9.Bölüm

5.1K 194 12
                                    

Medya:Oğuz Saygın

Kapıyı açtığımda karşımdaki kişiyi görmem ile şok olmam bir oldu. Hayır yani Türkiye'de bilmem kaç milyon insan var. Neden ben? Allah'ını seven söylesin.

Zaten kapıdaki de benim kadar şaşırmış görünüyordu. Abicim niye aval aval bakıyorsun? Gir işte içeri Allah Allah! İlla benim bir şey mi söylemem gerek? Anlaşıldı, iş yine başa düştü. Hadi bakalım Esra. 3 2 1 Kayıt!

"Iıııııııı..."

"Iı'lamaya devam edeceksen bana müsade." deyip içeri atıldı, denemez. Ben onu tutup çektim. Üf be karizmayım. Yakıyorsun Esra. Yürü aslanım!

"Şey yani sen, yani ben... Iııı-"

"Al işte yine başladı." dedi ve içeri girdi. Benim karizma yerlerde. Aslında ona 'Dur bakalım aslan parçası nereye böyle?' diyecektim ama insanın içiyle dışı bir olmuyor ki.

Hee Esra sen kendini avutmaya devam et.

Ya bir sus Allah'ın adını verdim sus! Zaten rezil oldum, bir de seninle uğraşamayacağım. Ben ne halt edeceğim şimdi? Sonra aklıma Oğuz'un söyledikleri geldi. 'İletişim kuramadığın için utanmana gerek yok.' demişti. Aynen söylediğini yapacaktım.

"Dur yolcu! Bilmeden bastığın bu toprak, bir devrin battığı yerdir!" dedim.

"Ne?" dedi şaşkın bir yüzle. Cidden ne alaka Esra ya.

"Sen anlamazsın." dedim sesimi kalınlaştırarak.

"Niyeymiş o?" ve ikinci bir soru daha.

"Zenginler anladı, fakirler 'niyiymiş oo' diyo." dedim. En sonda onu taklit ederken sesimi inceltmiştim.

"Of uğraşamam seninle deli kız."

"Ben deli kız değilim bir kere! Adım var benim." diye çıkıştım.

"Tamam. Adın ne o zaman?"

"Neden söyleyeyim?"

"Allah'ım sen sabır ver Ya Rabbim!"

"Amin."

"Ay valla delireceğim."

"Söylemeyeceğim ki. Çatla da patla meraktan!" dedim ellerimi yumruk yapıp birbirine vururken.

"Kız Esraa! Nerede kaldınız?" Yemin ediyorum bir gün birine bir şey yapacağım. Ya anne neden içinde adımın geçtiği bir cümleyle bana bağırıyorsun.

"Memnun oldum Esra. Bende-"

"Pardon zaten biliyordun değil mi?" dedi dalga geçer gibi. Bende mal gibi sırıtarak yüzüne baktım. Cidden ağlanılacak halime gülüyorduk.

"Eee evet. Yani hayır. Ben..evet biliyorum ama bilmiyor da olabilirim ama biliyorum." dedim hızlıca. Yüzüme uzaylı görmüş gibi baktı.

"Hayırdır birader kime baktın?" dedim.

"A-adım Selim. Alt katta oturuyoruz." dedi anlamaz bir biçimde.

"Ben...özür dilerim. Selim gerçekten kötü bir niyetim yoktu. Sadece belki..yani bir ihtimal... Of bilmiyorum."

"Bizimle arkadaş olmak istedin." yüzüne şaşkınca baktım."Dün öyle söyledin." diye ekleyince kafamı salladım onu onaylayarak.

"Eğer benimle konuşmak istemezsen anlarım." dedim sessizce. Başımı öne eğdim.

"Neden öyle bir şey yapayım ki?"

"Ama Ege-"

"Boş ver Ege'yi. Bana ne ondan. Bence bu yaptığın gayet cesaret isteyen bir şey ve sana katılıyorum. Bence de arkadaş olabiliriz."

Bu söylediğinden sonra gözlerim doldu. Beni anlamıştı. Benim ile arkadaş olmak istiyordu. Ege gibi beni terslememişti. O an ona sarılmak istedim. Neden böyle saçma bir isteğim vardı bilmiyorum ama istedim.

"Daha ne kadar orada kalmayı planlıyorsunuz?" diye soran Gülşen teyzeye cevap vermek yerine anneme bağırdım. Yani buna bağırmak denmez basbayağı anırdım.

"Anne biz benim odama geçiyoruz."

Hızlı adımlarla odama girdim ve Selim'de arkamdan geldi. Yatağıma oturdum. Baktım çocuk hâlâ ayakta. Yazık utandı çocuk.

"Otursana." dedim. Demesem sabaha kadar bekleyecek. Oturdu ve muhabbet etmeye başladık.

3 saat sonra

Selim Akar...

"Oğlum kız baya seni yatağa atmaya çalışmış.'" Hakan'ın salak saçma hikayelerinden bıkıp kafasına bir tane indirdim.

"Ne alaka lan!" diye çıkıştım. Sonra aramızdaki en mantıklı kişi olan Yağız konuştu.

"Yani sen kıza arkadaş olabileceğinizi söyledin öyle mi?" dedi tek kaşını kaldırarak.

"Evet."

"Ya Selim niye beni gıcık rolüne sokuyorsun!?" Ege'ye 32 diş gülümseyerek baktı Hakan. Bense anlamamıştım.

"Ya Ege ne saçmalıyorsun!?" diye bağırdım. "Oğlum siz iyi misiniz? Hayır yani kız bizimle arkadaş olmak istemiş sadece-" Yağız araya girdi.

"Çokta iyi yapmış. İyi kız. Yani Selim'in anlattığına göre."

"He söyle mantıklı olun azcık." Bu söylediğime karşı hepsi aval aval baktı.

"Of tamam her neyse. Hadi parka çıkalım." birkaç dakika sonra sessizliği bozan Yağız oldu. Hepimiz başımızı sakladık ve evden çıktık. Hakanlar'ın evdeydik. Merdivenlerde Yağız'dan 36 kez özür diledim. Sonunda tam binanın kapısına gelmişken durdu Yağız. Onunla beraber biz de durduk.

"Oğlum tamam. Yeter! Anladım, kabul ediyorum. İyice sinirlendirmeden beni çık git şuradan. Elimde kalacaksın." Gülerek yürümeye devam ettim.

🔥

Arkadaşlar artık oy sınırı koymak istiyorum. Çünkü gerçekten okunma sayısının yanında oylar hiçbir şey. Bende belki oy gelir diye bekliyorum bölüm atmadan önce. Bu yüzden gecikiyor bölümler. Bir sonraki bölüm için sınır koymayacağım. Artık sizden ricam sonraki bölüm için en azından 10 oy yapmanız.

Seviliyorsunuz canlar.

Hoşçakalın, kitapla kalın 💋

Insta: bytr_reminee 
Pin: holldme4everr 
Sc: it-couldbe

GRUBA HOŞ GELDİNİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin