6

485 56 10
                                    


Jungkook

Simsiyah bir deri bot. Başka hiçbir renk yok, ne bağcıklarında ne tabanında, sadece arkasında gümüş, parlak, küçük bir dikdörtgen şekilde marka adı vardı. Kantindeki kadının sesiyle beraber kafamı botlarımdan çekip önümdeki sarışın, kırışıklıkların istilasına uğramış kadının yüzüne baktım. Gözleri kısılıncaya dek gülümsedi bana

"Sade nescafe."

"Teşekkür ederim." diye mırıldanıp kahvemle beraber cam kenarında boş bir masaya geçtim. Dışarıdaki yeşillik gözlerimi başka bir yere doğrultmama engel oluyordu, gerçi evimin olduğu kesime kıyasla burası yeşil alan bile sayılmazdı. Neyse ki amcam da benim gibi birisiydi, şehrin kalabalığından ve gürültüsünden nefret ederdi, bu duygularda onun şehirden uzak, ormanlık bir alana ev yapmasına sebep olmuştu.

Masaya birinin eliyle vurmasıyla tüm dikkatim elin sahibine döndü, Taehyung.

Gelmişti.

İçimde hissettiğim heyecanı arka plana atmaya çalışarak Taehyung'a odaklanmaya çalıştım, ne düşündüğünü ve hissettiğini merak ediyordum -ki aslında az çok farkındaydım. Sinirliydi.

"Bunu sen mi yaptın?" Sesindeki agresifliği görmezden gelmeye çalıştım, şarkı söylerken daha tatlıydı.

"Evet, ben çizdim."

"Neden?" ve kaşlarını çattı. Aynı şarkı söylerken ki gibi, şarkı söylemek onu bu kadar etkiliyor muydu? Hiçbir şey demeden elimle önümü işaret ettim, kafamı kaldırmak can sıkıcı olmaya başlamıştı. Bana gözlerini devirip sertçe sandalyeyi çekti ve oturdu.

"Bu neden seni bu kadar rahatsız etti?"

Kaşları gittikçe v şeklinden kıvrımlıya döndü. "Psikolog musun sen oğlum? Sanane?"

"Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun değil mi?"

Bıkkın bir ifadeyle arkasına yaslanıp kollarını önünde bağladı, niye savunma pozisyonuna geçtin ki? Neden bu kadar öfkelisin? Ama biraz sonra öfkesi azalmıştı, pes eder gibi homurdanmaya başlamıştı.

"Sanatçıymışsın sanırım, pek bir şey bilmiyorum ama bu önüne geleni çizebileceğin anlamına gelmiyor! Özellikle uyurken! Ben orada uyurken 2 saat oturup beni izlediğin anlamına geliyor bu. Çok mu normal bir şey?"

"Yani, tüm problem erkek olmamda?"

Duraksadı, kaşları doğal haline döndü, göz bebekleri açıldı, hafif pembemsi dudakları aralandı. Her ne kadar beni şuan kızdırıyor olsan da bu şuan sadece dudaklarına daha sert asılmak istememi sağlıyordu.

Odaklan Jungkook.

Karşında kedi gibi agresif bir çocuk duruyor.

Kendi tabirime içimden gülerken pür dikkat Taehyung'u izlemeye devam ediyordum, gözleri çok güzeldi. Sonunda onları aydınlık bir yerde ve göz kapakları açık bir şekilde görebilmiştim.

Büyüleyiciydi. Ela gözleri beni içine alan büyüleyici bir kum fırtınası gibiydi; parlak ve kendine has.

Sahi neden bu kadar büyüleyiciydi ki? Beni ona çeken neydi? Diğer milyonlarca insandan farkı neydi bu kadar?

"Hayır, tüm problem ben uyurken ürkütücü şekilde 2 saat beni izlemen!"

"Yani seni bir kız çizse, yine aynı tepkiyi verirdin öyle mi?"

Yine duraksadı, seni çok mu şaşırtıyorum Taehyung? İçimden ona sırıtmak geliyordu ama şuan uygun bir zaman değildi, öyle bir durumda yüzüme yumruk yemem çok olasıydı.

𝑇𝑜𝑜 𝐶𝑙𝑜𝑠𝑒Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin