Unuturum Mu Sandın? (Hayali Senaryo10-1)

970 27 3
                                    

-ekip hep birlikte merkezde gün sonu değerlendirmesi yapıyordu. rıza gelen telefonla odasına geçti, odasından çıktığında ise durumu hiç iyi gözükmüyordu, ayakta zor duruyordu. ekip ise ayaklanmış, meraklı gözlerle rızaya bakıyordu.

Hüsnü:Baba iyi misin sen?
Ali:Baba ne oldu? Telefonla konuşmaya girdin odaya, çıktın ne haldesin.. İyi misin sen?
Rıza:Çok kötü çocuklar.. (kalbini tutar,ekip sandalyeye oturmasına yardım eder) Çok kötü..
Mesut:Baba noldu? Kötü olan ne?
Rıza:Ankara Emniyet'ten müdür arkadaşımdı arayan.
Ali:Ee? Yine bela bi dosya falan mı geliyor? Sen niye kötü oldun böyle?
Rıza:Siz bilmiyorsunuz ama orda görev yapıyodu. Çok fazla uzağa, bizden kopmasına izin veremezdim.
Hüsnü:Kim Ankara da görev yapıyo baba?
Rıza:A-Aylin.. Ankaradaydı..
Hakan:Aylin mi? A-Ankara da mıydı o?
Rıza:Evet, uzun bir süredir oradaydı.
Ali:Baba tamam Aylin oradaydı ama ne oldu?

-hakan sanki ne olduğunu anlamıştı, içi sıkılmaya başlamıştı, kelimeleri bile zar zor seçiyordu.

Hakan:Rıza baba.. kötü bir şey mi var yoksa.. Söyle artık..
Rıza:Ay-Aylin ağır yaralanmış, durumu çok kritikmiş.
Hakan:Ne?

-hakanın duyduklarıyla bir an gözleri karardı, sendeledi.yanında ki cemal hemen kolundan tutarak sandalye çekti ve oturmasına yardım etti.

Hakan:Baba emin misin? Kritik ne demek? Nasıl olmuş?
Rıza:Bilmiyorum.. Gelen telefonda sadece bu söylendi.
Selin:Nasıl olur bu ya?
Bahar:Ne yapıcaz şimdi?
Ali:Baba gidelim,duramayız böyle burda.

-hakan kendini az da olsa toplamış, çoktan ayaklanmıştı.

Hakan:Duramayız tabi.. Ben gidiyorum. Haberini bekleyemem Aylin'in.
Hüsnü:Hakan dur.. Baba?
Rıza:Ali, Hüsnü, Mesut ve Selin gidiyoruz.
Bahar:Baba biz?
Rıza:Siz burda kalın..
Ali:Cemal hadi hemen aracı hazırla, hızlı ol. Ben Hakanın peşinden gidiyorum.
Selin:Allah'ım sen yardım et..
Rıza:Aylin dayan kızım dayan...

-birkaç saat sonraya uçak bileti bulabilmişlerdi. hepsi diken üstündeydi özellikle de hakan.

Hakan:Ne kadar kaldı inmemize?
Ali:Az kaldı az, sabret biraz daha.
Hakan:Arayıp durumunu öğrenemiyoruz, ne halde bilmiyoruz. Allah beni kahretsin ya!
Hüsnü:Hakan sakin.
Selin:(dolu gözlerle) Senin ne suçun var ya?
Mesut:Elden gelen bir şey yok Hakan, sakin ol sen iyi olacak Aylin.
Hakan:Ben izin verdim gitmesine, engel olmadım, boşandım bıraktım peşini.. Dur demem lazımdı, bırakamam lazımdı abi. Gitmesine izin vermemeliydim. (gözleri dolar) Ya tamamen giderse? Ya biz gidene kadar geç olursa? Abi ya ya...
Mesut:Şşt sakin ol aslanım.. Geç olmayacak, yetişicez. Hatta Aylin'i alıp dönücez.

