Yanlış anlaşılmaması için bölümün başında bir uyarı vermek istiyorum. Ömer'in nabzı, ikinci ölümünden sonra atmayı bıraktı. Daha önce yer verdim ama unutulmuş olma ihtimaline karşı tekrar duyuruyorum.
.
"Bu kulaklıklar senin Kaan. Madem arkada aksiyon müziği olmadan odaklanamıyorsun, planımız sırasında bunu takarsın"
"Hehehe"
Kaan hevesle kendisine sunulan Airpods'u alıp kılıfından çıkardı ve uzun saçlarını kulağının arkasına geçirerek kulaklığı taktı. Sanki müzik duyuyormuş gibi kafasını sallayıp değişik dans hareketleri sergilemeye başladığında ekip bakışlarını ondan çekip tekrar masanın üzerinde hakimiyet kurmuş Hürkan'a döndü.
Genç adam üzerine bir tişört geçirmişti ve kollarını masanın üzerine doğru tutup damarını ortaya çıkardığında, daire şeklindeki dövmesiyle beraber oldukça karizmatik duruyordu.
Ömer arada bir Emre'nin kolunu dürtüp Hürkan'ın duruşunu gösterirken, "benim sevgilim, kıskanın" diyerek onları kışkırtmasa çok daha iyi bir konuşma olabilirdi.
Kimse odaklanamasa da Hürkan devam etti.
"Masa başı adamımız ne yazık ki Kaan, yayıncı olduğu için teknolojiden anlıyor. Ama bu adama bir bilgisayar lazım"
Kaan onayladı.
"Bana bir bilgisayar lazım"
Emre öne doğru eğilip kaşlarını çattı.
"Ali teknoloji mağazasında çalışmıyor mu? Ondan istesek ya?"
"Çok iyi fikir. Kaan, Ali'yi arayıp istediğin bilgisayarı buraya getittir. Bu işi de hallettiğimize göre-" sevdiği adama doğru kafasını çevirip ona yöneldiğinde gözünün önündeki siyah saçları havalandı ve o kadar hoş bir görüntü oluştu ki Ömer geri kalanına fazla odaklanmadı.
"Dediğin şu adam.. neydi adı?"
Ömer artık tamamen başka evrendeyken mırıldandı.
"Adını söylemedi"
"Tamaam, sen bulursun ve ona ihtiyacımız olduğunu söyleyip buraya çağırırsın"
Az önce kulaklıkları çıkardığı çantasına tekrar yönelip bu sefer haritaya benzer uzun bir kağıt çıkarıp masaya, herkesin görebileceği şekilde serdi.
"Bu Emre'nin çatısında bekleyeceği binanın krokisi. Diğer taraftan polislerin geleceğini düşünüyoruz çünkü karakolun yolu o tarafta. Yine de yanılma ihtimalimiz olduğu için çatıdan ayrılıp polis arabasının peşine düşme olasılığını göze al Emre"
Emre başını salladı.
"Kısaca sen bu planda haberleşmemizi sağlıyorsun. Asla birbirimizden ayrı hareket etmeyelim. Polislerin geldiğini gördüğünde beni ara. Ömer'in bulduğu adama işaret vereceğim ve harekete geçecek. Ömer'in üzerinde telefon ya da kulaklık gibi cihazlar bulunmasını istemiyorum çünkü şüpheli duruma düşme ihtimali var. Her şeyden emin olarak harekete geçmemiz gerek. Bu yüzden plan boyunca Ömer'e yakın olup ona ben işaret vereceğim"
Herkes başını salladığında genç adam teker teker herkesin yüzüne baktı.
"Herhangi bir sorusu olan var mı?"
Kaan'ın gözleri masaya serilmiş krokiyi tararken dalgın bir şekilde parmağını kaldırdı. Hürkan'ın verdiği kulaklıklar hala kulağındaydı.
"Görgü tanıklarını ne yapacağız? Eğer insanlar etrafınızda toplanırsa her şeyin planlanmış olduğunu anlama ihtimalleri var"
"O konuda bize yardım edecek kişiler var"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
invisible #2 | porgola
Fanfiction"Bazen aralarında bir tür aile ilişkisi olduğunu düşünüyordu çünkü küçüklüğünden beri ihtiyacı olan korumayı ve sıcaklığı Hürkan'da buluyordu." . Kitap İnvisible'ın devamı niteliğinde. Final gayet iyiydi, aklımda öyle kalsın diyorsanız lütfen okumay...