-Ekibin günü her zaman ki gibi geçmişti. Gece devriyesinden önce orta masada oturmuş sohbet ediyorlardı.
Hüsnü:Bitti gitti mi yani şimdi Gazi? Kapadık mı dükkanı?
Selin:Kapadık abi kapadık. Ortakmış, devretmeymiş, Sedef işi sıkmıştı zaten.
-Hakan bakışlarını başka yöne çevirir.
Selin:Ayıp olmasın Hakancım sana da.
Hakan:Estağfurullah Selin, benim içinde kapandı zaten o konu. Olmadı bi yanılgıya uğradık diyelim.
Ezgi:Bencede.. Arkasından konuşmak gibi olmasın ama yani şimdi hepinize de yürüdü kız.
Hakan:Kapatalım konuyu bence.
Selin:Tamam tamam.. Ee hadi çıkmıyor muyuz devriyeye?
Hüsnü:Çıkalım çıkalım, Mesut gelmedi mi?
Selin:Yolda katılacak bize abi.
...
-Mesut'un dışarıda birkaç işi vardı onları hallettikten sonra bir cafeye oturmuş ekibin gelmesini bekliyordu. Çayından bir yudum almıştı ki gelen telefonla bardağı yerine koydu ve hemen telefonu açtı.
Mesut:Efendim.
Selçuk:Abi ben Selçuk, Ankara Organize'den. İstanbuldayken Narkotikteydim.
Mesut:Hatırladım hatırladım, nasılsın Selçuk? Ne ara tayin oldun ya?
Selçuk:Birkaç ay oldu abi ben iyiyim de.
Mesut:Ee? Bir yaramazlık mı var?
Selçuk:Önce bizden duysanız daha iyi olur diye düşündüm abi.
Mesut:Neyi düşündün? Ne oluyor Selçuk? Geveleme ağzında lafı lan.
Selçuk:Aylin Komiser sizin ekipteymiş birkaç yıl önce.
Mesut:Aylin mi?
-Aylin'in adını duyunca bir süre sessiz kalır Mesut.
Selçuk:Mesut abi? Orda mısın?
Mesut:Burdayım burdayım.. Aylin diyordun.
Selçuk:O da buradaydı aynı şubedeydik yani.
Mesut:Ee ne güzel. Canavar gibidir Aylin. Efsanedir ya aslanım benim. Yanındaysan konuşayım bi ver.
Selçuk:Öyleydi abi. Yanımda da yok.
Mesut:Selçuk öyleydi falan.. Söyle bir şey mi oldu Aylin'e?
Selçuk:Abi Aylin..
-Mesut hemen ayaklanır.
Mesut:Yaralı mı yoksa? Nasıl durumu?
Selçuk:Yok abi yaralı değil.
Mesut:Ee?
Selçuk:Abi başımız sağ olsun. Aylin Komiser şehit oldu...
-Duyduğuyla Mesut dengesini kaybeder. Tutunmaya çalışırken masada ki telsiz ve bardak yere düşer. Zar zor yanındaki sandalyeye oturur.
Mesut:A-Aylin...
Selçuk:Mesut abi? Abi orda mısın? Abi ne diyeceğimi bilemiyorum ama söylemek zorundaydım. Bir şey söyle abi.
-Mesut'un gözleri dolmuştur, boğazına oturan yumru yüzünden zorla yutkunur ve telefonu tekrar kulağına götürür. Selçuk'ta telefonda ağlıyordur.
Mesut:Selçuk..Ne zaman nasıl?
Selçuk:Dün sabah abi bugün gündüz defnettik. Taziyedeyken arayamadım. Çatışmada ağır yaralandı ama kurtaramadılar.. Abi çok üzgünüm ne desem bilemiyorum.
-Mesut'un gözünden yaşlar akmaya başlamıştır.
Mesut:Vatan sağ olsun de kardeşim Vatan sağ olsun...
-Mesut ardından telefonu kapatır ve yerdeki telsize bakar, telsizi alıp avcunun içinde sıkar. Haberde görmeden önce öğrenmeliydi ekip. Sesini toparlar ve yutkunur.
