Ig:uumrii_
*
Rüzgarın bu zaman kadar bir çok sevgilisi olmuştu. Sanılanın aksine çapkın ve şerefsiz biri olduğu için değildi bu. Rüzgar ilişkiler konusunda berattı. Zaten hiç bir sevgilisine aşık olmamıştı. Kalbinin gerçekten biri için attığını hiç hissetmemişti. Bu da ilişkilerine yansıyordu.
Homofobiklikten çok uzaktı. Hatta kendini keşfetme süreçlerinde kendisinin erkeklere karşıda bir şey hissedip hissetmediğini merak edip yanaştığı erkekler olmuştu. Ama hiç birinden etkilenmemiş veya bir şey hissetmemişti.
İlk kez gerçekten sevdiğini düşündüğü kız ile yatmıştı. Ama aldığı zevk sadece fiziksel ve hormoneldi. Sexten gerçekten zevk almıyor, İhtiyaçta duymuyordu. Hiç aşık olmamış, birine sevgi göstermemişti. Artık kendisinin böyle duyguları olmadığını düşünmeye başlamıştı.
Ama o gün o çocukla, kendinden hiç beklenmeyen bir şekilde, o daracık tuvalet kabininde yaptığı sex, aldığı zevk paha biçilemezdi. Daha önce hiç sakso çekmediği belli olan acemi çocuğun ağzına sokarken yaşadığı zevkten, kalbi göğüs kafesini yarıp çıkmak ister gibi atmasını sağlamıltı.
Bir çok kez dişleriyle canını acıtmış olsada, zevktem titreyen ellerini çocuğun kafasına koyup daha fazlasını istemişti.
Yatağına yatıp o anları düşündükçe vücudu istekle kasılıyordu. Gözlüğünü aldığında düşündüğü tek şey, bu olayın tekrarlanmasıydı. Gerçek bir sex yapmak istiyordu. İlk kez bunu istemişti.
Bunu ihanet olarak adlandırmak istemiyordu. Yaptığı yanlıştı. Ne kadar iki taraf içinde bitmiş bir ilişki olsada, herkes onları sevgili sanıyordu. Yanlızca bitti diyip son noktayı koymamıştı iki tarafta.
Rüzgarın ilişkiyi bitirmeme sebebi en uzun ilişkisinin ela ile olmasıydı. Yaptığı ilişkilerden çok yorulmuştu ve ela ile anlaşıyor gibileri. Ama ne ela nede rüzgar aşıktı.
Rüzgar, Elanın neden bitirmediğini hiç merak etmemişti. Onun için sevgilim diyeceği biri olması bir çok sıkıntısını gideriyordu. Yinede bu Elaya ihanet ettiği gerçeğini değiştirmiyordu.
Yaptığını Elaya söyleyip kendince günah çıkartıp vicdanını rahatlatmak istiyordu. Ama Elayı üzmekte istemiyordu. Bi çıkar yolu bulmalıydı.
*
"Sen ne yaptım dedin!"
Şok içerisinde yarım saattir beni hem sorgulayıp hem azarlayan tunanın ağzına çakma isteği ile dolup taşıyordum.
"Yeter tuna ya"
Oturduğum yatakta rahatsızca kıpırdandım. Oğuz beni boğarken Rüzgar gelip Oğuzu dövdüğü için canım arkadaşıma her şeyi baştan anlatmak zorunda kalmıştım. Beni okul çıkışı aceleyle evlerine götürmüş sorguya çekmeye başlamıştı.
"Ya ırmak hala idrak edemiyorum ama"
Şaşırmakta haklıydı. Biz birlikte büyümüştük. İkimizde birbirimizin hayatının her anına tanık olmuştuk. Benim tek ve en yakın arkadaşımdı.
Daha önce kimseyle öpüşmemiş olan benim, müzenin tuvaletinde hayatımda ilk kez gördüğüm bir çocuğa sakso çektiğimi hazmetmesi zor oluyordu onun için. Oğuzla olan her şeyi ilk ona anlatır, dizinde ağlardım. Yaptığım şeye ben bile hala şaşırıyordum. Oğuza ne kadar bağlı oldupumu ve gözümün ondan başka kimseyi görmediğini çok iyi biliyordu. Bir çok kez beni ondan vazgeçirmeye çalışmıştı. Ama benim gözüm aşk perdesiyle kapalı kalmıştı.
"Tamam. Anlamama izin ver. "
Yeniden yüzümü tunaya çevirip yarım saattir tekrar ettiği şeyleri dinlemeye başladım.
