26. Bölüm

1.3K 43 10
                                    

Arkaskimlar bu bölüm yarılı Instagram yarılı normal. Instagram anormal bir şey ya ondan öyle dedim shsndjd neyse işte öyle iyi okumalar bebiklerimm!

Oğuz Saygın Instagram güncellemesi;

                         Günaydın ey millet

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Günaydın ey millet

8463 kişi bu fotoğrafı beğendi

753 yorumu görüntüle...

...

"Güneş sütümü ver!"

"Zırla Esra!" Aşırımegapuro hızıyla yine benden kaçmayı başarıyordu. Ama ben sütümü istiyordum.

"Ya Güneş lütfeen." Son çare olarak yalvarmaya başladığımda kahkaha atıp benden kaçmaya devam etti. Sabah sabah ne bu enerji arkadaş!

"Güneş canım arkadaşım zil çaldı ver artık sütümü."

Ve durdu.

Allah'ıma şükürler olsun!

"İyi be al sütünü." Nefes nefese konuşup sütümü de verdi. Sonra birlikte sınıfa girdik.

Sınıfa girerken Güneş ile vedalaştım. Çünkü aynı sınıfta değiliz. Güneş ile hâlâ birbirimize öpücükler atarken birden önümde beliren Berk'i geç fark edip ona çarpmamak için kenara doğru gideyim derken takılıp düştüm.

Bana kıkırdadıktan sonra sınıftan çıktı. Allah razı olsun ya. Altımdaki eteği de düzeltip hemen ayağa kalktım ve sırama geçtim. Çok geçmeden Berk ve ardından öğretmen de sınıfa girmişti. En sevdiğim canım bir tanecik öğretmenim Selma hocanın dersini dinliyordum ve sınıftakiler bana bakıp kıkırdıyordu. Daha ne isterim ki (!)

/*****/*****/*****/*****/*****/*****/*****/*****/

Sıkılmış şekilde kantinde Güneş ile birlikte oturuyordum. Onun sıkıldığını sanmıyorum çünkü geldiğimizden beri elinden telefonu düşmedi ve güldüğü şey her neyse acilen bana da göstermeliydi yoksa sıkıntıdan top gibi patlayacaktım.

Elimi masaya koyup çenemi de avcuma dayadım ve derin bir "off" çektim. Birkaç dakika sonra iki kolumu da masaya koyup kafamı arasına gömdüm ve kantindeki insanları izlemeye koyuldum.

Yemeğini alıyor, bir yere oturuyor, yiyor, sohbet ediyor, gidiyor.

Yemeğini alıyor, bir yere oturuyor, yiyor, sohbet ediyor, gidiyor.

Yemeğini alıyor, bir yere oturuyor, yiyor, sohbet ediyor, gidiyor.

Yemeğini alıyor, bir yere oturuyor, yiyor...

"Selam güzel kız."

Duyduğum ses ile gözlerimi yavaşça açıp kafamı kaldırdım. Hafif esneyerek yanımda dikilen çocuğa baktım ve tek kaşımı kaldırdım.

"Buyur?"

"Bir ihtimal numaranı alırım diyordum."

Yine yavaş hareketlerle ayağa kalkıp karşısında durdum.

"Hayır."

"Bu çok hızlı oldu."

"Hızlı çünkü tanımadığım ve hatta daha önce hiç görmediğim birine numaramı vermeyi düşünmüyorum."

"Aman! Ben çok meraklıyım sanki senin numarana!" diye öfkeyle bağırdıktan sonra omzuma çarpıp gitti.

Yüzümü buruşturup gözlerimi kapadım ve önümü görmeden yürümeye başladım. Bu sırada parmaklarımla oynuyordum.

"Esra!"

Güneş'in sesiyle olduğum yerde durup derin nefesler almaya çalıştım. Cidden hiç sırası değildi!

"Esra, bebeğim iyi misin?"

Cevap vermek yerine yürümeye devam ettim.

"Ya kızım dursana bir." Durdum.

"Ne olduğunu söylesene." Gözlerimi aralayıp ona döndüm. Kahvenin açık tonlarındaki gözlerinde endişeyi yakaladım. Gerçekten endişelenmişti.

"Sorun yok." deyip kestirip attığımda kaşlarını çatıp ellerini beline koydu.

"Ne demek sorun yok?" diye üstelediğinde çaresiz kalıp az önce olanları söyledim.

"Onun gözlerini oyup dilini doğramaz mıyım ben şimdi!" diyerek harekete geçtiğinde kolundan tutup onu durdurdum.

"Sakin olur musun? Ben iyiyim, yani sorun yok. Gidelim." derken onu çekiştiriyordum.

Oflamalarını görmezden gelip çalan zil ile onu sınıfına bıraktım ve kendi sınıfıma gittim. Sırama oturup düşünmeye başladım.

Düşündüğüm şeyde çaylı dondurmanın tadı nasıl olurdu. Yani kahveli dondurma var. Çaylı da olması gerekir bence. Irkçılık görüyorum hocam. Çok ayıp gerçekten. Neyse eve gidince daha düşünürüm ben bunu.

Birden masama bırakılan çikolatalı süt ile ödüm patlasa da çaktırmayıp kafamı kaldırdım. Berk gereksiz bana çikolatalı süt almış. Anaammm!

"Bu ne?"

"Süt."

"O kadarını anladım, amaç ne?"

"Içimden geldi."

"Berk valla döverim seni! Git sevgiline al çikolatalı sütü."

"Ama benim yüzümden düştün üzüldüm bende."

"Iyi özür olarak kabul edebilirim." deyip sütü alıp içmeye başladım.

"Salak."

"Fakir."

"Mal."

"Çakma sarışın."

"Ya Esra sen de mi?"

Gülüp boş süt kutusunu çöpe atmaya gittim. Sanki yalan söyledim. Çakma değil mi? Allah Allah!

Yağız Olgun Instagram güncellemesi;

                     Hayat boş pompala coş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayat boş pompala coş

7329 kişi bu fotoğrafı beğendi

Yorumlar kapalı...

GRUBA HOŞ GELDİNİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin