(Boğaziçinde Güzel Bir Gün)
- Alex -
Buğra'nın mesajına, eve girip üstümü değiştirdikten ve kendimi rastgele yatağa attıktan sonra cevap verdim: "Çok sağol Buğra! Siz de gerçekten iyiydiniz😉 Özellikle synth çalan arkadaş ve senin performansını beğendim ben. Baya cooldu!"
Kulaklarımdaki çınlamayı ancak o an sessizlikte yatağımda uzanırken farketmiştim. Bütün akşam yüksek elektronik sese ve gürültüye maruz kaldığımdan kafamın ağırlaştığını ve aslında yorulduğumu da hissettim. Uyumadan önce duş almayı planlıyordum ama yatağa uzanınca bedenimin salındığını farkettim ve gözümde büyüdü. Saat 2'yi çok az geçiyordu. Yattığım yerde homurdanarak şortumu ve tişörtümü çıkarıp yatağın yanına yere bıraktım, örtünün altına girdim ve komodinin üzerindeki led kumandasına dokunup ışıkları kapattıktan sonra kulağımdaki tatlı çınlamayla kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Sabah gözümü açtığımda başucumda annem vardı. Tek gözümü açıp kaşımı kaldırarak şaşkın şaşkın ona baktım bir süre. Epey zamandır sabahları odama girmezlerdi. Bana bakıp gülümseyerek İngilizce "Ne uyku ama! Çok yorulmuş olmalısın tatlım." dedi.
Mırıldanarak sersem sersem "Ne? Neden?" diye sordum.
"Saat 11:30'a geliyor. Kahvaltıya gelmeyip, odandan çıkmayınca bir bakayım dedim. Bıraksam daha uyuyacaktın!" dedi alnımı okşayarak.
"Hmmmppppfffhhhh o kadar olmuş mu?" diyip gerinerek doğruldum ve yatakta oturur pozisyona geçtim. Ben gözlerimi ovuştururken annem elini sırtımda gezdirdikten sonra omzumdan öptü ve "Hadi gel, sana bi şeyler hazırlayayım. Kruvasanlar hâlâ sıcak." diyerek göz kırptıktan sonra odamdan çıktı.
Yatakta otururken telefonuma uzandım. Yüzlerce bildirim, bir sürü cevapsız çağrı ve mesajı görünce irkilerek ekranı suratıma yaklaştırdım. İlk önce mesajları açtım. Çoğu arkadaşlardan ve TV'de veya sosyal medyada gören duyan tanıdıklardan gelen tebrik ve destek mesajlarıydı. Bunların haricinde Deniz ve Buğra'dan gelen mesaj ve çağrılar vardı. Önce hemen Deniz'inkilere baktım.
08:12 "Günaydın bebek!🥰 Naber? İyi uyudun mu?"
08:33 "Napıyoruz bugün?"
09:02 "Hâlâ uyuyo musun uykucuuuuuu?😂 Uyanınca yaz bana, ya da ara"
09:46 "Aleeeeexxx!😳🥺"
10:28 "Hmmm... Ya bir ilk yaşanıyor ve bu saatte hâlâ uyuyosun ya da beni ignore ediosun😐👀 Neyse müsait olunca yaz. Buluşcaz flan demiştik ama gün yarılandı bile nerdeyse..."
Elim ayağım titreye titreye cevap yazmaya başladım: "Günaydın kalbim! Saçmalama seni niye ignore edeyim? 😱 Ölü gibi uyumuşum. Az önce annem gelip uyandırdı, telefona şimdi bakıyorum. Özür dilerim 😭"
Deniz'e cevap yazdıktan sonra Buğra'nın mesajını açtım. Gece ben uyuduktan sonra, bir de sabah yazmış ve aramış:
02:17 "Hihihi sağol, beendiğine sevindim 😊 synth çalan Selim'di. Tanıştırırım sizi ;)"
09:40 "Günaydınnn! Nabersin akşamdan beri?😝"
Tam Buğra'ya cevap yazacaktım ki Deniz'den mesaj geldi:
"Yuh bebeğim ya! Ödümü kopardın... İlk defa bu kadar uyuduğunu görüyorum 🤣 Dinlenebildin mi bari? İyi misin?"
Bunun üzerine direkt aradım. İlk çalışta açtı. Tatlı sesini telefonda da olsa duymak iyi gelmişti her zamanki gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
| Aurore Boréale | BxB
RomansaTanrıların bana hediyesi alev saçlı, gök gözlü meleğim... Aurore boréale gibisin; benim kuzey ışıklarımsın. Tıpkı onlar gibi heybetli, dalga dalga, yeşil, mor, bazen kırmızı ve pembe... Zifir karanlığımın en kuzeyinde rengarenk beliriverdin bir anda...