Mesut:4550'den tüm ekiplere..
-Ekip hala merkezdedir. Mesut'un sesini duyan Selin telsizi eline alır, ekipte pür dikkat dinlemeye başlar.
Selin:Mesut bu.
Hüsnü:Tüm ekiplere dedi, dur dur...
...
Mesut:4550'den tüm ekiplere.. Ankara organize şube'de görev yapan Komiser Aylin Aydın (yutkunur) şehit olmuştur. Tekrar ediyorum Komiser Aylin Aydın şehit olmuştur. Arkadaşımız görev sırasında saldırıya uğrayıp hastaneye kaldırılmış ancak maalesef kurtarılamamıştır. Vatan sağ olsun...
-Mesut telsizi bırakıp ağlamaya başlar, daha fazla dayanamamıştır.
...
-Ekip ise Mesut'un anonsuyla donup kalmıştır. Hakan'ın elinde tuttuğu bardak şehit oldu sözüyle yere düşer ve paramparça olur.
Hakan:Aylin, Aylin mi dedi o?
Hüsnü:(yutkunur) Aylin..
-Selin çoktan ağlamaya başlamıştır, telefonu alıp ağlayarak Mesut'u aramaya çalışır.
Selin:Alo Mesut o anons neydi? Doğru değil de Mesut, bizim Aylin değil de.
-Hakan, Selin'in elinden telefonu alır.
Hakan:Abi yok de, Aylin değil dimi? Yanlış anons de abi.
Mesut:Maalesef kardeşim maalesef. Başımız sağ olsun, kaybettik Aylin'i...
-Hakan telefonu Selin'e uzatır. Tuttuğu göz yaşları akmaya başlar.
Hakan:Aylin hayır Aylin... Gitmiş olamazsın sen.
-Yavaşça yere çöker. Ekip çoktan dağılmıştır. Hüsnü, Hakan'ın yanına gelip eğilir.
Hüsnü:Kardeşim.
Hakan:Abi Aylin.. Aylin öldü diyor abi. Nasıl olur abi? Nasıl bırakıp gider Aylin beni?
Hüsnü:Aslanım kendine gel yapma böyle.. Biliyorum zor çok zor ama.
Hakan:Aması ne abi? Aylin gitmiş ya.
-Hakan dakikalar içinde dağılmıştı. Selin, Hüsnü ve Arda'nın da ondan farkı yoktu. Ekibin geri kalanları Aylin'i tanımasa da kim olduğunu bildikleri için onlar da kötü olmuştu. Gülen yüzüyle gelen Rıza ve Engin ise ekibi görünce şaşkına uğramıştı.
Rıza:Müdürler toplantısı diye yemek ha fena değildi be Engin.
Engin:Arada şart baba, iyi oldu ama.
Rıza:Ayn-.. Çocuklar? Bu haliniz ne? Ne oluyor?
Selin:Müdürüm.
Engin:Selin, Hüsnü ne oluyor? Niye ağlıyorsunuz hepiniz? Birine bir şey mi oldu?
Rıza:Hakan?
-Hüsnü ayağa kalkar, hala ağlıyordur. Gözyaşını siler ama ağladığı için fayda etmez.
Hüsnü:Mesut'un anonsunu duymadınız mı?
Engin:Kapalıydı telsizler. Ne oldu ne anonsu? Niye hepiniz ağlıyorsunuz siz ya?
Hüsnü:Aylin.
Rıza:Aylin?
Hüsnü:Aylin şehit oldu baba.
Rıza:Ne?
-Rıza sendeler, Cemal ve Emre hemen tutup sandaleyeye oturturlar.
Rıza:Ne diyorsun Hüsnü sen? Ne şehidi?
Hüsnü:Başımız sağ olsun baba.
-Rıza derin derin nefes almaya başlar.
Engin:Su getirin su.
-Hakan bir şey demeden ağlayarak onları izliyordur.
Engin:Nasıl olmuş ne zaman?
