Hürkan uyandığında yeni yatağında olmaktan çok memnundu. Uzunca gerinmişti ve tekrar uykuya hazırlanırken çoktan uyanmış olan Ömer bağırarak ona aç olduğunu söylemişti.
"Her yeni eve taşındığımızda karşılıklı sandviç yemek şart oldu" diye mırıldandı Hürkan. Dizlerinin üstünde duran tabaktan kahvaltısını yaparken pijamalarını değiştirmeye vakit bile bulamamıştı.
"Yılbaşı demişken-" diyerek başından beri onu dinlemeyen Ömer söze girdi. Pencerenin önündeki boş alana bakıyordu.
"Ben yılbaşı demedim"
Kıvırcık saçlı genç hiç tereddüt etmeden devam etti.
"Yılbaşı sezonu için şu köşeye bir ağaç koysak çok iyi olmaz mı?"
Hürkan çatalıyla tabağını karıştırırken alçak sesle mırıldandı.
"Evet, çok iyi olur. Bunun için bir ara alışverişe çıkmamız gerek. Evde yiyecek pek bir şey de yok"
"Bugün gidebiliriz?"
"Kafeye gitmem gerek. Çalışanlar isyan ediyor. Başlarında biri olmayınca kimsesiz gibi hissediyorlarmış"
Ömer göz devirip tabağını masaya bıraktı.
"Madem evde malzeme yok. Akşam yemeğini dışarıda yiyelim mi?"
"Kulağa harika geliyor, ne zamandır baş başa vakit geçirmiyoruz."
Hürkan bir süre gözlerine bakıp başını ona doğru yaklaştırdı. Ömer de ileri atıldığında dudaklarını birleştirdiler. Genç adam ayrıldığında elini onun yanağına koydu ve alnını yasladı.
"Beni arabayla işe bırakmaya ne dersin?"
"Eğer kıyafetlerini ben seçersem olur"
.
"Takım elbise mi?!"
"Akşamki yemek için lazım olacak. Kafede üzerini değiştiremezsin"
"Kısa zaman önce arkadaşımın düğününe bile eşofmanla gittik. Şimdi neden takım giyiyoruz?"
Bu noktada yatakta oturan Ömer ayağa kalkıp dolabın önüne geçti ve Hürkan'ın elini avucu arasına aldı.
"Özel olmasını istiyorum. Döndüğümden beri en çok acıyı sen yaşadın. Sadece ikimizin olduğu bir yemek ikimize de iyi gelecek. Anlıyorsun değil mi?"
"İtiraz etmeyeceğim"
Elini kurtarıp sevdiği adama sarıldı.
"Seni çok seviyorum"
"Benim kadar sevemezsin"
Hürkan küçük bir kahkaha attığında Ömer belindeki tutuşunu daha da sıklaştırarak çenesini onun omzuna koydu. Kalp atışlarını duyarken güvenli olan tek yer burasıymış gibi geliyordu. Açık pencereden gökyüzüne baktı ve sahip olduğu her şey için minnet duydu. Hayatında başka hiç bir şeye ihtiyacı yoktu.
"Artık gitmem gerek"
Ömer geri çekilip dolaptan aldığı takımı yatağa bırakırken ona biraz mahremiyet bırakmak için kapıyı kapatıp dışarı çıktı.
Ahşap merdivenlerin üzerine aşağı doğru uzanan bir kilim sermişlerdi. Hürkan dekorasyondan iyi anlıyordu. Aşağı indiğinde masaya yaslanıp Hürkan'ı beklemeye başladı. Onun için güzel bir şeyler planlamak istiyordu. Kafeye bıraktıktan sonra güzel bir restoran bulup randevu ayarlayacaktı.
Genç adam merdivenden indiğinde çok hoş görünüyordu. Avukattan arakladıkları takım üzerine tam oturmuştu. Ömer zor da olsa bakışlarını çekip onun arkasından kapıya doğru ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
invisible #2 | porgola
Fanfiction"Bazen aralarında bir tür aile ilişkisi olduğunu düşünüyordu çünkü küçüklüğünden beri ihtiyacı olan korumayı ve sıcaklığı Hürkan'da buluyordu." . Kitap İnvisible'ın devamı niteliğinde. Final gayet iyiydi, aklımda öyle kalsın diyorsanız lütfen okumay...