-Elif çekinircesine Hakan ve ekibe bakarken Hakan küçük kıza birkaç adım yaklaştı.
Hakan:Bak ben geldim Elif. Seni görmeye geldim.
-Hakan tebessüm ederek konuşunca Elif dakikalardır durduğu kapı ardından çıktı ve odasının önünde durdu. Hala gözleri doluydu ve ağlamak üzereydi.
Hakan:Elif.. Beni tanıyorsun öyle değil mi?
-Elif kafasını sallamakla yetindi. Etrafında ona bakan gözler onu rahatsız etmişti ki salona doğru gelip önünde duran Özge'ye sarıldı.
Selin:Korktu herhalde.
Mesut:Bu kadar kalabalığı görünce. Korkma cimcime, yabancı değiliz biz.
Elif:Özge abla.
Özge:Hadi ama Elif. Herkes senin için geldi buraya birtanem.
-Hakan, Elif'e elini uzattı. Hiç yüz ifadesini bozmadan gülümsüyordu sürekli.
Hakan:Gel Elif, madem tanıyorsun beni yanıma gel.
-Elif tereddüt etse de Hakan'ın elini tuttu. Hakan bir garip hissetmişti. Elif elini tutunca küçük kızı kendine çekti ve sımsıkı sarıldı, kokusunu içine çekti.
Hakan:Aynı annen gibi kokuyorsun.
-Hakan uzun uzun Elif'in yüzünü izledi. Ne garipti ki tıpkı Aylin'e benziyordu Elif sarı ve uzun saçları hariç. Elif'te Hakan'ı izledi. Hakan gözyaşlarını zor tutuyordu. O da biliyordu ağlamaması gerektiğini. Ancak gözünden düşen birkaç damla yaşı Elif farketti ve eliyle sildi.
Elif:Annem için ağlıyorsun değil mi?
-Hakan kafasını evet anlamında salladı.
Elif:Ağlama, üzülür yoksa annem. Biz ağlarsak o daha çok üzülürmüş öyle dediler. Ağlamayalım annem de üzülmesin.
-Hakan tebessüm eder.
Hakan:Peki, ağlamak yok.
Elif:Biz seni çok bekledik biliyor musun? Annem hep söyledi senin geleceğini. Ama neden daha erken gelmedin? Neden annem melek olunca geldin?
-Hakan sadece sustu. Ama içinden sayıp sövüyordu kendisine. Selin üzgün havayı dağıtmak için Elif'in önüne eğildi ve saçlarını sevdi.
Selin:Elifcim ben Selin teyzen. Tanışalım mı?
-Elif herkesin yüzünü inceledi uzun uzun. Herkesi tanıyordu aslında. Aklına gelenle televizyon ünitesinin çekmecesini açtı ve bir fotoğraf çerçevesi çıkardı. Fotoğraf AyHak'ın düğün günü çektirdiği ekip fotoğrafıydı. Elif fotoğrafı Selin'e uzattı. Selin fotoğrafı alıp uzunca baktı.
Elif:Ben sizi tanıyorum ki. Bak buradasınız hepiniz. Annem anlattı sizi bana. Hatta benim adımı da Elif Teyzenin adıyla aynı olsun diye koymuş. O da melek olmuş annem gibi.
-Ekip Elif'in de adı geçince derin bir iç çekti.
Elif:(Hakan'a dönerek) En çokta seni anlattı. Senin babam olduğunu söyledi. Ama babalar geç mi gelir hep? Anneler gidince mi gelir?
-Hakan, Elif'in saçlarını sevdi. Elif'i bir daha kendine çekerek sarıldı. Bu kez gözyaşları Elif'in sarı saçlarına düşmüştü.
Hakan:Kızım.. Çok özür dilerim senden annenden çok özür dilerim.
-Elif, Hakan'ın ağladığını anlamıştı ki kendisi de hıçkırıklarla ağlamaya başladı.
Elif:Ben annemi çok özlüyorum. Neden bırakıp gitti beni? Ben o olmadan çok korkuyorum.
-Hakan, Elif'in ağlamasına, sözlerine dayanamaz kendi de ağlarken Elif'e daha sıkı sarılır.
Hakan:Babacım ben varım artık yanında. Ağlama ne olur.. Ağlama annen de üzülüyordu hani.
-Ekipte onların o haline çoktan duygulanmıştı. Hakan, Elif'in yüzüne baktı, Elif'in gözünden akan yaşları sildi,saçlarını geriye doğru attı.
Hakan:Baban burda Elif, sana söz bırakmam artık seni.
