olm ne ara 21'e geldik lan
.
02.00
"Rachel Bilson ve Hayden Christensen ayrılmış lan"
Hürkan uzandığı yataktan ona bir bakış attı.
"Ömer onlar 5 yıl önce ayrıldı"
"Ne!? Benim niye haberim yok. Ayrıca bu dergi hangi yıldan kalma?"
"Adamlar sana niye haber versin yakınları mısın amk?"
Ömer derginin kapağına dönüp üstte yazan tarihe baktığında 2017 yılıyla karşılaştı. Dergiyi koridordaki masanın üzerinde bulmuştu ve okumak için gizlice kaçırmıştı ama zaten bu başından beri iyi bir fikir değildi.
"Ormanın ortasındaki otelin dergisinden ne bekliyorsam artık"
Hürkan ayaklarını yataktan sarkıtıp şüpheyle öne doğru değildi. Duş aldıktan sonra yatağa geçmiş, üstündeki bornozuyla öylece uzanmıştı. Tekrar giyeceği şeyin takım elbise olduğunu düşününce gayet mantıklı geliyordu.
"Sen onları nerden tanıyorsun bu arada. O yıllarda hayatsız herifin teki olduğunu söylemiştin?"
"Ben ileri düzeyde Star Wars hayranıydım. Bu adam da ikinci filmde oynuyordu"
"Vay be, bana hiç böyle bir hobin olduğunu söylememiştin. Beraber izlerdik"
"Amaaan yaşım geçti artık eskilerde kaldı o işler"
"Ömer daha 26 yaşındasın abartma istersen. Unutturma izleriz bi ara, güzel olur"
"Tamam be, çok ısrar ettin"
Genç adam göz devirip tekrar yatağa uzandı. Arabada gayet uzun bir süre boyunca uyudukları için ikisinin de uykusu gelmiyordu. Odada ise örümcek ağı kaplamış tavanı izlemekten ve 2017 yılından kalmış bir dergiyi okumaktan başka bir şey yapamazlardı.
Şimdi de otelin bilgi kataloğuna geçmiş olan Ömer ortaya bir fikir atana kadar her şey çok sıkıcı ilerliyordu.
"Bak ne diyorum, burada yazana göre üçüncü katta otelin barı varmış. Restoran gibi bir kısım ama acıkmadığımı söyleyemeyeceğim. Hem zaman da geçirmiş oluruz. Sabaha da gideriz zaten"
Hürkan telefonuna uzanıp saate baktı.
"Saat gecenin ikisi, açık olduğunu hiç sanmıyorum. Hele böyle bir otelde"
"Denemekten zarar gelmez"
Genç adam bir süre düşündükten sonra yataktan kalktı ve Ömer'i sürükleyerek kapıya çıkardı.
"Dışarıda bekle, üzerimi giyinip geliyorum"
.
02.15
"Saçlarını tam kurutmamışsın. Hasta olursun böyle"
Ömer ellerini saçlarına attığında Hürkan bir kaç saniye gözlerini kapatıp yorgunluğun onu ele geçirmesine izin verdi. Bir kaç saniyelik bir temas bile ona gökyüzünde uçuyormuş hissi veriyordu. Ayrı kaldıkları onca zamandan sonra Ömer'in varlığını her hücresinde hissetmek istiyordu.
"Kurur şimdi merak etme"
Üst kat sadece büyük bir odadan oluşuyordu. Kırmızı halı kaplamalar her yeri sarmışken altın rengi masa ve sandalyeler etrafa rastgele yerleştirilmişti.
Hürkan "Otelin siyasi görüşü var" diye fısıldadığında Ömer arkasından gelirken kıkırdadı ve onun oturması için bir sandalye çekti.
Masada çok eski yıllardan kalmış gibi görünen bir menü vardı. Hürkan göz atmak için eline aldığında kapağı anında yere düştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
invisible #2 | porgola
Fanfiction"Bazen aralarında bir tür aile ilişkisi olduğunu düşünüyordu çünkü küçüklüğünden beri ihtiyacı olan korumayı ve sıcaklığı Hürkan'da buluyordu." . Kitap İnvisible'ın devamı niteliğinde. Final gayet iyiydi, aklımda öyle kalsın diyorsanız lütfen okumay...