"Tamam uzatma, çıktık işte yola"
Hürkan'ın en az yarım saat boyunca eli kapı kolundayken avukatla ayaküstü sohbet ettikten sonra kendini affettirmek için sarfettiği onca cümlenin Ömer'in üzerinde hiç bir etkisi olmuyordu. Ona defalarca artık gitmelerini, yoksa yeni bir yağmura yakalanacaklarını delici bakışlarıyla açıklamıştı. Şimdi ise üstündeki tüm sorumluluk kalkmış halde camdan dışarıyı izliyordu. Üzerinde, oldukça rahatsız ve ona bol gelen takım elbise de olsa o evden çıkmanın mutluluğu tarif edilemezdi.
"Hava hala fena bulutlu bu arada" diyerek camdan başını çıkardı Hürkan. Kendi kendine konuştuğunu ve Ömer'in dakikalar önce onu dinlemeyi bıraktığını fark ettiğinde cümleleri başka konuları içermeye başlamıştı.
"Daha önce çıksaydık-"
"Belki de bir yerde durup konaklamalıyız? Çünkü bu yağmurda sürebileceğimi düşünmüyorum"
Ömer kaşlarını çatıp elini camdan dışarı çıkardı. Yağmur çiseliyordu ve önlerindeki uzun yolun üzerindeki hava tabakası şiddetli bir yağış olacağını adeta haykırıyordu. Bu kadarını beklemediğini kabul etmek zorunda kaldı.
"Olur, benim için uygun"
Hürkan kafasını sallayıp rotayı belirlerken Ömer tekrar dışarıyı izlemeye başladı. Uzun süre evde takılı kaldıktan sonra sevdiği adamla bir yerlere gitmek hoşuna gidiyordu.
Konuma göre yarım saat sonra ana yolda bulunan bir otele çıkacaklarını düşünürlerken arabanın egzozundan sesler gelmeye başladı. İlk önce ikisi de sanki olacakları bilmiyormuş gibi takmamaya devam ettiler. Araba yavaşlamaya başladığında Hürkan sanki düzeltebilecekmiş gibi gaza yüklendi. Aniden durduklarında ise genç adamın yüzündeki gergin gülümseme anında yok oldu.
"Ya korku filminde miyiz amına koyim!?"
Hürkan öfkeyle bağırıp küçük bir hamleyle takımının üstüne giydiği kapşonunu başına çekti. Kapıyı sert bir hamleyle çarpıp dışarı çıkarken Ömer mırıldandı ve arkasından arabadan indi. "Bu tepkiyi verdiğin için benim sevgilimsin"
Hürkan kaputu açmış ve bir kolunu yukarı yaslamış şekilde aküye bakarken üstündeki takım elbiseyle oldukça komik görünüyordu. Çatık kaşları neredeyse hiç bir anlamadığını gayet iyi açıklıyordu.
Ömer yanına yaklaşarak alaycı ses tonunu takındı.
"Yalnız sesin egzoz borusundan geldiğini duydum da, neden kaputa bakıyorsun?"
"Ömer oradan araba hakkında çok bilgili birine mi benziyorum hayatım?"
Ömer, Hürkan'ın ses tonu bu denli sinirli çıkarken ve tek gözü seğirirken onu daha fazla sinirlendirecek olan içindeki istediği söylememesi gerektiğini biliyordu. Yine de duramadı ve gayet rahat bir tavırla konuştu.
"Çay içelim mi ya?"
.
"Iğhahhğ"
Genç adamın kendi kendine haykırmaları Ömer'e artık çok normal gelmeye başladığı için sesini çıkarmadan çayını yudumlamaya devam etti. Termostaki sıcak çay belki de ortamı dramatize eden tek şeydi.
Hürkan cüzdanını karıştırmaya devam ederken yere düşen kart Ömer'in dikkatini çekti. Eğilip parmaklarının arasına aldığında arabanın hafif ışığı altında incelemeye başladı.
"Derin masaj salonu mu?"
Kartın üstünde hayli mutlu görünen kadının çaprazına konulmuş numarayı inceledi. Hürkan'ın rehberini gözünün önüne götürmeye çalıştı ama genç adam kartı elinden çekip aldı. Ömer hırıltılı şekilde kahkaha attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
invisible #2 | porgola
Fanfiction"Bazen aralarında bir tür aile ilişkisi olduğunu düşünüyordu çünkü küçüklüğünden beri ihtiyacı olan korumayı ve sıcaklığı Hürkan'da buluyordu." . Kitap İnvisible'ın devamı niteliğinde. Final gayet iyiydi, aklımda öyle kalsın diyorsanız lütfen okumay...