Herkese merhaba! Beşinci bölüm ile karşınızdayım. Oy, yorum ve destekleriniz için teşekkür ederim. Keyifli okumalar...
Bölüm Şarkısı: "MOONLIGHT ON THE DREAM WORLD " - Beautiful Emotional Piano Music (Part 2)
Neyi istemiştim bu hayatta en çok? Neyi beklemiştim? Ben hayattan bir şeyler isterken hayatta benden yaşamımın bedeli olacak şeyler istemişti. Zaman beni öylece hayatın kollarına bırakırken benden istediği büyük bir teslimiyetti. Bunca kötü giden şeylerin arasından sıyırdığım gücüme ne denli teslimiyet göstermeliydim? Hayattan neyi istediysem karşılığında benden hep bir şeyleri almıştı. Şimdi adalet ve hesaplaşma istiyorsam karşılığında ne bedel ödemeliydim?
Kendimden başka güveneceğim tek bir şey bile yokken neye dayanarak bu yola çıktığımı hala anlayabilmiş değildim. Eğer birisiyle bir işe adım atmışsan o kişiye güvenmeliydin. Peki ya ben Kamer'e güveniyor muydum? Kesinlikle hayır. Sinir uçlarıma dokunan davranışlarıyla beni bir bıçak gibi biliyor asilik damarımı iyiden iyiye kabartıyordu. Ama onun bu savaşta bilmediği bir şey vardı. Günü geldiğinde o bıçak gibi bilediği kişi onu öldürmek için yine ona dönecekti.
Düşüncelerime saplanıp kalmışken henüz otobüs durağına varmadığımı fark ederek etrafa bakındım. Yolumu kaybetmiş üstüne üstlük koca sokakta ben ve biraz ileride elinde içki şişesi tutan bir adam vardı. Günlük olay kotamı doldurduğumu düşünerek arkamı dönüp yürümeye başlamıştım ki aniden birisi kolumdan asıldı. Benden bir kafa boyu kadar uzun olan adama baktım. Ne zaman yanıma gelmişti? Üzerinden yayılan keskin içki kokusu midemi bulandırmaya yetmiş içimdeki panik beni harekete geçirmişti.
"Bırak beni! "Diye bağırıp kolumu asıldım. Şu an bir taksiye binip buradan defolup gitmediğim için kendimi ve şu adamı da dövmek istiyordum. Adam kolumu sertçe sıkıp beni daha çok kendine çekerken paniklemiş ve boşta kalan elimle çantamı kavrayıp kolumu tutan adamın başına sert bir darbe geçirmiştim. Adam neye uğradığını şaşırarak kısa bir an kolumu bıraktığında koşacağım sırada beni durdurmak için ayağıma çelme takıp beni yere düşürdü. Düşmenin sonucunda anlımı hızla zemine çarpmış dudaklarımın arasından büyük bir çığlık çıkmıştı.
Alnımdaki sızıyı düşünmeyerek yerden toparlanmaya çalıştım. Adam üzerime doğru eğilirken panikle çantamı alıp içinden gözüne sıkabilmek için deodorantımı aldım. Şu an tek avantajım adamın sarhoşluğundan kaynaklı hareketlerini kontrol edememesiydi. Kolumu tutup beni sarhoşluğuna tezat bir sertlikle kendine çekerken suratına inen sert yumrukla çığlık attım. Adam yumruğun etkisiyle yere düşmüş yerden kalkmaya çalışıyordu. Telaşla yanlarına gittiğimde bana döndü.
"Sana zarar verdi mi? "Anın hararetiyle bağırarak konuştuğunda Kamer'i kolundan tutup çekmeye çalıştım. Kamer kolunu elimden kolayca kurtarıp toparlanmaya çalışan adama dönüp bir yumruk daha attı. Burada daha fazla durmak istemediğimden Kamer'in koluna yapışıp onu kendime doğru çekmeye çalıştım.
"Hadi gidelim lütfen "dedim boğuk bir sesle. Adamın suratına son bir yumruk geçirip bana baktığında daha çok katlandığına emin olduğum öfkesiyle beni kolumdan tuttuğu gibi sürüklemeye başladı. Ben daha ne olduğunu anlayamadan arabanın kilidini açtı ve beni kabaca koltuğa oturttu. Kendisi de sürücü koltuğuna geçip kapıyı kırarcasına kapattı. Arabayı çalıştırdığı gibi gazı köklediğinde tekerlekler sokakta tiz bir ses çıkarırken sağ elini gür olan saçlarının arasından geçirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YORGUN
Teen Fiction"Seni uyardım! "Dişlerini sıkarak konuştuğunda onu ilk gördüğüm anda ki öfkesiyle yüz yüze geldim "şimdi buradan gidiyorsun! "Bir elini kolumdan çekerken diğer eli tutuşunu sıklaştırmış cevap vermemi beklemeden beni peşinden sürüklemişti. Birlikte i...