonuma bildirim geldiğinde hızlıca elime aldım.
Çağann; Naz çabuk o evden git! Bir taksi tut git Ülkü'lere Oğuz'da bir bokluk olduğunu biliyordum. Naz arkana bile bakma, geleceğim söz.

Gözlerim yazıları dehşetle okurken kalbimde birşeyler tıkanmıştı.

Nefes bile alamıyordum.

Oğuz'a baktığımda Oğuz bana ve telefonuma kısa bir bakış attı.

Onlara belli etmeden yutkundum.
Bana zarar vermezlerdi değilmi?

"Ülkü yazmış beni evine davet ediyor şimdi kırarsam ayıp olur ben gideyim" dedim ayaklanırken.

"Naz, dışarısı tehlikeli madem çok istiyorsun seni ben bırakırım" dedi Doruk bardağını masaya bırakarak.

"Yok gerek yok, taksiye binerim" dedim ve hızlıca montumu üzerime geçirip Doruk sayesinde tekrar kavuştuğum çantamı ve telefonumu aldım ve evden çıktım.

"Güvendiğim herkes neden beni sırtımdan vuruyor?" Dedim derin nefesler eşliğinde merdivenleri inerken.

Aşağıya inip Ülkü'yü çaldırdım ve tam olarak gerçeği söylemeden ucundan yalanlarla ona gelip gelmeyeceğimi söyledim, olumlu tepki vermişti.

Taksi çağırıp beklemeye başladım.

Karanlık sokakta beklerken istemsizce cama baktım.

Oğuz'un camdan bana baktığını görmemle yerimde irkildim.
Ondan artık tamamen korkuyordum.
Gözlerimi hızlıca kaçırdığım sırada taksi geldi ve hızlıca binip Ülkü'lerin evini tarif ettim.

Giderken camdan eve baktığımda Oğuz'un sırıttığını görmem karnıma gergedan oturmasını sağlamıştı.

***

Yalanlar, yalanlar söyledinn

Vişne 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin