(Işığı Düşlemek)
(flashback)
- Deniz -
Sanırım albümü alıp yeni yeni dinlemeye başladığımız zamanlardı. Bu bütün şarkıların notalarını falan çıkarmaya takmıştı. Piyanosunun başına oturup bana eziyet ediyordu resmen. Yok yarım ton pes oldu, yok iki ton tiz, ahh orda bemoldü, şurda diyezdi falan diye baştan ala ala hem şarkıları katlediyordu, hem de benim kulaklarımı.
"Yav allaşkına git internetten piyano tablarını bulup çıktısını al, koy önüne, doğru düzgün efendi efendi çal. Bu ne amk, beynimi siktin, şarkıdan soğudum!"
"O işin kolayı olum. Tabları karşısına koyduktan sonra en salak en yeteneksiz piyanist de çalar. Ama kulağınla duyduğunu notaya döküp çalmak... İşte yetenek, müzisyenlik budur."
"Hay götüm! Daha şarkının introsunu bile bir türlü çalamıyorsun. İçine ettiğin yetmez gibi iki saattir kulağımı siktin gıy gıy gıy. Şunu sağır sultan duysa, bi daha sağır olur. Ne yeteneği, ne müziği sjfkjfdhvhdf"
Tek kaşını kaldırıp gözlerini kısarak pis pis baktı bana.
"Bir de bunu dinle." diyip kafasını piyanoya doğru eğdi, ellerini ovuşturdu. Birkaç defa yumruk yapıp açarak parmaklarını oynatırken çok derin bir nefes aldı ve o nefesi verirken tuşlara dokunmaya başladı...
Suddenly, life has new meaning. (Aniden, hayatın yeni bir anlamı olur.)
Suddenly, feeling is being. (Aniden, hissetmek var olmaktır.)
Suddenly, you don't have to be afraid. (Aniden, korkmana gerek yoktur.)
Suddenly, all falls into place. (Aniden, her şey yerine oturur.)
And you shine inside (Ve sen içeriden ışıldıyorsun)
And love stills my mind like the sunrise, (Ve aşk aklımı gündoğumu gibi sakinleştiriyor,)
Dreaming light of the sunrise. (Gündoğumunun ışığını düşlemek.)
I feel you but I don't really know you. (Seni hissediyorum ama seni gerçekten tanımıyorum.)
I dreamed of you from the moment I saw you (İlk gördüğüm andan beri seni düşledim)
And I've seen the sunrise in your eyes; (Ve gözlerinde gündoğumunu gördüm;)
The sky, the sea, the light... (Gökyüzünü, denizi, ışığı...)
Live your dream beneath the northern horizon. (Kuzey ufkunda düşünü yaşa.)
Be at peace, set your heart in flight again. (Huzurlu ol, bırak kalbin uçsun.)
The light is truth; (Işık gerçekliktir;)
The light is you! (Işık sensin!)
***
Dreaming Light... Nasıl güzel bir şarkıydı. Çalıp söylerken arada gözlerini bana dikmesi tüylerimi diken diken etmişti. Yine her zamanki gibi çoğunlukla gözleri kapalı çalıyor, kafasını ordan oraya sallıyor ve değişik mimikler yapıyordu.
Donup kalmıştım. Etrafımdaki her şey; zaman, mekan, objeler, hepsi bir anda silinmişti. Sadece o güzel yüzünü ve piyanoyu bangır bangır inleten ellerini görebiliyor, o muhteşem sözleri haykıran sesini duyabiliyordum.
Şarkıyı tıpkı orijinalindeki gibi sakin ve usulca bitirdiğinde; onu kollarıma alıp sımsıkı sarılmak ve her bir parmak ucunu, ellerini, gözlerini, yanaklarını, dudaklarını öpmek, onu göğsüme, kalbimin en kuytu yerine sokmak istedim.
Nasıl da kendini kaptırarak ve duyguya girerek çalıp söylemişti. Ne kadar naif, özgür ve tertemizdi ruhu. Her şey bir yana; nasıl güzel bir insan olduğunu gerçekte o an anladım. Kalbinde iyilik, güzellik ve aşktan başka bir şey olmayan biri, bu kadar içten ve korkusuzca doğal olabilirdi ancak. Ve bu şarkıyı böyle çalıp söyleyebilirdi.
Anathema'yı da bu yüzden sevmiyor muyduk zaten... En sert metal şarkılarında bile bu yüzden salya sümük ağlamıyor muyduk...
Ama onu ilk defa böyle görüyordum. Gözlerim dolmuştu. Dolmak ne? Boncuk boncuk yaşlar akıyordu bile çoktan, yanaklarımdan çeneme doğru... Albümden dinlerken de hislenirdim, içim kabarırdı ama şu an nedense çok başkaydı. Tutamıyordum kendimi. Bu şarkı, çok özel olan bu anın fon müziği olmuştu.
İki dirseğimle birden piyanoya yaslanmış, ellerim yumruk pozisyonunda çenemin altında duruyordu. Öylece ona bakıyordum kıpırdamadan. Sanırım ona aşık olduğumu kendime itiraf ettiğim an, buydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
| Aurore Boréale | BxB
RomantizmTanrıların bana hediyesi alev saçlı, gök gözlü meleğim... Aurore boréale gibisin; benim kuzey ışıklarımsın. Tıpkı onlar gibi heybetli, dalga dalga, yeşil, mor, bazen kırmızı ve pembe... Zifir karanlığımın en kuzeyinde rengarenk beliriverdin bir anda...