Medya: Matt Maeson - The Hearse
Taehyung
Sahneden indiğimde koştur koştur David'e ilerlemiştim, stajdan dolayı işe uzun bir ara verdiğimden sanırım bu kez çok yorulmuştum ve boğazım kurumuştu.
"David bana yumuşak bir şeyler versene."
David o sırada sipariş çekmekle meşgul olduğundan sadece kafasıyla onaylamıştı beni, bara oturup telefonu elime aldım akşama doğru onu buraya çağırmıştım, o da bir saat önce biraz gecikeceğini ama geleceğini yazmış.
Kafamı telefondan kaldırdığımda David'in çoktan yumuşak kokteyli önüme koyduğunu görmüştüm, uzanıp bir yudum alırken bu sefer dibimdeki kişiyi fark ettim, Yoongi.
Yavaşça kokteyli yerine bırakırken Yoongi'ye döndüm, o da paketinden bir sigara çıkartıp yakmıştı.
"Umarım artık sakinsindir."
Önüme dönüp kafamı evet anlamında salladım, o gün olanlar için Yoongi'ye kızmıyordum. O an kızmıştım belki ama daha sonra fark etmiştim, asıl kızgınlığım Yoongi'ye değil kendimeydi. Ben yeterince cesur değildim. Korkaklık ediyordum.
Kendimi tam anlamıyla kabullenememekle yapıyordum bu korkaklığı.
"Kusura bakma çekip gittim."
Omuz silkti, "Senin dalyaraklıklarına alışkınım ben."
Güldüm, ben de paketten bir sigara çıkartıp yaktım.
"Yine de söylemiş bulunayım kiminle beraber olduğun seni ilgilendirir ama şimdiye kadar hiç bu konuda bir işaret vermedin, yıllarca kızlarla beraber olup sonra birden karşıma bununla gelmen beni şaşırttı."
Bir şey demedim, zaten aynı düşünüyorduk. "Ama her şeye rağmen gelip özel olarak bana açıkladığın için sağ ol. Sen zaten bunu düşünmüşken benim ters davranmam dalyaraklık olurdu. Ki biliyorsun bu sana ait."
Yoongi'ye dönüp gülmeye başladığımda o da gülmüştü, sigaradan bir nefes çekip küllüğe bırakırken bu sefer tamamen Yoongi'ye döndüm ciddiyetle "Galiba ben tam anlamıyla kabullenemedim, her şey çok hızlı gelişti." Sıkıntıyla nefes verirken önüme döndüm "Bilmiyorum..." mırıldanmamın ardından yumuşak istediğime pişman olduğum kokteyli kafama dikledim.
"Nasıl yani? İstemiyorsan neden devam ediyorsun oğlum sal gitsin."
"Hayır-" bir anda ağzımdan çıkan kelimeyle duraksayıp bu sefer sakince devam ettim "Olay isteyip istememem değil. Sadece her şey çok yeni adapte olmaya çalışıyorum."
"Neye adapte tam olarak?"
"Jungkook dışında her şeye sanırım. Onun yanındayken tamam diyorum olması gereken bu, ama."
"Ama dışarıda öyle değil."
Cümlemi tamamlayan Yoongi'ye döndüm ama bir şey diyemedim "Bundan aylar öncesindeki çocuğu düşününce dediklerin çok normal geliyor."
Sırıttığında söylediklerine bir anlam verememiştim, o sırada el işaretiyle David'e iki bira söylemişti. "O ne demek?"
"Hatırlamıyor musun lan? Kütüphanede uyuyakaldığın gün senin resmini çizen çocuk Jungkook değil miydi?"
Duraksadım, evet oydu, ama konumuzla ne alakası vardı? Yüzümdeki anlam verememeyi Yoongi'de anlamış olacak ki devam etti "Sırf seni çizdi diye ağzına sıçacaktın çocuğun ama bunu bir kız çizse bu kadar tepki vermezdin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑇𝑜𝑜 𝐶𝑙𝑜𝑠𝑒
Fiksi Penggemar> Bazı yalanlar güzel, bazı gerçekler acıymış. *Tamamlandı. Bu hikayenin yazarı 'angeperdu_' olup, hikaye ile ilgili tüm haklar kendisine aittir.