Hüsnü:Çatışmada olmuş, kurtaramamışlar.
Engin:(yutkunur) Başımız sağ olsun.
Rıza:Vatan sağ olsun.
...
-Saatler geçmiştir. Herkes hala merkezdedir. Kimseden ses çıkmıyordur. Hepsinin gözünün önünden Aylinle anıları geçiyordur. Tüm emniyette matem havası vardır.
Mesut:Oldu mu be Aylin? Bu oldu mu?
Selin:(yaşlı gözlerle) Ne?
Mesut:Yalnız bırakmayacaktık, göndermeyecektik Aylin'i.
Selin:Belki şimdi burda yanımızda olurdu.
Hüsnü:(ağlayarak) Nasıl gider usta? Nasıl gider Aylin? Bizim kardeşimiz, kızımız.
Engin:Hep gitmedi mi usta? Elif, Zeynep, Ali şimdi de Aylin..
Hüsnü:Aylin gitmemeliydi usta Aylin gidemezdi.
-Hüsnü ağlayarak isyan edercesine konuşur.
Engin:Rıza baba nasıl?
-Emre odasının camından bakar, Rıza sessizce odasında oturuyordur.
Emre:Donmuş gibi öylece duruyor müdürüm.
Mesut:Ya Hakan? Nerde o?
Aslı:Toplantı odasında hala.
Ezgi:Kaç saattir çıkmadı oradan.
-Emre toplantı odasındaki Hakan'a bakar. Hakan da saatlerdir orda ağlıyordur.
Emre:Hala ağlıyor.
Hüsnü:Sabah mı çıkıyoruz yola?
Engin:Evet bu halde çıkmak iyi değil diye düşündüm. Cenazeye yetişemedik zaten.
Selin:Niye o gün haber vermemişler ki bize? O gün giderdik yetiştirdik cenazeye.
Mesut:Nerden bulup haber vereceklerdi ki? Ailesi miyiz? Ya da kocası mıydı Hakan? Öyle olsak yanında olurduk.
Selin:Doğru..
Arda:Haberlerde bile görmedik hiçbirimiz.
Hüsnü:Şehit haberi dediğin 45 saniye değil mi aslanım? Hangi ara göreceksin ki? Bi şehit haberiyle dünya yanması gerekir halbuki ama 45 saniyeye sığdırıyorlar.
Mesut:Off...
-Mesut kalkar ve Hakan'ın yanına gider.
Mesut:Hakan, aslanım.
Hakan:Abi?
Mesut:Nasılsın diye sormak çok saçma ama.
Hakan:Çok saçma abi Aylin'in ölmüş olması da çok saçma.. Ben niye bıraktım ki onu? Neden gitmedim peşinden?
Mesut:Hepimiz hatalıyız.
Hakan:En büyük suç bende abi, seviyordum ben onu bırakmamam lazımdı. Allah benim belamı versin ya Allah benim belamı versin.
-Hakan sinirle ayağa kalkar,kendine beddualar saydırırken hem ağlıyor hem de sağa sola vurup dağıtıyordue. Mesut hiçbir şey yapmadan öylece Hakan'ı izler. Hakan bir süre sonra pes edip yere çöker ve ağlamaya devam eder. Hüsnü ve Engin de toplantı odasına gelmişlerdir. Engin eğilir ve Hakan'a sarılır.
Engin:Kardeşim..
Hakan:Müdürüm ben ne yaparım Aylinsiz? Yaşıyor olduğunu bilmek yetiyordu ama şimdi...
...
|Ertesi Sabah|
-Sabah erkenden gençler hariç ekip Ankara'ya gelmiştir. Aylin'in ekibiyle görüşüp şehitliğe gelirler. Mezarın başına geldiklerinde hepsi ayakta zor duruyordur. Hakan mezarın yanına çökmüş Aylin'in adı yazan taşı seviyordur. Ekip getirdikleri karanfilleri mezara bırakır.
Rıza:Aylin, kızım...
Engin:Biz geldik Aylin.
Hüsnü:Neden geldiniz, şimdiye kadar neredeydiniz diyorsun haklısın da.
Mesut:Son görevimizi yapmaya geldik, seni görmeye geldik Aylin.
Hakan:Özür dilerim Aylin.
-Hakan mezar taşını öper. Selin'de mezarın başına oturup ağlar.
Selin:Seni yalnız bıraktım, çok özür dilerim Aylin.
Hüsnü:Affet bizi Aylin. Senin elinden tutup getirmedik geri affet bizi kızım.
Mesut:Abin olarak durmadık yanında affetmesen de olur be güzelim.
Rıza:Elif'e, Zeynep'e,Volkan'a, Ali'ye selam söyle Aylin. İyi bakın kendinize orda, sahip çıkın, birbirinize hep destek olun.
-Ekip biraz daha kaldıktan sonra Hakan'ı Aylinle yalnız bırakırlar. Hakan hem ağlıyor hem de Aylin'in toprağını seviyordur.
Hakan:Hani seviyorduk birbirimizi? Hani bırakıp gitmeyecektik? Niye tutmadın sözünü Aylin? Beni almadan niye gittin? Ben sensiz nasıl yaşarım şimdi? Ayrıyken bir yerlerde yaşadığını bilmek nefes almama yetiyordu. Ama şimdi sen bu toprağın altındayken ben nasıl yaşarım? Ama en büyük suç bende değil mi? Senin peşinden gelmem tutup geri getirmem ya da sen her nerde mutluysan orda senin yanında olmam gerekiyordu. Seni bırakmamalıydım özür dilerim, affet beni Aylin...
-Hakan, Aylin'in toprağına yatar, gözyaşları mezara düşer.
Hakan:Seni görmeden bir ömür sürer mi şimdi Aylin? Ama merak etme çok dayanamam ben sensizliğe... Kavuşuruz bu kez hiç ayrılmamak üzere kavuşuruz güzelim...
-Hakan, Aylin'in mezar taşını öper. Hüsnü yanına gelmiştir, elini Hakan'ın omzuna koyar.
Hüsnü:Kardeşim hadi gidelim, Aylin'in evine uğrayacağız daha.
-Hakan, Hüsnü'ye döner, yaşlı gözleriyle bakar.
Hakan:Evine mi?
Hüsnü:Evet, bi uğrayalım. Kalan emanetlerini alırız. Sana bıraktığı şeyler falan vardır.
Hakan:Doğru, gidelim hadi.
-Hakan son bir kez mezara, Aylin'in ismine bakar ve mezar taşını öper.
Hakan:Gelicem yine güzelim, bırakmam seni...
-Arabaya gelirler.
Hakan:Biliyor muyuz adresini?
Rıza:Emniyetten aldık ama eve sonra gidicez, şimdi emniyete gitmemiz gerekiyor.
Hakan:Neden?
Rıza:Bilmiyorum, konuşmaları gereken bir konu varmış Aylinle alakalı.
Hüsnü:Ne konusu ya?
Mesut:Gidelim bir an önce de öğrenelim.
...
|Emniyet|
-Ekip Aylin'in ekibinin katına gelir. Onları toplantı odasına yönlendirirler. Aylin'in amiri, iki ekip arkadaşı ve avukat onları bekliyordur.
Rıza:Ne oluyor amirim?
SonatAmir:Gelin müdürüm, konuşmamız gereken konu var. Arkadaşlar Aylin'in ekip arkadaşıydı. Beyefendi de Aylin'in avukatı.
Hakan:Avukat ne alaka?
Avukat:Siz Hakan Bey misiniz?
Hakan:Evet de siz nereden tanıyorsunuz beni?
Avukat:Aylin Hanım çok bahsetti. Çok üzgünüz ki şehit verdik Aylin Komiseri, öncelikle başınız sağ olsun.
Rıza:Sağ olun avukat bey.
Engin:Ne için çağırdığınıza gelsek mi artık? Aylin'in evine uğrayacaktık daha.
