04.00
Yatağın pek rahat olduğu söylenemezdi.
Ömer bir kaç dakika boyunca tavanı izlerken usulca yan tarafına dönüp uykuya dalmaya çalışan sevgilisinde gözlerini gezdirdi. Her ihtimale karşı açık bıraktıkları masa lambasının ışığında o kadar hoş görünüyordu ki. Beyaz çarşafın üzerine dağılan saçlarına biraz daha yakın durmak için kafasını yakınlaştırdı. Gözlerini onun yeni çıkmış sakallarında gezdirdi ve daha sonra hafif açık duran dudaklarına yöneldi. Keskin çene hatları ışıkla beraber gölgelenmişti.
Hürkan izlendiğini hissettiğinde gözlerini açtı ve Ömer'in gözlerine bakarken uzun bir süre öylece durmaya devam etti. Sessizliği koruyamazlarsa aralarındaki garip çekimin son bulacağını düşünüyorlardı sanki.
"Bazen sadece saatlerce öylece durup güzelliğine bakmak istiyorum" diye fısıldadı. Hürkan utanarak bakışlarını kaçırdı ve kıkırdadı.
Ömer kendini biraz daha ona doğru yakınlaştırarak dudaklarına yöneldi. Genç adam onun bu isteğini anlayarak kafasını yataktan kaldırdı ve boynunu bükerek sevdiği adama izin verdi. Kaçınılmaz olarak dudakları birleştiğinde ikisi de vücutlarının bütünleştiğini hissetti. Kalpleri birbiriyle aynı hızda atıyor, daha önce davrandıklarından daha hırslı hareket ediyorlardı.
Hürkan kendini dengede tutabilmek için Ömer'in beyaz gömleğinin yakasından tutundu. Çıplak göğsüne temas eden parmakları içindeki alevi daha da arttırıyordu.
Aniden aşağı kattan gelen çığlık sesiyle ayrıldıklarında Hürkan Ömer'den destek alarak doğruldu. Aralarındaki sessizlik kısa sürdü.
"O neydi lan?!"
Bağırış hala devam ederken Hürkan yataktan atladı ve pencereye doğru geriledi. Ömer onun bu korkusunu saçma bulsa da hemen yanına geçti. Pencereyi açıp zemine olan yüksekliğini ölçtü.
"Hürkan, eğer aşağıda bir seri katil varsa ve sonraki durağı bizim odamız ise, pencereden atlamak zorunda kalabiliriz"
Hürkan bu cümlelerle yeterince gergin değilmiş gibi daha da gerildi.
"Saçmalama Ömer dur bi"
Odanın etrafında dönerek düşünürken aniden kapıya doğru koştu ve kilitledi. Ardından yere çöküp Ömer'e sessiz olmasını işaret etti ve kulağını kapıya dayayıp aşağıyı dinlemeye başladı. Yüksek sesli çığlık hala devam ediyordu.
Hürkan oturduğu yerden Ömer'e bakıp kafasını salladı.
"Bu böyle olmayacak, aşağıya inip bakmamız gerek"
"Bende gelim mi?"
"Gel tabi kendi başıma mı gideyim?"
Ömer cesaretini topladı ve kapıyı açıp dışarı çıktıklar. Koridor gayet sakin duruyordu. Merdivenlere doğru yönelip aşağı inerlerken Hürkan bu konunun kendileri dışında kimsenin dikkatini çekmediğini fark etti.
"Bizden başka kimse yok"
"Seri katil herkesi öldürdü galiba"
Hürkan kolunu kaldırıp Ömer'in kafasına sertçe geçirdi. Ardından elinden tutup usulca merdivenleri inerken peşinden sürükledi.
Alt kat gayet normal durumdaydı. Işıklar kapalıydı. Masasının başında olan resepsiyonistin yüzünde parlayan ışıklar sesin kaynağını açıklıyordu. Müşterilerini görünce önündeki bilgisayar ekranını kapattı ve girişin ışıklarını açtı. Hürkan bu noktada Ömer'i arkada bıraktı ve gözleri seğirirken kendini adamın karşısında buldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
invisible #2 | porgola
Fanfiction"Bazen aralarında bir tür aile ilişkisi olduğunu düşünüyordu çünkü küçüklüğünden beri ihtiyacı olan korumayı ve sıcaklığı Hürkan'da buluyordu." . Kitap İnvisible'ın devamı niteliğinde. Final gayet iyiydi, aklımda öyle kalsın diyorsanız lütfen okumay...