Medya: Habits of My Heart (EP Version) - Jaymes Young
Taehyung
Nefes nefese birkaç saniye gözlerim kapalı bekledim, barın gürültüsünden belli bir ses duymak zordu, sonra gözlerimi açıp elimi acıtacak derecede sıktığım mikrofonu saldım. Gözlerimi açtığımda o mavilerle göz göze gelmiştim, elinde tepsisiyle köşede beni pür dikkat izliyordu, gözlerimi kaçırıp mikrofonu düzelttim. Yine bir bakışıyla saçma sapan heyecanlanmama sebep olmuştu, üzerimdeki bu etkisi sinirimi bozuyordu.
Sahneden inip barın önüne oturduğumda David önüme hızlıca bir bira bırakmıştı, soğuk bira boğazımı yakarak aşağı inerken göz ucuyla Jungkook'a baktım. İnsanların arasında hızlıca süzülüp siparişleri dağıtıyordu, açıkçası bu kadar iyi olmasını beklemiyordum, gerçekten ne yaptığını çok iyi biliyor gibi görünüyordu.
Ve tabi insanlar da ona bayılıyordu, anladığım kadarıyla Jungkook zaten popülermiş, şimdi o burada çalışırken de barın yarısından fazlası kızla dolup taşmıştı. Onlara gözlerimi devirip önüme döndüm, Jungkook her sipariş getirip götürdüğünde ağzının içine düşecek gibi oluyorlardı, bunu izlememe gerek yoktu.
David bardakları kurularken barın diğer tarafından bana doğru eğilmişti, kafasıyla Jungkook'u gösteriyordu.
"Abi eleman sıkıymış, nerden buldun ya? Kaç zamandır sıkışığız daha önce getirseydin ya."
Tekrar Jungkook'a dönüp baktığımda 5 kişiden oluşan kız grubuna sırıtarak sipariş aldığını görmüştüm, kızlar da sırıtarak bir şey anlatıyordu. Bu kadar sırıtacak ne vardı? Tekrar önüme dönüp biradan koca bir yudum aldım. "Ben de bilmiyordum daha önce garsonluk yaptığını."
David hala sırıtarak onları izliyordu, bugün sırıtan herkese ayrı bir gıcıktım sanırım. "Bizimkiler Jeon bir şey dediler, şu resimlerini her yerde gördüğümüz çocuk mu bu?"
David'e homurdanarak bir bakış atıp biradan bir yudum daha aldım. "Muhtemelen odur ben tanımıyordum."
"E siz nerde tanıştınız abi?"
Bu sefer David'in gözlerinin içine bakarak birayı diktim ve dibini görünce önüne bıraktım. "David hayırdır ne çok soru soruyorsun Jisoo'larla mı karıştırdın beni? Oradan bakınca Jungkook'un dedikodusunu yapacak birine mi benziyorum?"
Gevşek gevşek sırıtırken bıraktığım birayı alıp lavabonun içine koydu. "Tamam ya sen de sürekli gerginsin, izinlisin diye gevşerdin sanmıştım ama bugün izninin son günü hala gerginsin."
"Ben de böyle bir herifim demek ki."
Homurdanarak sigarayla çakmağı yokladım cebimde, hissedince ayaklanıp arkaya doğru ilerledim, neredeyse ikinci evim olan o arka sokağa, hatta çoğu zaman birinci evimden daha çok seviyordum diyebilirdik.
Sessiz sokakta sigara dumanını usulca bırakırken gözlerimi kapatıp kafamı geriye yasladım, bugün biraz huysuz olduğumu kabul ediyordum ama daha iyiydim, izin gerçekten iyi gelmişti. Bir kere aylardan beri ilk kez oturup kitap okumuştum, kafamı dinlemiştim. Özellikle iznimin ilk gününü unutamıyordum, Jungkook sabahına bana kahvaltı hazırlamıştı, Jungkook ve kahvaltı.
Aslında ilk defa kahvaltı hazırlamıyordu bana, içip içip kustuğum günün ertesi sabahı da hazırlamıştı ama işte dışarıdan bakıldığında hiçte birisine kahvaltı hazırlayacak tipte birisi gibi görünmüyordu.
Her zamanki gibi sürprizlerle doluydu.
Kahvaltıdan sonra çizim dersine devam etmiştik sonra o işe gitmişti. Bak işte bu gerçekten garip hissettiriyordu, birisinin benim için bir şey yapmış olması. Hala da alışabilmiş değildim. Etrafımdaki insanlar ben böyle konuşunca garipsiyorlardı ama hiçbirisi anlamıyordu, ben çocukluğumdan beri tek başımaydım, babamın tüm o saldırgan davranışlarıyla tek başıma başa çıkmıştım annem hiçbir zaman beni koruyan bir kadın olmamıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑇𝑜𝑜 𝐶𝑙𝑜𝑠𝑒
Fanfic> Bazı yalanlar güzel, bazı gerçekler acıymış. *Tamamlandı. Bu hikayenin yazarı 'angeperdu_' olup, hikaye ile ilgili tüm haklar kendisine aittir.