Elif:Ama annem yok artık, o bıraktı gitti beni.
-İkili gözleri yaşlı birbirine bakarken Hakan'ın telefonu çaldı.
Hakan:Alo?
Avukat:Hakan Bey, ben Güngör Altın, Aylin Hanımın avukatı, emniyette görüşmüştük.
Hakan:Hatırladım hatırladım, buyurun avukat bey.
Avukat:Elif hakkında aradım sizi.
Hakan:Bir dakika...
-Hakan ayağa kalkar, ekibe işaret ederek Elif'in yanından uzaklaşır. Hüsnü Elif'e doğru eğilir.
Hüsnü:Prenses gel bakalım, seninle iyice bi tanışalım biz.
-Elif'i kucağına alır ve kanepeye otururlar, Elif'in gözündeki yaşları siler. Hakan mutfağa geçmiştir.
Hakan:Elif hakkında mı? Ne oldu?
Avukat:Sosyal hizmetlerden bahsetmiştim. Aylin vefat edince kimsesiz olarak kaldı maalesef ki Elif. O yüzden tekrar Elif'i geri almaları söz konusu.
Hakan:Ne diyorsunuz ne geri alması ya? Ben daha yeni buldum onu. Kimsesiz falan değil o.
Avukat:Üzgünüm, kayıtlarda sadece Aylin vardı aile olarak. Birkaç gün içinde haber vericem size durumla ilgili.
Hakan:Tamam, elimizden geleni yapalım Elif'i geri almamaları için.
Avukat:Merak etmeyin.
-Hakan telefonu kapatır, mutfak camından dışarıyı izler. Sandalyenin üzerinde Aylin'in hırkasını görür eline alır ve uzunca koklar. Kokladıkça gözleri dolar.
Hakan:Neden gittin ki? Şu kokundan beni neden mahrum bıraktın ki Aylin? Elif'i neden kimsesiz bıraktın?
-Hakan kendini toparlayıp salona döndüğünde Mesutla gülüşen Elif'i görür. Elif onu farkedince Mesut'un kucağından iner ve Hakan'ın önüne gelir. Kafasını kaldırıp Hakan'a bakar.
Elif:Keşke annem de burda olsaydı, onunla da oynardık.
-Hakan eğilip Elif'in ellerini tutar ve öper.
Hakan:Keşke birtanem, keşke öyle imkanımız olsaydı.
-Akşama kadar ekip ve Hakan evde, Elifle vakit geçirirler. Elif onlara iyice alışır.
Selin:Elifcim saat geç oldu yatalım mı artık?
Elif:Uyumak istemiyorum ben.
-Elif, Rıza'nın kucağından iner ve tekli koltuğa oturup kollarını birbirine bağlar.
Selin:Ama neden? Uyuman gerek kuzum. Hem odanı da göstermedin daha bana söz vermiştin.
Elif:İstemiyorum dedim. Söz falan da vermedim.
Mesut:Aa dayısı ben yatırayım seni gel hadi, masal da anlatırım hem.
Elif:Ne masalı?
Hüsnü:(gülerek) Odunlar Kralı masalı. Biliyor musun sen onu? Dayın çok iyi anlatır onu.
Elif:Bilmiyorum bilmek de istemiyorum.
-Hakan saatlerdir pencere önünde oturuyordu. Kimse Elif'i ikna edemeyince yerinden kalktı ve koltukta mutsuz bir şekilde oturan Elif'in önünde çömeldi. Elif'in saçlarını geriye doğru attı ve yüzünü sevdi.
Hakan:Elif neden uyumak istemiyorsun güzelim sen?
-Elif kendini daha fazla tutamayıp ağlamaya başladı ve ellerini yüzüne kapadı.
Elif:Çünkü annem yok. Ben annem olmadan uyuyamam ki. O benimle uyurdu, masal anlatırdı bana. O yüzden uyumak da istemiyorum.
-Kimseden ses çıkmadı, Hakan küçük kızı yanağından öptü.
Hakan:Benimle uyumak ister misin? Bende uyurum seninle, kalırım ayrılmam yanından. Öyle çok masal bilmem ama anlatmayı da denerim. Biliyorum annen gibi olamam ama baban var birtanem yanında.
-Elif gözyaşlarını siler biraz düşünür.
Elif:Tamam olur ama uyursam bile yanımdan gitmezsen.
Hakan:Gitmem birtanem gitmem.
-Hakan, Elif'in elinden tutar ve odasına giderler.
Hüsnü:Zor olur ama olurlar ha baba?