-yarım saat sonra havaalanına inmişlerdi, emniyetten gelen araçla birlikte hastaneye geçtiler. onlar ameliyathane katına geldikleri an da etrafta bir koşuşturma olduğunu gördüler. hepsi anlamsızca etrafına bakıyordu. rıza, müdür osmanın yanına gitti, ekipte onu izledi.

Rıza:Osman ne oluyor? Durumu nasıl?
Osman:Bilmiyorum Rıza.. Saatlerdir içeride. Bir bilgi veren yok. Bekliyoruz öylece.
Hüsnü:Müdürüm nasıl oldu?
Osman:Çatışma... çatışmada olmuş, tek başına adamların arasına dalmış, destek geldiği anda da yaralı bulmuşlar Aylin'i.
Hakan:Nasıl ya? Çatışma ortasında yalnız mı bıraktınız Aylin'i? Nasıl izin verdiniz buna müdürüm? Göz göre göre tehlikede miydi Aylin?
Mesut:Hakann!
Osman:Desteği bekle dedik, girme aralarına dedik ama dinlemedi..

-ekip oturup beklemeye başlar, birkaç dakika sonra doktorlar içeriden çıkar ve bir doktor ekibin yanında durur.

Osman:Doktor, nasıl durumu?
Selin:İyileşecek mi?
Hakan:Uyanacak de doktor.. İyi de hadi..

-doktorun sessizliğinden anlamıştı hepsi durumu, doktor üzgün bir şekilde başını sallayınca hepsinin dünyası başına yıkıldı. rıza, engin ve osman bir köşeye oturdu. üçü de hiç iyi hissetmiyordu. selin ise bir köşeye çöktü.

Hakan:Hayır hayır.. (doktorun yakasına yapışır) Bir şey söyle doktor.
Ali:(Hakanı tutar/ağlayarak) Hakan kardeşim, dur sakin ol.
Hakan:Ali bırak, bırak beni.. (ağlayarak) Doktor gitmez o, devam edin ameliyata.. Bırakmaz Aylin, inatçıdır o.. Bir şey yapın doktor, uyandırın onu..
Doktor:Elimizden geleni fazlasıyla yaptık ama kurtaramadık. Çok çok fazla kan kaybetmişti gelene kadar. Yaraların durumu zaten çok kötüydü.. Çok üzgünüm, başınız sağolsun.
Selin:(ağlayarak) Aylin,kardeşim.. (mesut yanına çöker ve ağlayarak sarılır) Mesut, Aylin.. Gitmemiştir o gitmemiştir.
Mesut:Şşt tamam...

-hüsnü ve ali de bir köşeye oturmuş ağlıyorlardı . hakan koşarak ameliyathane girdi. yavaşça aylinin yüzünü açtı, yavaşça yüzünü sevdi, buz gibiydi yüzü, ellerini tuttu elleri buz gibiydi..

Hakan:(ağlayarak) Aylin Aylin kalk, ben geldim güzelim uyan hadi... Aylin üşürsün burda. Buz gibi olmuşsun bak.. Aç gözlerini Aylin, çıkalım burdan, ısıtayım seni Aylin hadi güzelim. (aylinin yüzünü okşar) Aylin hadi güzelim, hadi Aylin.. Yapma bunu bana.. Seni tamamen kaybedemem Aylin.

-hakanın yanına ilk gelen engin oldu, dışarıya çıkarmaya çalıştı ama çok zordu.

Engin:Hakan kardeşim, hadi..
Hakan:Abi bırakamam onu, buz gibi Aylin, abi. Elleri yüzü buz gibi abi..

