22.BÖLÜM - DİLHUN

907 254 653
                                    

Herkese merhaba! Yirmi ikinci bölümle karşınızdayım. Ülkemizin yaşadığı deprem felaketi hepimizin yüreklerinde geçmeyecek bir acı olarak kaldı. Vefat edenlere Allah rahmet yaralılara şifa geride kalanlara sabır diliyorum. Geçmiş olsun TÜRKİYE'M. Umarım ülkemiz bu zor zamanları bir an önce atlatır. Dualarım her daim sizinle. AFAD, Kızılay ve adını yazamadığım kalan bütün güvenilir kurumlardan desteklerimize devam edelim. Bölümü bir nebze olsun bu zor günlerden uzaklaşmak isteyen herkese ithaf ediyorum. Hepinize teşekkür ederim. İyi okumalar...

Bölüm Şarkısı: Hiçkimse & Serhat Erdem - Sessiz Çığlıklar

Bütün uğultular kulağımda... Rüzgârın esintisi, yağmurun sesi, akarsuyun şırıltısı, acıların çığlığı... Rüzgâr okşuyor yavaşça yüreğimdeki hüznü, çığlık çığlığa kalmış acılarımın üzerine basıyor dökülmeye yüz tutmuş mutluluklarım hoyratça gidiyordu benden sanki hiç gelmemiş gibi. Dimağımda bir ağu kalıyor şimdi sürekli sayıkladığım. Kanıma karışıp kalbimdeki süveydayı git gide büyütüyor. Bakıyorum ardıma, yok olan hayatıma. Çürütüyor benliğimi bütün yaşamın yanılgısı. Heyecanım gönlümü bir mengene gibi sıkıştırırken hayatın kaynayan yanını absorbe etmeye çalışıyorum. 


Ağaç dallarının akarsuya dalışını, rüzgârın naif bir şekilde yaprakları okşayışını görüyorum. Göğsümde konaklayan ağırlık kaldıramıyor hayatın yenilgisini. Gözlerimde peyda olmuş yaşları öteliyor yüreğime yerleşen ıstırabı bastırmaya çalışıyorum. Dün, bugün, yarın... Yaşım kaç olursa olsun bayağı geçen hayata oturup ağlayacağım. Boş caddelere bakıp yalnızlığımla dolduracağım. Terk edilmiş banklara hiç olan benliğimle mesken kuracağım. Yaka paça atıldım bulunduğum diyardan. Kendimden bile uzaklaştım. Kalbimin ortasında bir sancı bütün hayatıma ağlayamadığım. Şimdi neredeyim bilmiyorum. Anıların altında mı kaldım yoksa acıların mı?


"Yine kahvaltı yapmadan mı gideceksin? "İşittiğim sesle boy aynasının karşısında üzerime giydiğim bej rengi dizlerimin üzerinde biten balıkçı yaka örme kazak elbisem ve dizlerimin altında biten elbiseyle aynı renk olan süet çizmelerime bakmayı bırakıp kapıya döndüm.

"Yalnızız "ona doğru bir adım atıp makyaj masasının üzerinde duran çantamı elime aldım "umurundaymış gibi davranmanı gerektirecek kimse yok. Kendin olabilirsin "umursamaz bir şekilde konuştuğumda gözlerine bakmadan bakışlarımı kapıdan çekip odadan çıktım. Aşağı kata inip oyalanmadan montumu giydiğimde kapıdan çıkacakken o da bana yetişip benimle birlikte dışarı çıktı. 


Kokusu içime dolarken derin bir nefes almamak için kendimi güçlükle tuttuğum esnada hızla bahçe kapısına yöneldim. Uzaklaşmam gerekiyordu. Sınırları çiğneyip ona ulaşmak için yeni yollar yapan Karaca olmaktan vazgeçmiş aramızdaki mesafeyi korumaya karar vermiştim. Onun etkisi altına giremezdim. İçimde ona karşı çetin bir savaş verdiğim sırada kolumdan tutarak beni kendine çevirdi. Kaşlarımı çatarak ona baktığımda kolumu bırakmadan elime uzanıp avucumu açtı. Boştaki elini cebine götürüp bir anahtar çıkarttı ve avucumun içine koydu.


"Madem özel şoförü ve korumaları kabul etmiyorsun "parmaklarımı avucumun içine doğru kıvırdı "artık senindir. Ne koruma ne şoför hiç birisi olmayacak kendin kullanacaksın "kuzguni gözleri kahvelerime beklentiyle değdiği an bakışlarımı kaçırdım. Üç gün önce bana bütün umutlarımı yaktıran adamın gözlerine gözlerimden bile belli olabileceğine emin olduğum aşkla ve sevgiyle bakamazdım. 

YORGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin