TaehyungUyuşan bedenimi hafifçe yerinde kımıldatıp acısını azaltmaya çalıştım, saat 3'e kadar uyuduğum için tüm vücudum ağrıyordu. Ama buna değerdi, Pazar günlerini seviyordum. Bacaklarım gittikçe uyuşmaya başlarken Jungkook'a hızlıca bir göz attım, benim vücudum hareket etmeye alışıktı! Para kazanmak için saatlerce bir köşede yatmak hala vücuduma garip geliyordu.
Aslında Jungkook hızlı çizebiliyordu, normalde 5-10 dakikada bitmiş olması gerekiyordu çiziminin ama bazen de çizmesi saatler sürüyordu. Bunun nedenini bilmiyordum.
"Hızlı çizebiliyorken neden bazen bu kadar uzun sürüyor?"
Kafasını kağıdından kaldırıp uzunca bir süre baldırımı süzdü, şimdi kağıda bakmadan çiziyordu.
"Hiçbir ayrıntıyı kaçırmak istemiyorum." gözleri kısa bir an kağıtla baldırım arasında giderken devam etti.
"Ve işin gerçeği seni çizmek bana haz veriyor, aynı seni şarkı söylerken izlemem ve dinlemem gibi."
Yutkundum. İşte yine yapıyordu, günlerce bana normal herhangi bir arkadaşımmış gibi davranıp sonra böyle konuşup kafamı karıştırıyordu. Gözlerini yüzüme çevirdiğinde hafifçe gülümseyip tekrar baldırlarıma baktı,
"Bacağındaki dövmenin anlamı ne?"
No fear no give up, dikey olarak yazdırmıştım.
"Korku yok pes etmek yok." diye mırıldandım. Bana bakmadan sırıtıp çizmeye devam etti.
"Korece karşılığını biliyorum, anlamını merak ediyorum."
Gözlerim tavandaki antilobumsu çizime takılırken düşündüm, en kısa ve duygusuz nasıl anlatabilirdim? Dahası bunu açacak kadar ona güveniyor muydum?
"Boynundaki mavi saksağanın anlamını söylersen, bende söylerim."
"Senin için önemli bir şeyi temsil ediyor sanırım." diye mırıldandı çatık kaşlarla çizim defterine bakarken. Cevap vermedim.
Derin bir nefes alıp kalemini bıraktı.
"Annem."
Buz mavileri buz gibi bir havayla benim koyu kahvelerimle buluştuğunda bunun maskeden ibaret olduğunu biliyordum.
Bana kendimi hatırlatıyordu.
Annesi ve babası hakkında daha önce konuşmamıştık sadece şuan yanında olmadıklarını biliyordum. Ölüler mi yoksa başka bir şey mi hiçbir fikrim yoktu.
"Annemin en sevdiği kuştu."
Hafifçe tebessüm ettim "Biraz saldırgan ve dişli bir kuş değil mi?"
Cümleme tepki olarak birden mavileri ısındı, sıcacık bir yaz günü denizi gibi.
"Araştırdın mı?"
"Zaten biliyor olamaz mıyım?"
"Geçen gün sorduğunda anlamıştım bilmediğini, saklamana gerek yok."
Bana doğru içtenlikle sırıtırken gözlerimi kaçırdım, sen hakkında bu kadar az konuşurken bulduğum her şeyi gereğinden fazla düşünüyorum.
"Merak etmiştim."
Gülüşü iyice genişledi "Annemde öyleymiş, babamla aralarında bir espriydi. Ona hep Mavi Saksağanım derdi, annemde ona kızardı ama... onunda hoşuna gidiyordu."
Dudaklarımı büzerek gülümsedim ama o beni fark etmiyordu bile, gözleri tavandaki bir noktada dolanıyordu. Onun baktığı noktaya baktığımda tavanda mavi saksağan çizimini gördüm, tekrar gözlerimi Jungkook'a çevirdiğimde bana tebessüm ediyordu. Gözlerimi başka bir noktaya odaklayıp düşünmeden konuşmaya başladım.
"Bu dövmeye 13 yaşındayken karar vermiştim. Kendimi bildim bileli babamla annem kavga ederlerdi ama ilk defa o gün hastanelik etmişti. Bir hafta yoğun bakımda kalmıştı. Deli gibi korkmuştum ve tek yaptığım oturup ağlamaktı. Başka hiçbir şey yapamıyordum, ne babama hesap soruyordum ne işe gidiyordum ne de okula. Sadece orada durup yaşayıp yaşamayacağı belli olmayan annemin yanı başında ağlıyordum."
Duraksayıp tavandaki antiloba baktım, sonra Jungkook'a döndüm, bana her zaman baktığı gibi bakıyordu, sanki bulunduğum ortamdan çekip çıkarmak ister gibi.
Derin bir nefes alıp düşüncelerimi savurdum, bazen gerçekten aptalca düşünüyordum.
"Sonra, kendimi çok aciz hissettim, elim kolum bağlı, güçsüz ve bundan nefret ettim. Ağlamayı kestim, babamı polise şikayet ettim," duraksayıp anlık Jungkook'a baktım "Onlar bulmadan önce onu ben buldum ve babama ilk kez vurdum."
"Çok iyi hissettirdiği söylenemez. Sadece kendimden, ondan ve yaşadığım hayattan daha fazla nefret etmiştim.
"Sonra işe gittim, nasıl olsa teyzemler annemin yanındaydı, babamda nezaretteydi. Akşamına annem uyanmıştı."
"Çok saçma ama bir şekilde, sanki ben savaşmaya devam ettiğim için bir şeylerin yoluna girdiğini hissetmiştim. Kendimi daha güçlü hissettim. Sonra ilerleyen zamanlarda da o dövmeyi yaptırdım."
"Ailen çok şanslı sana sahip oldukları için." diye mırıldandı Jungkook, ona baktığımda yüzünde gurur görmüştüm,
"Keşke ben de şanslı hissetsem."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑇𝑜𝑜 𝐶𝑙𝑜𝑠𝑒
Fanfiction> Bazı yalanlar güzel, bazı gerçekler acıymış. *Tamamlandı. Bu hikayenin yazarı 'angeperdu_' olup, hikaye ile ilgili tüm haklar kendisine aittir.