Kelime sayımız: 2701
-----------
'Jeongin' gece fazla uyuyamamıştı. Vücudu da eskiden olduğu gibi sadece 2 saatlik uykuyla onu bütün gün ayık tutamıyordu tabii. Uyandığında sesi bile çıkamıyordu ama içtiği 2 bardak kahve sonunda onu kendine getirdi.
Şu anda Yoongi'yle birlikte arabayla köprünün üstünden geçiyorlardı. Kiliseye ulaşıp her şeyi ayarlamak için sadece 25 dakikaları vardı ve bunun 20 dakikası trafikte geçecek gibiydi.
''Orospu çocuğu!'' diye şikayet etti Yoongi kornaya basarak, o da fazla uyuyamamıştı.
'Jeongin' düğünün kimin için olduğundan haberdardı, her şeyin daha kolay ve hızlı geçmesi için ise salağa yatması tavsiye edilmişti.
Minho da genci hatırlama konusunda sorunlar yaşıyordu zaten. Chan da tıpkı Yoongi'nin yaptığı gibi adamın Jisung'a dair olabilecek fiziksel bütün anılarını yok etmişti. Yoongi'ye göre Minho bundan dolayı epey kızgındı ama sebebi hakkında detaya inmeyi reddediyordu.
''Sonunda'' dedi 'Jeongin' araba otoparka girerken ''Her şeyi hazır edebilir misin Yoongi? Elbiselerimi kuşanmam lazım''
Yoongi arabadan inip gencin gidişini izlerken gülmüştü. Konu papazlığa ve giyilmesi gereken elbiselere gelince hep çok eğlenirdi, şimdi de hazırlıklar için yalnızca 7 dakika kadar zamanları olması buna engel değildi.
'Jeongin'in' giyinmesi bitince bir boy aynasının önünde durdu. Gözlerinin altı karanlıktı ve saçları biraz dağınıktı. Saçları yenice daha kısa şekilde kesilmişti ve yüz hatları çok daha belirgindi.
Artık Han Jisung gibi görünmüyordu. Sadece Papaz Jeongin gibi görünüyordu.
Bugün bu seremoniyi yönetecek olan tek kişinin kendisi olması gence garip gelmişti, böylelikle Chan'ın aklından başka şeylerin geçiyor olabileceği ihtimalini düşündü.
Tek umudu korumanın her şeyin farkında olmasıydı. Bu ikili birbirileriyle geçen zamana dair neredeyse hiçbir şey hatırlamıyordu ve Minho sonuçta birkaç dakika sonra bir başkasıyla evlenmiş olacaktı.
'Jeongin' kısa bir iç çektikten sonra aynanın önünden ayrılıp seremoninin olacağı büyük salona ilerledi ve kürsüsüne gidip İncil'i açtı.
Hemen sonrasında Yoongi geldi ve ona doğru hafifçe eğildi ''Geldiler''
'Jeongin' bir iç daha çekerek girişe baktı ve içeriye akın etmeye başlayan korumaları gördü, yalnızca 2 tanesini tanımıştı. Sonrasında devamı gelen takım elbiseli koruma yığınının içinde daha fazla tanıdık yüz görünce sevinmişti.
O anda bütün bu insanların hala kulüpte çalışıp çalışmadığını merak etti, tanımadığı kişiler belli ki Minho'nun olaydan sonra işe aldığı yeni korumalardı. Gördüğü yeni gelenler, Chan ve Changbin dışında kimsenin kulak içinde o meşhur aygıtlardan yok gibiydi.
''Yoongi'' diye seslendi 'Jeongin' kürsünün arkasına doğru giderek ''Benimle birlikte dua eder misin?''
Yoongi başını olumlu anlamda salladı. Ev arkadaşı kendi inancını daha yenice bulmuştu ve dua etmenin ona iyi geldiğini bildiği için şu durumda onu reddedemezdi.
İkili arka tarafa dönüp dualarına başladı. 'Jeongin' arkasından gelen ve beynini bulandıran tanıdık sesleri görmezden gelmeye çalışarak gözlerini kapatmıştı.
Chan'ın diğer herkesi susturduğunu duyduğunda sessizce duasına devam etti ve bitirdiğinde kendi üstünde haç çizip sesli şekilde bir 'Amen' dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daddy'nin Küçük Canavarı 2 -MinSung-
Fiksi Penggemar[⚠ İkinci Kitap ⚠] -Tamamlandı- Han Jisung tüm dünyanın gözünde ölüydü. Onun yerine Yang Jeongin adında bir papaz olarak hayatına devam etmeye başlamıştı. Ama sırlar ancak kısa bir süre tutulabilirdi... ⚠Bu kitap, ağır dil ve +18 sahneler içermekte...