Rıza:Başka çare yok Hüsnü. Hakan'ın tek dayanağı Elif. Elif'in de bir babası olarak Hakan var.
Engin:Şu sosyal hizmetler almaya kalkarsa çocuğu zaten Elif çok fena etkilenmiş daha da kötü olur. Hakan desen o zaten fena hala toplayamadı kendini.
Rıza:Bilmiyorum Engin, bir şeyler yapmaya çalışırız zor olur ama...
...
-Hakan, Elif'in pijamalarını giydirmiş yanına yatmıştır.
Hakan:Hadi bakalım güzellik, uyuyalım artık.
Elif:Elini tutabilir miyim?
Hakan:Tabiki de birtanem. Sarılmak istersen hatta.
Elif:Olur..
-Hakan, Elif'i kendine çeker ve göğsüne yatırır.
Hakan:Oldu mu?
Elif:Hı hı.. Annemde böyle sana sarılarak uyurmuş.
Hakan:Evet..
-Hakan derin bir iç çeker ve anında gözleri dolar.
...
|Flashback|
-AyHak iki gün boyunca hiç uyumadan mesai yaptıktan sonra sonunda eve kendini atmıştı. Aşırı yorgun oldukları için direk yatmaya gitmişlerdi.
Hakan:Çok yoruldun yavrum ya, kaç gündür.
Aylin:Mesleğimiz bunu gerektiriyor hayatım.
Hakan:Ama ben dayanamıyorum seni böyle halsiz, yorgun görmeye.
-Aylin, Hakan'ın sakallarını sever ve göğsüne yatar. Hakan kollarıyla Aylin'in kendine doğru bastırır ve sarılır.
Aylin:Sen benim tüm yorgunluğumu alıyorsun ama. Gün sonu böyle senin göğsüne yatıp uyuyunca geçiyor yorgunluğumdan eser kalmıyor.
-Hakan, Aylin'i alnından öper.
Hakan:Sende böyle kollarımdayken unutuyorum ben tüm günü.
-Hakan, Aylin'e bakar, Aylin çoktan uyuyakalmıştır. Hakan gülümseyerek Aylin'e bakar ve o da uyur.
...
-Hakan gözünden akan yaşı Elif'e belli etmeden siler. Elif göğsünde yatarken bir yandan Elif'in saçlarını sever. Birkaç dakika sonra baktığında Elif uyumuştur. Hakan, Elif'i yatağa yatırıp kalkmak üzereyken Elif'in sayıklamasıyla durur.
Elif:Gitme anne, bırakma beni. Ben seni çok özledim. Gitme anne..
-Hakan yatağa yatırdığı Elif'in saçlarını sever ve öpüp üstünü örter.
Hakan:Geçti birtanem.. Anneni getiremem ama ben varım yanında.
-Hakan, Elif'in odasını inceler. Hiç eksiksiz tam bir çocuk odasıdır, Aylin'in hep hayalini kurduğu gibi..
..
-Hakan salona geldiğinde hala uyumamış ekibi görür.
Hakan:Abi uyumadınız mı siz?
Hüsnü:Yok aslanım, uyku tutmadı.
Engin:Uyudu mu kız?
Hakan:Uyudu uyudu.
-Hakan salona göz gezdirir. Ünitenin üzerinde Hakanla Aylin'in düğün fotoğrafı duruyordur. Hakan fotoğrafı eline alıp uzun uzun bakar, Aylin'in yüzünü sever.
Mesut:Ne yapacaksın aslanım şimdi?
Hakan:Bilmiyorum abi..
-Hakan iç çekerek pencere önündeki koltuğa oturur.
Rıza:Zor biliyorum, ne kadar zaman geçer bilemem ama kendini toparlayana kadar izinlisin evlat.
Hakan:Sağol baba.
Selin:Elif ne olacak şimdi? Sosyal hizmetler demiştin.
Hakan:Elif beni babası biliyor ve ben onu bu saatten sonra onu bırakamam ki. Aylin bana bir emanet bırakmış sahip çıkmam lazım o emanete. Hem gördüğüm an kanım kaynadı ona, sanki öz kızım gibi..
Engin:Evlatlık işi peki?
Hakan:Deniycem yani avukat bi haber versin de. Kızı yurda alırlarsa çok kötü olur. Hala annesini sayıklıyor daha kaç gün olmuş kaybedeli hem.
Rıza:Bizde yaparız gerekeni.. Peki Elifle mi döneceksin? Biliyorsun hepimiz burdayken olmaz.
Hakan:Bir süre burdayım sanırım baba. Dedim ya bırakamam onu.. Ben zaten en baştan neden bıraktım ki Aylin'i? Neden gitmedim peşinden? Belki şimdi yaşıyor olurdu, Elifle birlikte aile olmuş olurduk.
-Hakan ağlamaya başlar, Mesut yanına gelip omzuna dokunur.
Mesut:Aslanım ağla dilediğin kadar ağla ama çaresi yok artık.. Sen kendini ne kadar yiyip bitirsen de tek suçlu sen değilsin. Bizde sahip çıkmadık kardeş dediğimiz insana.. Sadece sen değil bizde bırakmasaydık böyle olmazdı belki de.
Hüsnü:Ama kader diyoruz Hakan.. O yüzden dediğin gibi Aylin'in emanetine sahip çıkacaksın sen bundan sonra.
Rıza:Senin tek dayanağın Elif, Hakan. O çocuk yıllarca beklemiş seni.
Hakan:Biliyorum ondan başka kimsem yok artık benim. Ömrümün sonuna kadar onunla olucam bundan sonra...
Engin:Aslanım biz yarın dönüyoruz ama Selin burada Mesutla biraz daha kalsınlar seninle.
Hakan:Siz bilirsiniz abi, sağ olun.
Rıza:Kendini iyi hissedene kadar dönme. Ama Elif'le dön Hakan.
Hakan:Hı hı..
...
-Ekip birer köşede uyuyunca Hakan evi dolaşır. Aylin'in yatak odasına gelir, dolabına bakar, eline bir kıyafet alıp uzunca koklar kokusunu içine çeker. Komodinin önüne gelip Aylin'in çerçevede ki fotoğrafını alır.
Hakan:Ya silinip giderse bu kokun Aylin? Ne yaparım ben seni hissetmeden. Şu güzelliğin ya silinirse aklımdan ölürüm ben o zaman...
-Hakan dolaptan aldığı kıyafet ve fotoğraf çerçevesiyle yatağa uzanır. Uzunca bir süre ağladıktan sonra uyuyup kendinden geçer.
...
-Hakan sabah uyandığında kolları arasında uyuyan Elif'i görür. Gülümseyerek kalkar ve küçük kızı saçlarından öper. Elif anında uyanır.
Elif:Çok özledin o yüzden burada uyudun değil mi?
Hakan:Evet.. Sende mi?
Elif:Hı hı.. Annem gittiğinden beri hep özlüyorum hep buraya geliyorum ben.
-Hakan küçük kızı kucağına alır ve sarılarak öper.
Hakan:Hadi kahvaltımızı yapalım mı?
Elif:Yemek yemek istemiyorum.
Hakan:Ama ben çok acıktım yalnız da yiyemem.
Elif:Arkadaşlarınla ye.
Hakan:Onlarla hep yiyorum. Bu kez seninle yemek istiyorum ben. Hadi ama kırma beni.
Elif:Tamam..
..
-Aradan iki gün geçer. Selin ve Mesut hala Hakan ve Elifledir. Hakan sürekli Elifle yakın olmaya, ona kendini alıştırmaya çalışıyordur. Elif, Hakan'a ne kadar yakın davransa da ne ismiyle seslenir ne de baba der. Ve Hakan hala Elif'in hüznünü gecirememiştir.
Selin:Hadi bakalım Elifcim üstünü değiştirelim mi artık?
-Elif masadan kalkıp Hakan'ın önüne gelir.
Elif:Beni sen giydirir misin? Sana kırmızı elbisemi de gösteririm annem almıştı.
-Hakan, Selinle Mesut'a bakar. Selin git anlamında işaret yapar.
Hakan:Olur hadi bakalım..
Mesut:Baba demesini istiyor Hakan.
Selin:Kız için kolay değil ki Mesut. Tamam babası biliyor ama yıllar sonra tam da annesi gidince gelen birine öyle hemen baba demesi zor onun için.
Mesut:Bende anlattım Hakan'a ama işte...
...
-Hakan, Elif'in üstünü giydirince elinden tutup döndürür.
Hakan:Çok güzel oldun birtanem. Saçlarını da örelim mi?
Elif:Örebilir misin?
Hakan:Hadi gel.
-Hakan, narince Elif'in pamuk gibi uzun sarı saçlarını tarar ve onu incitmeden örer.
Hakan:Çok güzel oldun kızım.
-Elif ayağa kalkıp Hakan'ı öper.
Elif:Teşekkür ederim.
-Hakan Elifle ilgilenirken gelen telefonla ayaklanır. Arayan yine avukattır.
