Sabah alarmımın gıcık sesiyle uyandım ve telefonu yere fırlattım. Daha açılmamış uykumla yataktan survivor yarışmacısı gibi takla atarak atladım.
Telefonun ekranını elimle sildim.
"İnşallah kırılmamışsındır yoksa seni fena döverim."
Kırılmadığını görünce tuttuğum nefesi bıraktım. Annem de alarmımın sesini duymuş olacak ki mutfaktan bana bağırdı. Bende cevap verdim.
"ESRAAA!"
"ANNEEE!"
Cevabımdan sonra gümbür cemaat odama daldı. Etrafa bakındı. Sinirle kaşlarını çattı. Ellerini beline koydu.
Olamaz bu kötüydü. Bu annemin öldürücü pozuydu.
"Odan niye dağınık?!"
"A-anne şeyy..."
"Üf, tamam boş ver."
Bu şaşırtıcıydı. Normalde asla böyle bir şey yapmazdı. Demek ki bir şey isteyecekti.
"Hadi git ekmek al. Misafirim gelicek benim."
"Yaa anne misafirin ekmek ile n'alakası varr?"
"Terlik geliyo haberin olsun. Hem seni ilgilendirmez. Hadi git artık. Aa!"
Elimi alnıma götürüp asker selamı verdim.
"Emredersiniz komutanım!"
Eline terliğini alınca kıkırdayarak banyoya kaçtım. Saçımı düzeltip yüzümü yıkadım. Sonra banyodan çıktım.
Annem çoktan mutfağa geçmişti. Bende odama gidip dolabımın başında dikildim. Birkaç dakika sonra siyah bol bir tişört ve beyaz bir eşofman giydim.
Evden çıkarken Vanslarımı ayağıma geçirdim ve çıkıp kapıyı kapattım.
Derin düşünceler içindeydim. Yani mesela her çocuk gibi benim de okula gitmem gerekiyordu. Ha, bu arada ben 18 yaşındayım. Liseye gidiyorum. Neyse işte ama neden okula gitmem gerekiyordu? Saçma salak işler ya. Hayır okuyup bir yere varabileceğiz sanki! Hem fakiriz hem akılsız. Tabii kendi adıma konuşmuyorum yoksa ben çok smart bir insanımdır.
Düşünürken önüme değil de ayaklarıma bakıyor, basamakları ikişer ikişer iniyordum. Tam son basamağa atlayacaktım ki kafamda zonklama hissettim. Elimi kafama götürüp sıvazlamaya başladım.
"Ah,kafammm! Patladı galiba. Hayır ya olamaz. Ben ölmek için çok gencim. Daha yapacağım çok şey var benim. Yetişin ha dostlar!"
Söylenirken birden dengemi kaybettim ve kendimi düşmeye hazırladım. Kafamın bu sefer kocaman şişip tekrar patlayacağına emindim.
Ta ki belimdeki eli hissedene kadar. Gözlerimi açtım ve etrafa bakındım. Beni tutan kişiye bakmaya çalıştım ama tavandaki lambanın ışığı onun tam olarak yüzüne vuruyordu.
Olduğum yerden söylenmeye devam ettim
"Öküz senin yüzünden kafam patlayabilirdi. Belki de patlamıştır. Emin değilim. Ya da ölmüşümdür."
"Fazla abartmıyor musun?"
Beni bırakırken sordu. Sesinden erkek olduğunu anlamıştım. O sırada yüzüne baktım. Artık beni tutan kişinin kim olduğunu biliyordum.
Aslına bakarsanız bilmiyordum. Kim olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ama en azından yüzünü görmüştüm. Benim için önemli olan da buydu.
Evet asklarımmm.. Ne düşünüyorsunuz? Sizce Esra'yı kim tuttu? Sonraki bölümlerde görüşmek üzere. Oy vermeyi ve yorum yapmayı ihmal etmeyin lütfennn 🌸❤️
Insta: bytr_reminee
Pin: holldme4everr
Sc: it-couldbe
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRUBA HOŞ GELDİNİZ
HumorGüzel bir kızın yakışıklı 5 erkekle tanışması ve gerisinde yaşayacakları hem romantik hem tutkulu hem de eğlenceli hikayenin ele alındığı bu kitaba hepinizi bekliyorum...🤪 Düşük IQ:Ya siz niye evlenmiyorsunuz ki Salak: Katılıyorum nikâh şahidiniz b...