9. Bölüm: Geçmişin İzleri

88 22 67
                                    

Günaydınlar ifenimm. İthaflara kaldığımız yerden devam edelim. Çocukluğumdan beri hep beni destekleyen kankam depresiforospu    gelsin.

Bölüm Şarkısı: Mavi Gri Alt Üst Olmuşum

Ömrümün en güzel yıllarında
Bi' deli kara sevdaya tutulmuşum
Haberin yok mu, zalim?
Ben, sen diye kalbimi mahvedip durmuşum

                                *****

~EFE'DEN

Doğum günü partisinden sonra herkes dağılmıştı. Eray'ı zorla eve götürebilmiştik. Şimdiyse sahilde oturmuş kendi kendime efkarlanıyordum.

Sahi ya kimdim ben?
Efe Karahan; hep başına buyruk, sinirli, hiç bir şeye tahammülü olmayan biri. Tabi sonunda da bi' boka yaramadığım için bu restoranın başına geçmiştim. Babam ısrar etmişti ama bende alışmıştım, güzel yerdi çocukluğum burada geçmişti zaten.

Aslında çocukluğum dediğime bakmayın benim çocukluğum Helin'in ve ailesinin taşınmasıyla bitmişti. Sonrası tam bir kabustu. Kendime hakim olamayacak kadar sinirli biri olmuştum, huysuzlaşmış, laftan anlamayan arsız bir çocuk olmuştum. Ataklar, krizler derken pedogoglarla geçen günlerim, haftada kaç kere gittiğimi hatırlamadığım terapilerim.

Bok gibi bir dönemdi. En azından gereksiz tepkiler vermeyi bırakmıştım. Bir nevi duygusuzlaşmıştım. Tek hissettiğim şey o minik kıza karşı duyduğum sevgiydi. Beni anlayan tek kişi kişiydi, sevdi, yaralarımı sardı, ne kadar git desemde gitmezdi.. gerçekten gittiğinde anladım bendeki yerini, değerini. Aptalmışım meğer.. o beni herkesten çok anlarken ben onu hiç anlayamamışım... En çokta bu koyuyor bana.

Onu asla suçlamadım hatta iyi ki o dönemde yanımda değildi anneme bile gerek sözlü gerek krizlerim esnasında zarar vermişken onu da incitmeyi kaldıramazdım. En kötü zamanlarımda bile bu sahile gelir sakinleşirim. Çocukken onu en son gördüğüm yer bu sahildi çünkü. Küçükken sahile vuran dalgaların onu bana getireceğine inanırdım, saatlerce denizi izlerdim, belki getirirdi inanmaktan zarar gelmezdi değil mi?

Mutluluğumuza şahit olan dalgalar kaç kez benim intihar fermanımı yazdı bilemezsiniz. Ben her gece bu sahilde öldüm... Sonuçta insan mutlu olduğu yerde ölmeli. Onunla olan anılarım çok güzel ama düşününcede bir o kadar üzücü çünkü zaman bizi çoktan terk etti.

Ben onun yokluğuyla sınandım zordu ama zaman bir şekilde yine bizi bir araya getirdi. Kimse kimseye sensiz yaşayamam dememeli bence çünkü bazen ruhun ölüyor, duyguların ölüyor ama yine de şu lanet olası beden dünya denen yerde sürünmek zorunda kalıyor...

Kendimden geçerim senden asla. Eğer benim en büyük sınavımsan söyle nasıl geçeyim senden?
Hayal kurmayı kendimden vazgeçtiğimde bıraktım ama şimdi o geldi ve ben yine hayallere dalıyorum. Parmaklarım saçlarına dolansa.. gözlerin gözlerime, gülüşün gülüşüme denk olsa... Hayaline bile içim gidiyor güzelim. Yanlışlıkla elinin elime değmesi bile kalbimin amına koyarken söyle nasıl dokunayım sana, öyle güzelsin ki dokunamıyorum, sanki her an kayıp gideceksin ellerimin arasından. Fısıltılarım geceye karıştı...

Vedaları hiç sevmem. Vedaların arkasında hep bir terk ediliş, yarım kalmışlık vardır. İçinde boşluk kalır o burukluğu sonuna kadar hissedersin. Dengen şaşar, alt üst olursun. Onun gidişiyle dengemi koruyamayıp yıkılmıştım en kötüsüde bir daha kalkamadım.
Yapboz parçaları gibi dağılmıştım.. kalbim onda, ruhum içimde ölmüş, bedenimse öylece yığılıp kalmıştı.

Sonra ne mi oldu? Unuttum, yani kendimi böyle kandırdım. Unutuyorum diyip her gece onun için içmem komikti.
Gün içerisinde aklıma geliyordu tamamda rüyalarıma bile girmeye başlamıştı. Onu unutayım derken daha da batmıştım bu boktan şeyin içine... Tek sorun bu da değildi. İçtim... Keş gibi içtim ama zihnimin en uyuşuk zamanında bile gitmiyordu gözümün önünden gülüşü, gözleri, saçları...

                               *****

Telefonuma uzandım ve o şarkıyı açtım. İnanmak istediğim ama yalan olduğunu bildiğim cümleler yankılanmaya başladı boş sahilde... Pinhâni-Beni Sen İnandır.

Çizdim kendi aklımca
Hayatın resmini
Bir şey bilmezdim aslında
Karıştırdım tüm renkleri
Hata yaptım tabii

Herkes başka bir şeyden
Kaçırmış kendini
Bazen yaşlı gözlerle
Kabullenmiş gerçekleri
Bazen memnun gibi...

Çok geç kaldığım halde
Solmuş resimlerde
Kaç yıl geçmiş
Hala güzel durur

Küçükken çok inanmıştım
Eğer çok istersen
Her şey mümkün
İnanmak zor değil

Hikayem senle başlardı
Senle devam etsin
Beni sen inandır...

Bende küçükken çok inanmıştım. Bazen sevmek ve inanmak yetmezdi...

Gecenin içinde bir tane ay varken biz milyarlarca olan yıldızları seçtik, aynı milyonlarca insan arasından birbirimizi seçmemiz gibi... Peki o şimdi başka bir yıldızı seçerse buna da yeter mi inanmak, onu da inandırabilir miyim?

Arkaya doğru uzandım, başımı yere koydum, yıldızları izlemeye başladım. "Yaşamayı bıraktım da seni bırakamadım. Yine de gözünden akan her damlada benden nefret et minik yıldızım." diye mırıldandım.

Hiç bir hedefim yok. Sadece yıllardır hissetmediğim huzuru hissediyorum artık, evimde gibiyim. Sanki hayatım boyunca otobüste uyuyakalmış, uyurken sürekli kabus görmüş, son durakta birisi beni uyandırmış gibi hissediyorum. Kabus bitti, kendi içimde verdiğim savaşlar sona erdi, her ölen yıldızda acaba o mu diye düşünmeme gerek kalmadı.

İki yıldız bir araya gelirse ölürler peki biz ölmeyi bile göze aldıysak. Bu büyük yıkımı sevgi engelleyebilir mi?

İşte bizim hikayemiz buydu. Aynı yıldız olarak düşünmedik hiç bir zaman birbirimizi. Biz iki yıldızın bir araya gelme çabasıydık, imkansızın içinde imkan aramaktı bizimkisi...

Başardım demek için değil sevdim diyebilmek için çıktım bu yola. Ben seni çok sevdim, seviyorum, sevmeyede devam edeceğim. Sen benim minik yıldızımsın karanlığıma ışık olan minik yıldız...

                              *****

~YAZAR'IN ANLATIMI

Efe bunları düşünürken bilmediği bir şey vardı. Sahilin öbür ucunda Helin duruyordu. Aynı gökyüzünde farklı yıldızları izlediler saatlerce. Birbirlerine uzaktılar aynı yıldızlarının hala kavuşamadığı gibi. Tam o sırada Efe gibi Helin'de bu geceye bir itiraf bıraktı...

"Pembeyi çok seven kız artık siyahlarda boğuluyor. Yıldızlar gecenin karanlığında ortaya çıkıyor çünkü."

O Efe'nin minik yıldızıydı... Efe'nin karanlığına ışık olan minik yıldız. Helin kendini feda ediyordu ama mutluydu çünkü onun hayali Efe'ydi..karanlıktı. Helin karanlıktan kurtulmadı aksine savaşıp Efe'nin minik yıldızı oldu.

"Karanlıktaysan hayallerin vardır. Ya siz karanlıktan kurtulmak için mi savaşıyorsunuz hayalleriniz için mi?"

Minik yıldız sönene, Efe kendi karanlığında kaybolana kadar bu hikayenin gecesi olur musunuz?

Bu bölüm biraz kısa ama olsun. Hem Efe'nin ağzından hemde geçiş bölümü gibi oldu. Umarım duyguyu tam olarak yansıtabilmişimdir size. Takipte kalın. Oy verip yorum yaparak ailemizin büyümesine destek olursanız çok mutlu olurum. Bir sonraki bölüme kadar mutlu, umutlu ve hayallerinizle kalın. Seviliyorsunuz.

Instagram: elanur_xwqp

~Ela

UZAKLARDAN YAKINLARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin