"Seni daha önce bulamadığım için üzgünüm"
Hürkan duyduğu sesle başını kaldırdığında diğerleri ona izin vermek amaçlı geri çekildi. Ömer kapının ardında besbelli dikilirken onun hayal olduğunu düşünmekten başka bir gelmedi elinden. Sadece, dün geceden beri garip bir şekilde hayalini görmüyordu.
Diğerlerine belli etmemek amaçlı kafasını geri indirirken tekrar onun sesini duydu.
"Yüzüme bakmayacak mısın?"
İstediğini yapmaya kadar verdi birden. Onun uzamış soluk saçlarına ve pembe dudaklarına baktı. Her gün göründüğünden daha harikaydı. Gülüyordu. Garip olan şey genelde gülmezdi. Genelde ona aşağılık laflar söyleyip tiksintiyle bakardı.
Onu gülerken görmek çok güzeldi Hürkan için. Hayali bile olsa.
Kendi kırmızı gözlerini onunkilere odaklarken yine aynı cümleleri bekliyordu. Yine de Ömer, hüzünle bakmaya devam etti ve ona doğru bir adım attı. Çıkan ses fazla olmasa da sessiz odada yankılanırken ekibin başı oraya doğru çevrildi. Hürkan eski günleri hatırlayıp bahane bulmak üzereyken aklına onun bir hayal olduğu geldi. O ses çıkaramazdı, dünyada bir varlığı yoktu.
Adım sesleri duyuluyordu. Botlarının çıkardığı ses fayans zemine çarpıyordu.
Ömer ellerini iki yana açtı.
"İşte ceset karşında duruyor"
Emre korkuyla ayağa sıçrarken bunun bir hayal olması için dua etti sadece.
"Eve hırsız girmiş lan!"
Eli istemsiz içgüdüyle Emre'nin kolunu kavradı. Varlığından emin olmasa da Ömer, hala bütün kötülüklerden korumak istediği kişiydi. Arkadaşının onun üstüne yürümesine izin vermedi. Gözleri hala üzerindeyken, Ömer kısa bir süreliğine arkasına baktı ve kendinden bahsedildiğini anlayınca ellerini havaya kaldırdı.
"Ben hırsız değilim, Hürkan anlat onlara"
Hürkan, öldüğünü bildiği sevgilisinin aylar sonra dudaklarından kendi ismini duymuştu.
Kıvırcık saçlı genç kaşlarını çattı ve ellerini yavaş yavaş indirdi.
"Onlar beni görebiliyorlar, hayır, nasıl?"
Hala yerde olan Kaan ve Mert de ayağa fırladığında kendisi de bunu yapmak zorundaymış gibi hissetti Hürkan. Yavaşça sandalyeden kalkarken Kaan'dan destek aldı.
Her şey, herkes açısından o kadar anlamsızdı ki! Bir an arkadaşlarının da kafayı yediğini düşündü ve yalnız olmadığı fikrine sevinemezken sırtından aşağı doğru bir soğukluk geçti. Mutfak gözünde dönmeye başlarken titredi ve bir anda masaya yığıldı. Ahşap masanın kenarından Ömer'in kendisine doğru yaklaştığı gördüğü son şeydi.
...
Ömer için Hürkan'ı gördüğü ilk an yaptığı ilk şey şükretmek olmuştu. Genç adamın cebindeki ilaçları içmeyi planladığını hala hatırlıyordu.
Onu besbelli yıkılmış halde daha fazla görmeye dayanamazken varlığını belli etmek amaçlı hafifçe öksürdü.
"Seni daha önce bulamadığım için üzgünüm" dedi hüzünle. Alacağı tepki onu korkuturken Hürkan duyduğu ilk an başını kaldırdı. Bir süre kendisini incelerken heyecandan ölebileceğini hissedebiliyordu Ömer. Sonra hiç beklemediği bir şekilde genç adam başını geri indirdi.
"Yüzüme bakmayacak mısın" dedi hayal kırıklığı ile. Sesinin duyulduğundan emindi. Onun sevdiği adam asla böyle yapmazdı.
Hürkan tekrardan başını kaldırdığında Ömer ona bir gülümseme sundu. Yanında olan arkadaşlarını umursamadan ona sarılmak istiyordu sadece. Haftalardır ona ulaşmaya çalıştığını, artık bu eziyetin sona ereceğini fısıldamak istedi kulağına. Yanağını okşayıp doğal kokusunu içine çekmeyi istedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
invisible #2 | porgola
Fanfiction"Bazen aralarında bir tür aile ilişkisi olduğunu düşünüyordu çünkü küçüklüğünden beri ihtiyacı olan korumayı ve sıcaklığı Hürkan'da buluyordu." . Kitap İnvisible'ın devamı niteliğinde. Final gayet iyiydi, aklımda öyle kalsın diyorsanız lütfen okumay...