Hürkan Ömer'in'in kolunu kaldırıp kendi omzuna attığında onu dikkatlice yürütmeye başladı. Kaan ve Emre önde yürüyerek kollarını kaldırıp yolu açıyorlardı.
"Gel şöyle yavaş"
"Headshot yemişim muamelesi yapmasanız mı?"
"Son anda geri çekilmeseydin o da olacaktı" diye şikayet etti Kaan. Acil servise girdiklerinde Hürkan Ömer'i bulduğu ilk boş yatağa yönlendirdi. Bir anda hepsi sessizleşip ortalıkta dolanan Emre'yi izledi. Kısa saçlı sonunda bulduğu ilk hemşirenin kolundan tutup onu arkadaşlarının yanına yönlendirdi.
"Omzunda bir kurşun var"
Yatağın önündeki perdeyi çeken hemşire bir süre yatağa baktı. Kısa küt saçları her hareketinde havalanıyordu.
"Hasta nerede?"
"Siktir, bir sorunumuz var"
Hürkan Ömer'i kaldırmak istese de havayı tutmanın garip görüneceğini bildiği için yanında oturmaya devam etti. Diğerlerinin sorunu çözeceğine güveniyordu.
"Bize başka bir hemşire bakabilir mi?"
"Beyfendi gördüğünüz üzere acil dolu, yakınlarda bir trafik kazası oldu. Ben bakmak zorundayım. Hasta nerede?"
Emre gereksiz yere drama yapıp dik tuttuğu başıyla konuşurken Ömer Hürkan'ı, tişörtünün ucundan tutup kendine çekti.
"Emre'nin beni böyle savunacağını düşünmezdim"
Hürkan dargın da olsa küçük bir kahkaha atıp önüne döndü. Ömer onun kahkahasını duymadığı bir kaç saat boyunca özlediğini fark etti. Sevdiği adamı hep mutlu görmek isterken canını sıkacak hareketler yapması içinde iğrenç bir suçluluk hissi bıraktı.
"Güvenlik çağırıyorum. Hasta hakları diye bir şey var burada"
Kız bir süre Emre'nin gözlerine baktıktan sonra geri çekilip başka bir sedyeye adımladı.
"Başka birini bulacağım, bekleyin"
Emre gururla ellerini çırpıp tekrar arkasına döndü.
"Ben şimdi hallettim ama gelen kişi de görmezse sıçtık"
Kaan dudağını ısırıp tırnaklarını sedyenin kenarlarına vurdu.
"Tamam, başka hastaneye geçeriz"
Ömer itiraz etmek için ağzını açtığında gelen başka hemşireyle kafasını tekrar yastığa bıraktı. Kız eldivenlerini giyip sedyenin yanına geçti.
"Şikayetiniz nedir?"
Ortamda derin nefesler duyuldu.
"Şükür görebiliyormuş"
"Bu an gerçekten yaşanıyor mu?"
"Omzundan vuruldu"
Hemşire Hürkan'ı yerinden kaldırıp Ömer'in tişörtünü sıyırdı. Genç adam arka tarafta kalan yarayı gördüğünde yüzünü buruşturdu. Herhangi bir yara alması onu öldürüyordu.
"Kurşun içeride değil. Basit bir dikiş atmamız gerekiyor. Nasıl hissediyorsunuz?"
"Biraz gözüm kararıyor. Kafamı düzgün tutamıyorum"
"Kan kaybından dolayı, serum takviyesi yapmamız gerek"
Damar yolu açılırken Ömer bakmayı reddedip perdenin önünde duran sevgilisinde gözlerini gezdirdi. Hürkan ise üstündeki bakışları fark ettiğinde olabilecek en güven verici şekilde gülümsedi. Birbirlerinin bakışlarında dinlenirlerken Ömer'in ağrı kesiciye ihtiyacı yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
invisible #2 | porgola
Fanfiction"Bazen aralarında bir tür aile ilişkisi olduğunu düşünüyordu çünkü küçüklüğünden beri ihtiyacı olan korumayı ve sıcaklığı Hürkan'da buluyordu." . Kitap İnvisible'ın devamı niteliğinde. Final gayet iyiydi, aklımda öyle kalsın diyorsanız lütfen okumay...