-engin zor da olsa hakanı dışarıya çıkardı ama hakan dayanamıyordu, ufak çaplı sinir krizi geçirdi, doktorlar hemen sakinleştirici yapmakta buldu çareyi. o sırada rıza da fenalaştı. ekip kime nasıl yetişeceğini şaşırmıştı. hakan ve rızayı ayrı ayrı odalara yatırdılar. hakanın yanında hüsnü ve engin, rızanın yanında da mesut, ali ve selin vardı. hepsi ağlamaya devam ediyorlardı çünkü ellerinden başka hiçbir şey gelmiyodu. hakan bir saat sonra yavaş yavaş kendine geldi.

Hakan:Aylin!?
Engin:(gözyaşlarını siler) Hakan aslanım..
Hüsnü:(gözyaşlarını siler) Sonunda be.. İyi misin Hakan?
Hakan:Abi noldu bana? Aylin? Rüya mıydı onlar? Rüyaydı dimi rüyaydı..

-hakan rüya olmadığını biliyodu ama rüya olmasını istedi. engin ve hüsnü den ses çıkmayınca dünyası bir kez daha başına yıkıldı hakanın. olduğu yerden kalkmaya çalıştı ama engin durdurdu

Hakan:Aylin gidemezsin Aylin. Abi bırak beni, Ayline gidicem abi.
Engin:Olmaz Hakan, sakinleşmen lazım.
Hakan:Abi Aylin gitti ne sakinleşmesi ya! Aylin gitti abi.

-selin ise saatler sonra açmıştı baharın telefonunu, haberi nasıl vereceğini bilmiyordu.

Selin:Efendim Bahar..
Bahar:Selin durum ne? Diken üstündeyiz burda.. Kaç defa aradım hiçbiriniz açmadınız. İyi bir şey söyle lütfen.
Selin:Bahar..
Bahar:Noldu Selin? Söylesene.
Selin:A-Aylin'i kaybettik Bahar, kaybettik.
Bahar:Ne? Ne diyosun sen Selin? Şaka mı yapıyorsun? Saçma sapan konuşma.
Selin:Maalesef Bahar. Keşke şaka olsaydı ama maalesef kaybettik Aylin'i..

-ekip aylinin cenazesini ankaraya değil, istanbula defnedecekti. rıza ve engin gereken ne lazımsa yaptılar ve sabaha karşı yola çıktılar. hiçbiri kendini iyi hissetmiyordu. hakan, selin ve alinin gözyaşları dinmiyordu.
-emniyette ise herkes suspus olmuştu, kimseden ses çıkmıyordu. sadece etrafta cenaze için hazırlık yapılıyordu.
-ekip cenaze ile birlikte emniyete gelince herkes onları bekliyordu. ayla, pınar, nazike çocuklar hepsi oradaydı. aylinin şehit haberini yapmak zelihaya kalmıştı.
-aylinin cenazesi şehitliğe getirilip defnedilirken kimseden ses çıkmıyordu.

Hakan:Abi dikkat edin abi, incitmeyelim..
Ali:Hakan çık hadi..

-aylin defnedildikten sonra ekip ve aileler dışında kimse kalmamıştı şehitlikte. hakan mezarın başına oturmuştu, diğerleri de biraz uzakta öylece bekliyorlardı.

Hakan:(ağlayarak/aylinin mezarını sever) Aylin güzelim bitanem... Biz bunu haketmedik Aylin, ayrılmayı, kopmayı haketmedik. Sen nasıl kalacaksın ki burda? Üşürsün Aylin, buz gibidir orası... Çok hata yaptım beni affet Aylin, ne kadar özür dilesem faydası yok biliyorum ama affet beni güzelim. Seni bırakmamam, peşinden gelmem lazımdı biliyorum en büyük hata bende, biliyorum.
Ali:Hakan kardeşim, gidelim hadi.
Hakan:Yalnız bırakamam ki onu Ali, yeterince yalnız kaldı zaten.
Ali:Hakan kardeşim..
Hüsnü:Hadi aslanım gidelim...
Hakan:(mezartaşını öper) Seni çok seviyorum Aylin, seni bundan sonra yalnız bırakmam...
1.Bölüm Sonu

AyHak Hayali Senaryolar✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin