Herkese merhaba! Söz verdiğim gibi on ikinci bölüm ile karşınızdayım! Bu bölümü YORGUN ' u her haliyle okuyup kabul eden en başından bu zamana kadar benden oy, yorum ve özellikle desteğini hiç ama esirgemeyen Huzurcz canım değerli okurum, destekçime ithaf ediyor ve çokça teşekkür ediyorum. Sizlere de oy, yorum ve destekleriniz için çok teşekkür ederim. Keyifli okumalar diliyorum...
Bölüm Şarkısı: A Grave Conversation - Dark music
Kulaklarımı sağır eden acı keşkelerimin en derinine ulaşıyordu. Keşke... Bir pişmanlık belirtisi ve bir beklentiden ibaretti. Keşkelerim sayamayacağım kadar çoğalmış yaşama tutunmak ile pes etmek arasında beni sıkıştırmıştı. Sorular dimağıma bir sarkaç gibi vuruyordu. Ben bu yaşamın ne tarafında yanıldım? Zamanın içimde öldürdüğü ümitlerim büyük bir öfkeyle beni izliyordu. Bir zamanlar var olan ümitlerim için üzüldüm...
Ölecek kadar çok üzüldüm ama hiç ölmedim. Gözlerim büyük bir yanmayla sızlarken katlanılması güç bir baş ağrısıyla gözlerimi zorlukla araladım. Bileklerimi çepeçevre sarmış kalın ipe gözlerim takılırken panikle çırpınarak konuşmaya çalıştım. Ağzıma bağlanmış ip konuşmamı imkansız kılarken anlamsız mırıltılarım dudaklarımın arasından iniltiye benzer bir sese dönüp döküldü.
"Sonunda kendinize geldiniz! "Karşımdaki adama döndüğümde kaşlarımı çatarak ona baktım. Bayıltıldıktan sonra bir minibüsün içerisinde üç adamla birlikte yolculuğa gözlerimi aralamak beklediğim en son şey olduğu bile söylenemezdi. Siyah takım elbisesinin ceketini hafifçe sıyırarak silahını görmemi sağladı. Panik beni ele geçirirken korkuyla kontrolsüz bir şekilde göğsümü şişirecek kadar derin bir nefes aldım. Silahı gördüğümden emin olduğunda ceketini düzeltirken bakışlarımı üç adamda gezdirdim.
"Patron sizinle konuşmak istiyor "yanımdaki adamın sesiyle kendimi kontrol edemeyerek sert bir hareketle ona döndüm "yolculuk boyunca size eşlik edeceğiz. Bize ayak uydurursanız canınızı yakmak durumunda kalmayız "kibar tavrıyla maskelediği tehdidi bana ulaştığında parmaklarını uzatıp ağzımın üzerindeki bezi boynuma indirdi "bağırmanız dahilinde size zarar vermek durumundayım "kendinden emin bir şekilde arkasına yaslandığında bende sertçe yutkunup arkama yaslandım.
Karşımda, sağımda ve solumda oturmakta olan üç tane ızbandut gibi adam varken kendimi kurtarmaya ilişkin yaptığım her girişim benim zararıma olmakla beraber aptallığımı tescillemekten başka bir halta yaramayacaktı. Gözlerimi yumup derin nefesler alarak metanetimi korumaya ve beni panikletecek dereceye gelen kontrolsüz korkumu bastırmaya çalıştım. Bu adamlar ve patron dedikleri şahıs kimdi hiçbir fikrim yoktu. Benden ne istediklerini bilmemekle beraber Kamer'e de nasıl ulaşabileceğimi bilmiyordum. Yol büyük bir sessizlik eşliğinde devam ederken içimde başıma neler gelebileceğinin tahminlerini yapıyor tahminlerim ise beni daha fazla germekten başka bir işe yaramıyordu.
Ne kadar süre geçtiğini tahmin edemezken minibüs durduğunda iki adam önden inmiş geride kalan adam ise beni kolumdan tuttuğunda birlikte minibüsten aşağı inmiştik. Harabeden farksız her an yıkıldı yıkılacak gibi duran depodan içeri girdimizde baskın olan küf kokusu ciğerlerime dolarken beni bir öksürük krizinin eşiğine getirmişti. Yanımdaki adam beni deponun içindeki eskimiş sandalyeye oturttuğunda hafızama kazımak istercesine etrafa dikkatle baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YORGUN
Teen Fiction"Seni uyardım! "Dişlerini sıkarak konuştuğunda onu ilk gördüğüm anda ki öfkesiyle yüz yüze geldim "şimdi buradan gidiyorsun! "Bir elini kolumdan çekerken diğer eli tutuşunu sıklaştırmış cevap vermemi beklemeden beni peşinden sürüklemişti. Birlikte i...