Hakan:Alo Güngör Bey?
Avukat:Hakan Komiserim, iyi günler.
Hakan:İyi günler. Bir gelişme mi var?
Avukat:Var ama üzücü bir gelişme.
Hakan:Elif hadi kızım teyzenle dayına da göster elbiseni.
-Elif gider, Hakan telefona geri döner.
Hakan:Ne oldu?
Avukat:Geçen gün dediğim gibi sosyal hizmetlerle konuştum bugün.
Hakan:Evet.
Avukat:Elif için süre doldu, bugün içinde geri alacaklar.
Hakan:Ne geri alması? Ne diyorsun sen avukat?
Avukat:Üzgünüm, elimden geleni yaptım süreç bitene kadar kalması için ama izin vermediler daha fazla. Zaten daha erken olması gerekiyordu.
Hakan:Ne olacak peki şimdi?
Avukat:Gün içinde gelip Elif'i sizden teslim alacaklar ve yurda yerleştirilecek.
Hakan:Ben Elif'e bunu nasıl söylerim?
-Hakan telefonu kapatır ve olduğu yere çöküp ağlar. Birkaç dakika sonra Mesut gelir.
Mesut:Aslanım?
Hakan:Abi, Elif'i yurttan almaya geliyorlar. Ben ona nasıl anlatırım bunu? Bana güveniyor, söz verdim ona yanında olacağıma dair.
Mesut:Bırakmayız onu orda aslanım.
Hakan:Ama abi...
Mesut:Hadi gel bakalım...
..
-Hakan salona geldiğinde Elif, Selinle oynuyodur. Hakan elinden tutarak Elif'in önünde eğilir.
Hakan:Güzel kızım, seninle bir şey konuşmam lazım.
Elif:Ne oldu?
Hakan:Bunu nasıl söylemem gerektiğini bilmiyorum ama söylemekte zorundayım.
Elif:Gidiyor musun yoksa? Ben yalnız mı kalıcam?
Hakan:Ben gitmiyorum ama senin kısa bir süreliğine gitmen gerek.
Elif:Hayır.. Neden?
Hakan:Hani ben sen küçükken yoktum ya yanında annenide kaybettik şimdi. Ben senin yanında o zamanlar olamadığım için seni başka bir yere götürmeleri gerek.
Elif:Nereye?
Hakan:Senin gibi bir sürü çocuğun olduğu bir yere. Hem okul hem ev gibi.
Elif:Gitmek istemiyorum. Seninle kalmak istiyorum ben.
Hakan:Bende bebeğim ama bunu yapmak zorundayız yoksa daha çok ayrı kalırız. Hem çok uzun değil birkaç gün sonra yine yan yana olacağız.
Elif:(ağlayarak) Gitmesem olmaz mı?
Hakan:(gözleri dolu şekilde) Maalesef birtanem...
...
-Birkaç saat sonra sosyal hizmetlerden görevliler gelmiştir. Hakan onlar gelene kadar Elif'e neden böyle olması gerektiğini anlatır. Elif hala ağlıyordur. Hakan ve Elif dakikalarca vedalaşır.
Görevli:Artık gitmemiz gerekiyor Elifcim.
Elif:Gitmek istemiyorum. Sizi istemiyorum.
Selin:Elif kuzum, baban konuştu ama bunu seninle.
Elif:İstemiyorum. (Hakana döner) Annem gitti sen geldin sende gidiyorsun şimdi.
Hakan:Sana söz verdim ben Elif. Seni asla bırakmam birtanem.
-Elif hıçkırıklarla ağlarken Hakan'a sarılır, Hakan daha fazla tutamaz kendini.
Elif:Bırakma beni. Sende gitme ne olur.
Hakan:Bebeğim.. Ben seni asla bırakmayacağım ama şimdi gitmek zorundasın.
-Hakan, Elif'in göz yaşlarını siler ve gözünün kenarından öper.
Hakan:Seni her gün görmeye gelicem. Çok değil sadece birkaç gün orda kalacaksın Elif.
-Görevli Elif'in elinden tutar ve götürecektir. Ne Elif'in ne Hakan'ın ağlaması durmamıştır. Elif tam kapıdan çıkacakken görevlinin elini bırakıp koşarak Hakan'a sarılır.
Elif:Baba!
Hakan:Babacım.. Bebeğim.🔸 🔹 🔸 🔹
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AyHak Hayali Senaryolar✨
Short StoryAylin ve Hakan için hayal ettiğimiz ancak gerçekleşmeyen hayali senaryolar 🍁