Avukat:Peki.. Aylin'in bilmenizi istediği bir şey var. İçine mi doğdu bilinmez ama bunu size özellikle Hakan Bey'e söylemem için konuşmuştu birkaç ay önce benimle.
Hakan:Ne söyleyeceksin avukat? Zaten siz gelmeseniz de benim sizi aramam gerekiyordu.
Hüsnü:Artık söyleseniz mi acaba? Ne bu konu? Zaten acımız var uzatmayın daha fazla.
Avukat:Kusura bakmayın.. Aylin ona bir şey olursa Elif'i görmenizi istedi.
Hakan:Elif mi?
Selin:Elif kim?
Avukat:Aylin'in kızı.
Hakan:Kı-kızı mı?
-Hakan avukatın ne dediğini anlamaz, üzüntüsü zaten tüm algılarını kapatmıştı.
Hakan:Ne kızından bahsediyorsun avukat sen?
Avukat:Aylin Komiser'in 3 yıl önce evlat edindiği kız çocuğu. Elif 6 yaşında şu anda ve Aylin babası olarak sizi tanıttı ona. Ve eğer kendisine bir şey olursa Elif'i görmenizi istedi.
-Hakan birkaç dakika sessiz kalır. Tüm ekip şaşırmıştı.
Mesut:Aylin'in kızı mı var şimdi?
Avukat:Evet, annesi biliyor Elif onu. Babası olarak da Hakan Bey'i tabi.
Hüsnü:Aylin'in geride kalan kızı..
Avukat:Sosyal hizmetlerden birkaç güne kadar geri gelecekler. Elif için çok zor olacak. Annesinin ölümü çok etkiledi onu..
-Hakan dakikalardır olan sessizliğini bozar.
Hakan:Nerede şimdi Elif?
SonatAmir:Evde, yanında ekipten iki arkadaş kalıyor birkaç gündür.
Hakan:Tamam, gidelim mi hemen?
Engin:Hakan emin misin?
Hakan:Emin olup olmayacak bir konu yok müdürüm. Aylin ne istediyse o olacak. Elif'i görmem gerek.
SonatAmir:Memur arkadaşlar eşlik edecek size.
Rıza:Sağ olun.
...
|AylinEv|
-Yarım saat sonra 5 katlı bir apartmanın önüne gelirler. Hakan etrafa göz gezdirir. Dördüncü katın balkonunda ki saksılar dikkatini çeker.
Hakan:Dördüncü kat mı?
Memur:Evet de siz komiserim.
Selin:Hakan?
Hakan:Bir tek o dairenin balkonunda menekşeler var Selin. Aylin çok severdi menekşeleri..
-Hakan gözünden akan yaşı siler.
Hakan:Hadi Elif'i görelim.
-Ekip eve çıkar, kapıda onları Aylin'in ekip arkadaşları Seda ve Özge karşılar. Ekip eve girer.
Seda:Hoşgeldiniz.
Rıza:Hoşbulduk çocuklar.
Hakan:Nerde?
Özge:Elif mi?
-Hakan kafasını sallarken eve göz gezdiriyordur.
Özge:Odasındaydı. Elifcim bak kim geldi.
-Elif'in sadece sesi duyulur, ağlamaklı olan sesi.
Elif:Annem gelmeyecekse kimse de gelmesin.
-Elif'in o cümlesi ekibin içini sızlatır. Hakan zar zor tutuyordur göz yaşlarını.
Hakan:Benim gelmemin de önemi yok mu senin için Elif?
Elif:Sen kimsin ki?
-Elif hafifçe odasının kapısından bakar. Hakan'ı görür görmez tanır ama öylece durur. Hakanla ikisi aynı anda göz göze gelirler ve ikisinin de gözleri yaşlıdır. Ekipte ayağa kalkıp Elif'e bakar. Elif hepsine çekinceli ve şaşkınca bakakalır...🔸 🔹 🔸 🔹

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AyHak Hayali Senaryolar✨
Krótkie OpowiadaniaAylin ve Hakan için hayal ettiğimiz ancak gerçekleşmeyen hayali senaryolar 🍁