38

313 28 1
                                    

Medya: Black Pumas - Colors

Taehyung

Son 15 dakikadır deli gibi odada saatimi aramamın ardından nihayet yatağın altına bakmak gelmişti aklıma, Jungkook'un odasında herhangi bir şey herhangi bir yerden çıkabiliyordu.

Saatimi koluma takıp aynanın karşısına geçtim, beyaz tişört ve siyah pantolona bir daha baktım, ne giyeceğimi çok düşünmeden yanımda olanlardan giymiştim, sonuçta Yoongi'yle buluşacaktım. Çokta büyük mesele değildi.

İçeri giren Jungkook'la gözlerim onda kalmıştı, beyaz gömlekle krem rengi pantolon giymişti, abartmıyorum çok feci ateşli geliyordu gözüme şuan. Ama bu halde bir tek bana böyle gelmeyeceği kesindi.

"Sen kimlerle buluşacağım demiştin?"

Kaşlarını çatmış çekmecede bir şeyler arayan Jungkook full konsantrasyon çekmeceyi karıştırmaya devam ederken konuşmuştu

"Bizimkiler işte Sam Isaac falan."

Kafamı rahatlıkla sallarken Jungkook'un da elleri duraksamış kımıldamamıştı, sonra kafasını kaldırıp bana döndü, yüzünde karışık bir ifade vardı

"Aslında birisi daha var, yeni aklıma geldi. Mina."

Adını duymamla bir ürperti hissetmiştim tüm vücudumda, o mesajların konusunu açmamıştım ama açmamak için de zor tutuyordum kendimi.

"Biz Mina'yla takılıyorduk bir ara, ama aynı zamanda arkadaşız da." kurduğu cümleye saçma olduğunu belirtir şekilde kaşlarımı çattım, ne diyeceğini bilemez gibi duraksamıştı o da.

"Yani bizim çocuklarla hep beraber takılırız."

Ben cevap vermedikçe Jungkook daha çok açıklıyordu, sevmiştim bunu, daha çok konuşmasını sağlayacak olan şey sessizliğimse bunu yapabilirdim, yani bazen.

Yanıma doğru gelmeye başlamıştı "Sanırım Mina konusu seni rahatsız etti?"

O an çok düşünemeden aklımdan geçen ilk soruyu sordum, işin aslı bunu açık hava sinemasına gittiğimiz günden beri düşünüyordum "En son ne zaman görüştünüz Mina'yla?"

"Seni barda gördüğüm günden birkaç gün sonra."

Duraksayıp düşünmemişti bile, kaşlarım hayretle havalanırken Jungkook daha da yakınıma gelmişti. Elleri yüzüme yerleştiğinde gözlerim gözlerine çıkmıştı

"Ama o gün de aramızda bir şey olmadı."

Bu sefer daha çok şaşırmıştım "Neden?"

Dudaklarını büzüp omuz silkmiş, sonra gülümsemişti "Çünkü o aralar tüm benliğim başka bir şeyle meşguldü."

Gülümserken cevap vermedim, ama hemen sonra gülüşüm soldu "Peki Mina'nın tüm bunlardan haberi var mı? Hala o tür bir ilişkiniz olduğunu sanmaması açısından."

Ciddiyetle yüzüne baktım, bu sefer biraz düşünmüştü, hatırlamaya çalışıyor gibiydi "Geçenlerde mesaj atmıştı, o ara açıkladım durumu. Haberi var yani."

"Peki sorun etmedi mi? Ne tepki verdi?"

"Çok üzerinde durmadı, dediğim gibi takılıyorduk sadece. Aramızda bir şey yoktu."

Memnuniyetle sırıtırken o günün mesajı gördüğüm gün olduğunu biliyordum, Jungkook'un en çok bu yönünü seviyordum. Doğal bir şekilde netti. Ondan şüphe etmezdiniz, beni kandıracağını düşünmüyordum.

Uzanıp dudağıma kapandığında öpüşüne karşılık verdim, arka planda çalan telefonuma bir süre karşı koymaya çalıştım ama en sonunda üzülerek ayrılmak zorunda kaldım.

𝑇𝑜𝑜 𝐶𝑙𝑜𝑠𝑒Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin